Federal Alman Emniyet Teşkilatı BKA'nın Başkanı Jörg Ziercke Wiesbaden’da düzenlediği basın toplantısında organize suçlara ilişkin 2008 yılı raporunu açıkladı. Rapora göre, organize suçlarda 2008’de açılan soruşturma sayısında bir önceki yıla oranla yüzde 5 düşüş kaydedildi.

Ancak bu düşüşe rağmen organize suçların hala bir tehdit oluşturduğunu belirten Ziercke, bu suçlardan elde edilen kazancın yüzde 40 civarında arttığını vurguladı. Rapora göre, bu suçlar yüzünden oluşan maddi zarar yaklaşık 691 milyon euroya ulaşıyor.

Şebekeler modern teknolojiyi kullanıyor

Ziercke, endişe veren diğer bir gelişmenin ise suçun işlenmesinde internetin de artık bir araç olarak kullanılması olduğunu belirtti.

Organize suçlarda modern teknolojilerin giderek daha çok kullanıldığını vurgulayan Ziercke, bu şebekelerin internetin sunduğu bilgi edinme ve iletişim olanakları sayesinde şifreli olarak haberleştiğini kaydetti. Zierkce, bu yüzden ceza davalarında kanıtların toplanmasının zorlaştığını vurguladı.

Uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığı ilk sırada

Federal Alman Emniyet Teşkilatı’nın raporuna göre, yüzde 38,6 ile uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığı ilk sırada bulunuyor. Kredi ve iflas dolandırıcılığı ise ikinci sırada yer alıyor. Üçüncü sırayı bireylere yönelik suçlar oluşturuyor. Federal Alman Emniyet Teşkilatı Başkanı Ziercke, buna örnek olarak otomobillerin çalınıp, Rusya, Ukrayna, Polonya gibi Doğu Avrupa ülkelerinde satılmasını gösterdi.

Organize suçlara karıştığı şüphesiyle hakkında soruşturma açılan kişilerin sayısı da 2008’de bir önceki yıla göre yüzde 8,5 azalarak, yaklaşık 9 bin 470 olarak kaydedildi. Organize suç işleyenlerin geldikleri ülkeler de farklılık gösteriyor. Bunlardan yüzde 41,7’sini Almanlar, yüzde 58,3’ünü de Alman olmayanlar oluşturuyor.

Türk kökenli 81 şebeke

Farklı bir kökene sahip olanlar arasında da yüzde 9,3 ile Türk kökenliler birinci sırayı alıyor. Türkleri, Polonyalılar takip ediyor. Türk kökenli şebekelerin sayısının 81 olarak kaydedildiği raporda, Türklerin özellikle eroin ve kokain ticareti ve kaçakçılığı yaptığı belirtiliyor. Eroinin Türkiye’den Almanya’ya, buradan da Hollanda ve İngiltere’ye kaçak yollarla gönderildiği ifade ediliyor.

Rapora göre, Polonyalıların oluşturduğu şebekeler ise otomobil hırsızlığı ile vergi ve sınır kaçakçılığında aktif bir rol oynuyor. Bu şebekeler, Almanya’da çalınan otomobilleri Polonya’ya götürüp satıyor; Rusya ve Ukrayna’dan alınan kaçak sigaraları da Polonya üzerinden Almanya’ya getiriyor.

Federal Alman Emniyet Teşkilatı’nın raporunda, Rus kökenli şebekelerin sayısının ise 2008’de 23’ten 28’e yükseldiği ve bu grupların dolandırıcılık ile uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığında aktif olduğu belirtiliyor.

Hükümetten talepler

Federal Alman Emniyet Teşkilatı Başkanı Ziercke, bu suçlarla mücadele edilmesi için siyasetçilerden taleplerini ise şöyle dile getirdi:

"Modern teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda Almanya’da internet aracılığı ile yapılan telefon görüşmelerinin dinlenebilmesini istiyoruz, zira olayların aydınlığa kavuşturulması için telefonların dinlenmesi önemli unsurlardan biri. İkinci olarak internette soruşturma yapabilmemiz için telekomünikasyon hizmeti veren kuruluşların tüm verileri kaydetmesi gerekiyor. Üçüncü olarak da adli kurumlar arasında bilgi alışverişinin artırılmasına ihtiyacımız var."

JD/MÇ, dpa