Sri Lanka Kamu Güvenlik Bakanı Sarath Weerasekara burkayı yasaklayacaklarını, ayrıca yaklaşık bin civarındaki Kur'an'a dayalı dini eğitim verilen okul ve kursları da kapatacaklarını açıkladı. Söz konusu okul ve kursların kökten dinciliğin bir işareti olduğunu söyleyen Weerasekara, tasarıyı bakanlar kurulunun gündemine getireceğini belirtti. Weereskara Cumartesi günü yaptığı açıklamada da burkanın "ulusal güvenliğe" tehdit oluşturduğunu söylemişti.

Sri Lanka'da 2019 yılında Paskalya sırasında kilise ve lüks otellere düzenlenen terör saldırılarında en az 279 kişi ölmüş, 593 kişi ise yaralanmıştı. Hükümet radikal İslamcılar tarafından düzenlenen saldırılar sonrasında burkayı olağanüstü hal çerçevesinde geçici olarak yasaklamıştı.

Paskalya saldırıları sonrasında çoğunluğu Budist olan ülkede Müslümanlara karşı önyargıların arttığı belirtiliyor. Sri Lanka'da Müslümanlar nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor.

İslami Dayanışma Cephesi Başkanı Riyaz Salley, Alman haber ajansı dpa'ya yaptığı açıklamada hükümetin planlarını tek yanlı olarak niteledi. Salley "Eğer hükümet dinci köktenciliği kontrol altına almak istiyorsa, geçici kararlar almak yerine köktencilik konusunu bir bütün olarak gündemine almalı" dedi. Köktenciliğin Budist din adamlarından da kaynaklanabildiğine dikkat çeken Salley, burka yasağının kafa karışıklığı yaratabileceğini, zira birçok kişinin burkayı nikap ile karıştırdığını söyledi.

Nikap, burkadan farklı olarak gözleri açıkta bırakıyor. Sri Lanka'da Müslümanlar kökeni Afganistan'da olan burkayı zaten giymiyor, Arap Yarımadası'ndan gelen nikap ise kullanılıyor.

Sri Lanka'da terörle mücadele yasası kapsamında geçen hafta yeni bir düzenleme de yürürlüğe girdi. Buna göre "şiddet eylemlerine" başvurma,"dini, ırkçı ya da toplumsal huzursuzluk" ya da "farklı gruplar arasında düşmanlık" yaratma şüphesi taşıyan kişiler 2 yıl süreyle tutuklanabilecek. Yeni düzenleme ülke içinde ve dışında insan hakları örgütlerinin tepkisini çekmişti.

AFP, dpa / EC, TY

©Deutsche Welle Türkçe