Suriye'de Anayasa bilmecesi
26 Şubat 2012Anayasa taslağı elli yıllık Baas partisinin iktidar tekeline son veriyor, ancak Devlet Başkanı Beşar Esad'ın neredeyse sınırsız yetkilerine dokunmuyor. Esad'ın kendi deyimiyle ‘temkinli' reform süreci, Rusya ve Çin tarafından da destekleniyor.
"Esad'a gerçek destek yüzde 35'i geçmez"
Başkent Şam’dan siyasî yorumcu Sabit Selim ise insanların oylarını serbestçe kullanabilmeleri durumunda tüm bu yaşananların ardından Esad'ın çoğunluğu sağlayamayacağını ve kendisine desteğin yüzde 30-35’i geçmeyeceğini savundu.
Esad tarafından atanan 29 üyeli bir komitenin hazırladığı taslak, ‘Baas Partisi başkanının devlet ve toplumun başkanı olduğu' yönündeki tartışmalı sekizinci maddeyi feshediyor ve yeni siyasî sistemin ‘çoğulculuk' üzerine kurulmasını öngörüyor. Bununla birlikte din ve mezhebe dayalı parti kurulmasına izin verilmiyor. Gözlemciler bu istisnayla özellikle Kürtler ve Müslüman Kardeşler'in hedef alındığı görüşünde.
Esad 16 yıl daha koltuğunu koruyabilir
Muhalefetin eleştirdiği en önemli noktalardan biri ise devlet başkanının geniş yetkilerine dokunulmaması. Taslağa göre devlet başkanı, başbakan ve hükümeti atamaya devam edecek, parlamentoyu feshedip yasaları veto edebilecek. Taslaktaki 88'inci maddede, devlet başkanının en fazla yedişer yıllık iki görev dönemi için seçilebileceği belirtilse de 155'inci maddede bu koşulların sadece 2014 yılındaki devlet başkanlığı seçimlerinin ardından yürürlüğe gireceği belirtiliyor. Bu da Esad'ın 16 yıl daha koltuğunu korumasına olanak tanıyor.
Suriye uzmanı Robert Fisk, Anayasa referandumundan bağımsız olarak Esad rejiminin yıkılmasının kolay olmayacağı uyarısında bulunuyor. Fisk, “Esad çıkmaz sokakta gerçi ama kendisi de Baas Partisi de buna dayanabilir. Günlerinin sayılı olduğu beklentisi yanlış” şeklinde konuştu.
"Referandum komedi"
Suriye muhalefeti gibi Batılı ülkeler de Anayasa referandumunun içtenliğine inanmıyor. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney referandumun gülünç olduğunu ve devrim hareketini alaya aldığını belirtti. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de, Suriye'deki referandumu ‘komedi' diye nitelendirerek, göstermelik halk oylamalarının krizin çözümüne katkıda bulunamayacağını kaydetti. Westerwelle Esad'ın nihayet şiddete son verip siyasî dönüşüm yolunu açması gerektiğini vurguladı.
Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Suriye'de bir iç savaş uyarısında bulunarak, bir askerî müdahalenin bunu engellemeyip, tam tersine patlama noktasına getireceğini söyledi.
"Türkiye askerî müdahaleye yanaşmaz"
Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan Ortadoğu uzmanı siyasetbilimci Heiko Wimmen de, askerî müdahale söyleminin gerçekçi olmadığı görüşünde:
“Askerî bir müdahale beklemiyorum. Gerçi Amerika ve Fransa’da bu yönde söylemler var. Ama soğukkanlı bir şekilde bakacak olursak: Amerika’da sonbaharda seçimler yapılacak. Barack Obama’nın böyle bir maceraya atılacağını tahayyül edemiyorum. Durum Libya’dakinden tamamen farklı. Askerî olarak çok daha güçlü bir varlık gösterilmesi gerekiyor. Kurtarılmış bölgeler ya da tüm kontrol ve komuta yapılarıyla karşı tarafa geçmiş askerî birlikler yok. Suriye’de Amerikan birliklerinin devreye girmesi gerekiyor. Ya da Türkler’i müdahaleye teşvik etmek. Ama Türklerin de başkası için kendini ateşe atacağını sanmıyorum. Kaldı ki bunu kendileri için yapmaya bile kalkışmayacakken... Şu an için benim düşüncem, askerî bir müdahalenin yanlış yol olduğu.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW/AFP/Reuters/dpa, BK/BW