1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sporcuların şaşırtan beslenme alışkanlıkları

28 Nisan 2009

Bazı sporcuların alışılmışın dışındaki yiyecek-içecek alışkanlıkları şaşırtıyor. Beckham'ın yüksek kalorili mönüsü ya da dünya rekortmeni atlet Usain Bolt'un kızarmış tavuk alışkanlığı, örneklerden sadece bir kaçı.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Sporcu deyince aklımıza genellikle düzenli beslenen yağ, tuz, şeker gibi zararlı gıdalardan ve alkollü içeceklerden uzak duran kişiler gelir.

Fakat bazı sporcuların başarılarını beslenme alışkanlıklarıyla karşılaştırınca kafalar biraz karışıyor. Çünkü pek çoğunun en sık yediği yiyecekler kızarmış tavuk ve hamburger. Bazıları da votka içip ardından sigarasını tüttürüyor.

Jamaica'lı rekortmen atlet Usain Bolt'un başarısının sırrı kızarmış tavuk!Fotoğraf: AP

Enerjisini kızarmış tavuğa borçlu

Tüm bu sayılanlar, aslında spor başarısında pek de alışılmış tarifler değil. Pekin’deki Olimpiyat oyunlarında atletizmde erkekler 100 metre, 200 metre ve 4x100 metrede dünya rekorları kıran Usain Bolt, enerjisini kızarmış tavuktan aldığını söyledi. Jamaikalı yarışçı hızını ve gücünü yetenekli diyetisyenler tarafından hazırlanmış diyetlere değil, tam aksine, yediği tavuklara borçluydu. Bolt, 100 metre yarışlarında dünya rekoru kırmadan önce yaptığı açıklamada, “11 civarında uyandım ve biraz televizyon izlemeye karar verdim ve biraz da kızarmış tavuk yedim” diye konuşmuştu. Bolt konuşmasını, “Daha sonra birkaç saat daha uyudum. Sonra biraz daha tavuk yedim ve pistin yolunu tuttum” sözleriyle sürdürdü.

Beckham’ın ilginç mönüsü

İngiltere Milli Takımı’nın eski kaptanı David Beckham da 2007 yılında LA Galaxy ile imzaladığı sözleşmenin ardından enteresan damak tadıyla gündeme gelmişti. Beckham’ın Tom Cruise gibi ünlü isimlerin katıldığı partisinin mönüsünde sosis, patates püresi, burger ve kızarmış patates bulunuyordu.

Arsenal teknik direktörü Wenger'in takımına uyguladığı beslenme reçetesinin adresi Japonya'dan.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Kanadalı bilardo oyuncusu Bill Werbeniuk ise bir sağlık sorunu nedeniyle bira kullanıyordu. Büyük Bill olarak adlandırılan sporcu, 1983’te dünya sıralamasında 8’inci sırada yer alıyordu. Werbeniuk, maç öncesi ve maç sırasında çok fazla bira içiyordu. Kanadalı sporcunun niçin alkol kullandığı konusunda ise pek çok spekülasyon yapıldı. Werbeniuk, daha sonraları propranolol kullanmaya başladı. Bazıları bunu vücudundaki titremeyi önlemek için kullandığını söylerken, bazıları da o kadar çok alkolden sonra kalbini korumak adına propranolol aldığını ileri sürdü.

Wenger'in mönüsü Japonya'dan

İngiliz futbolcular da bir zamanlar fast food gibi yüksek kalorili yiyeceklerle besleniyordu ve biraya olan düşkünlükleriyle biliniyordu. Fakat son 10 yıl içinde bu tarz içecek ve yiyecek kullanımında düşüş yaşandı.

Arsenal takımının teknik direktörü Arsene Wenger, kulübe beslenme konusunda değişiklikler getirdi. Fransız teknik direktör, Japonya’nın Grampus 8 takımında iki yıllık görevi sırasında beslenme ve diyet konusunda bilgi sahibi oldu. Wenger, yaptığı bir açıklamada, “Bu hayatımda sahip olduğum en iyi beslenme düzeniydi” dedi. Wenger, “Tüm yaşam tarzı sağlıkla bağdaşlaştırılmıştı. Haşlanmış sebze, balık ve pirinçle besleniyorlardı. Yağ ve şeker yoktu. Orada yaşadığınız zaman çok fazla şişman insan olmadığını fark ediyorsunuz. İngiltere’de çok fazla şeker ve et yendiğini ancak gerekli düzeyde sebze tüketilmediğini düşünüyorum” diye konuştu.

1983 ve 1989’da dünya şampiyonu olan İskoç dart oyuncusu Jocky Wilson’ın beslenme tarzı ise Japonlar’dan şüphesiz çok farklıydı. Önemli turnuvalarda ilk atışını yapmadan önce bira ve ardından yedi veya sekiz bardak votka içiyordu. İskoç oyuncu buna gerekçe olarak ise şunları söyledi: “Sadece sinirlerimi yatıştırmak için içiyorum. Böylece en iyi oyunumu oynayabilirim.”



BS/NH, DW/AFP