Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de rejimle muhaliflerin uzlaşması gerektiği yönündeki sözlerinin başlattığı tartışmayla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ankara'da Letonya Dışişleri Bakanı Edgars Rinkevics ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Çavuşoğlu, "Benim söylediklerim, ilk defa söylediğimiz şeyler değil. En başından beri söylediğimiz şeyler. Bu iç savaş başladıktan sonra, bu savaşın sonlandırılması için sarf ettiğimiz çabaların bir yansıması" ifadelerini kullandı.

Açıklamalarının hem Rusya ve İran'la birlikte yürüttükleri Astana süreciyle hem de Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla paralellik taşıdığını belirten Çavuşoğlu, "Kalıcı bir çözüm, siyasi bir çözümdür. Bunu başından beri söylüyoruz" dedi.

Astana sürecinde ve oluşturulan Suriye Anayasa Komisyonu kapsamında rejim ile muhalefetin zaten birçok kez bir araya geldiğini hatırlatan Çavuşoğlu, bu girişimlerde de tarafların uzlaşmasının hedeflendiğini belirterek "Benim söylediğim de buydu. Farklı bir şey söyledim mi?" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, "Peki, muhalefetin müzakere heyeti kurmasının amacı neydi? Bu müzakere heyetinin amacı da işte bu geçiş sürecini ve bu anayasa dâhil tüm bunları rejimle müzakere etmek. Yani ilk defa rejimle muhalefeti biz bir araya getirmiyoruz ki" ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, "Ama biz buna çok önemli katkı sağladık. Niye? Muhalefet çünkü Türkiye'ye güveniyor. hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık. Ama Suriye'de kalıcı bir istikrar ve barış için bu uzlaşının şart olduğunu söyledik, söylüyoruz" diye ekledi.

Suriye Dışişleri Bakanı ile geçen Ekim ayında gerçekleştirdiği görüşmeyle ilgili de konuşan Çavuşoğlu, "Ayaküstü yemek öncesi diğer bakanlarla sohbet ederken geldi, sohbet ettik. Bu düşüncelerimizi, yani Suriye'de kalıcı bir barışın olması için mutlaka bu Anayasa Komisyonu dâhil bu platformlarda gerekli adımların atılması gerektiğini söyledik ve Suriye'nin sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü güçlü bir şekılde desteklediğimizi de vurguladık" dedi.

Çavuşoğlu'nun gündem yaratan açıklaması

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu geçen hafta Ankara'daki 13'üncü Büyükelçiler Konferansı'nda "Muhalefetle Suriye'deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde kalıcı bir barış olmaz, bunu hep söylüyoruz" demişti. Ekim 2021'de Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenen Bağlantısızlar Toplantısı'nda Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile de ayaküstü bir sohbet gerçekleştirdiğini açıklayan Çavuşoğlu, bu düşüncesini o görüşmede de aktardığını söyledi. Çavuşoğlu, "Orada da biraz önce söylediğim, bu ülkenin tek çıkar yolunun siyasi uzlaşı olduğunu... Teröristlerin temizlenmesi lazım. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun ama diğer taraftan muhalif olan Suriyelilerle rejim arasında bir barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak da böyle bir durumda buna destek olabileceğimizi de söyledik" açıklamasında bulunmuştu.

Çavuşoğlu'nun açıklamalarının ardından Suriye'de muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde Türkiye aleyhinde protesto gösterileri düzenlenmişti. "Uzlaşı yok, devrim devam ediyor" yazılı pankartların taşındığı protestolar sırasında Türk bayrağı da yakılmıştı.

"Sözlerim çarpıtıldı"

Çavuşoğlu bugün yaptığı açıklamada, "sadece Suriye içindeki provokatörler değil, Türkiye içinde de bu işi kızıştırmak isteyenlerin de" kendisinin sözlerini çarpıttığını söyledi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Bunu çarpıtmak isteyenler çarpıtabilir. Çarpıtanların kim olduğunu da biliyoruz. Bayrağımıza el uzatanların eli de kırılır. zaten bununla ilgili geçici hükümet dâhil gerekli açıklamaları suriyelilerin endileri yaptı. Bu provokatörleri onlar da biliyor. Tutuklananlar da oldu" dedi.

Bahçeli'ye teşekkür

Çavuşoğlu, kendisine destek veren MHP lideri Devlet Bahçeli'ye de teşekkür etti.

Bahçeli, dün yayımladığı yazılı açıklamada, "Dışişleri Bakanı'mızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur. Türkiye'nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, bu çerçevede terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan iş birliğiyle sökülüp atılması önümüzdeki siyasi gündem konularından birisi olmaya namzettir ve hatta ciddiyetle ele alınmaya değerdir.

DW/CÖ,JD