1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye'de halkın üzerine tanklar yürüdü

26 Nisan 2011

Son gelişmeler uluslararası toplumun tepkisini de sertleştirdi. ABD yönetimi Suriye’ye karşı yeni yaptırımları ele almakta olduğunu açıklarken; Avrupa Birliği ülkeleri BM Güvenlik Konseyi’ni harekete geçmeye çağırdı.

Fotoğraf: dapd

Arap dünyasındaki değişim dalgasından etkilenen Suriyeliler, altı haftadır sokaklarda. Beşar Esad yönetiminin protestoları durdurmak için her geçen gün daha fazla şiddet kullanması, yüzlerce göstericinin hayatına mal oldu. Yaşanan olayların ardından isyancıları artık reform vaatleriyle ikna etmek mümkün gözükmüyor. Protestolar sırasında artık sık sık "rejim değişikliği” talebi dile getiriliyor.

Peki Suriye hangi yöne gidiyor? Arap Araştırmaları Merkezi'nden Fares Braisat'a göre Beşar Esad yönetimi, Ortadoğu’da son aylarda yaşananlardan ders almamış gözüküyor ve yanlış bir yolda ilerliyor. Braisat "Suriye'deki rejim Tunus ve Mısır'da yapılan taktik hataları tekrarlıyor. Orada da durum Libya'dakine benzeyebilir. Protestoları bastırmak için şimdi orduyu devreye sokmaları, bu konuda güvenlik kuvvetlerinin ve siyasi tedbirlerin sonuç vermediği anlamına geliyor" açıklamasını yaptı.

"Farktan çok benzerlik var"

Fotoğraf: AP

Beşar Esad, 2000 yılında babası Hafız El Esad'ın beklenmedik ölümünün ardından devlet başkanlığı koltuğuna oturmuştu. Berlin'deki Modern Şarkiyat Araştırma Merkezi'nin Suriye uzmanı Thomas Pierret, ilk başta halka reform vaatlerinde bulunan Beşar Esad'ın, geçtiğimiz yıllarda sözünü tutmadığına ve hayal kırıklığı yarattığına dikkat çekiyor.

Pierret "Ben, Beşar ile Hafız arasında farktan çok benzerlik görüyorum. Beşar iktidarını temellendirmek için biraz daha fazla zamana ihtiyaç duydu. Rejimi kontrolü altına alması 4-5 yıl sürdü. Babasından tek farkı üslubu ve tarzı… Ancak artık bu nokta da önemini kaybetti" şeklinde konuşuyor.

Şiddet ve keyfi gözaltılar sürüyor

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, gösterilerin yoğunlaşması üzerine geçtiğimiz hafta geri adım atmış, temel özgürlükleri sınırlandıran ve 48 yıldır yürürlükte olan olağanüstü halin kaldırılmasını kabul etmişti. Ancak olağanüstü halin kalkmış olması pratikte henüz uygulamaya geçmiş değil. İnsan hakları örgütlerinin verdiği bilgiye göre protestoculara karşı aşırı şiddet, keyfi gözaltılar ve işkence olayları yaygın bir şekilde sürüyor.

Suriye yönetiminin uluslararası çağrılara kulak tıkadığını belirten BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillar, Suriye hükümetine, kan dökmeye son verme çağrısı yaptı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu sorumlusu Joe Stork ise uluslararası toplumu Suriye'ye karşı yaptırımlar uygulamaya çağırdı.

Uluslararası baskılar sonuç verebilir mi?

ABD yönetimi Suriye’ye karşı yeni yaptırımları ele almakta olduğunu açıklarken; Avrupa Birliği ülkeleri de BM Güvenlik Konseyi’ni harekete geçirmeye çalışıyor. Peki uluslararası baskılar sonuç verebilir mi?

Gazeteci Kristin Helberg'e göre Batı'nın baskısı Suriye üzerinde Yemen ve Mısır’ın aksine fazla etkili değil. Helberg "Elbette ki Almanya ve AB'nin örneğin insan hakları konusunda Suriye ve AB arasında bir işbirliğini öne sürerek bu konuda baskı uygulamayı denemesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak Suriye ekonomik açıdan ABD veya AB'ye muhtaç değil. Oysa gerek Mısır, gerekse Yemen adeta Batı’nın eline bakıyor" dedi.

Fotoğraf: AP


© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/AFP, BE/AŞ

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster