1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriyelilere yönelik şiddet endişe yaratıyor

8 Temmuz 2017

Türkiye gündemi son günlerde Suriyelilere yönelik şiddet eylemleri ve zanlıları hedef alan linç girişimi haberleriyle meşgul. Suriyeli mültecilere Türkiye’de nasıl bakılıyor? Uzmanlara göre öncelikli sorun entegrasyon.

Istanbul Bettelnde syrische Mutter mit Kind
Fotoğraf: DW/D. Heinrich

Suriyeli sığınmacılar geleli, altı yıl oldu. Mayıs 2011'de 250 kişiyle başlayan göç dalgası, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre, 3 milyon 69 bin 963 kişiye ulaştı. 250 bin kadarı, Suriye sınırına yakın Güneydoğu Anadolu’daki kamplarda yaşıyor. Ek olarak, Türkiye sınırları içinde 300 bine yakın kayıtsız Suriyeli olduğu tahmin ediliyor.

Resmi rakamlara göre, altı yıl içinde Türkiye’de doğan Suriyeli çocuk sayısı bu sene başına kadar 180 bindi. Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’ne göre ise bu sayı 230 bin civarında.

Suriyeli sığınmacıların 80 milyonluk Türkiye nüfusuna oranı, yüzde 4’e yaklaşıyor. On yıl içinde, 5 milyona ulaşacakları tahmin ediliyor. Suriyeliler, Türkiye’de beş yıl ikamet iznine sahip olarak yaşayan her yabancı ülke yurttaşı gibi vatandaşlık başvurusu yapabiliyor.

Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/L. Pitarakis

Türkiye'de yaşayan Suriyeli sayısı giderek artarken, son dönemde Suriyelilere yönelik şiddet eylemleri de tırmanıyor.

Hafta başındaki manşetlerde, İstanbul’da Suriyeli sığınmacıları hedef alan kitlesel saldırılar vardı. İstanbul’da polis, Suriyeli bir aileye yönelik linç girişimini, ailenin mahalleden uzaklaştırılacağı sözüyle engelleyebildi. Ankara’daki saldırı ise polisin gaz ve plastik mermi kullanmasıyla sona erdirildi. Suriyeli sığınmacılara ait çok sayıda ev ve işyerinin camları kırıldı, iki kişi yaralandı.

Sakarya’da Suriyeli dokuz aylık hamile kadınla 10 aylık bebeğinin katledilmesi ise büyük tepkilere neden oldu. Zanlılar güvenlik güçlerinin korumasıyla linçten kurtarılarak cezaevine gönderilebildi.

Saldırılar neden arttı?

Söz konusu ırkçı saldırıların temel kaynağı, Suriyeli sığınmacıların suça meyilli olduğu yönündeki ön yargı ve spekülasyonlar. Hem İstanbul, hem de Ankara’daki son linç girişimleri, sosyal medya üzerinden yapılan bu yöndeki paylaşımlarla taraftar topladı.

Ancak, İçişleri Bakanlığı’nın suç oranlarıyla ilgili bu hafta yayınladığı veriler, bu konudaki ön yargıları yalanlar nitelikte. Bakanlıktan yapılan açıklamada "Suriyelilerin karıştıkları olayların Türkiye'deki toplam asayiş olaylarına oranı 2014-2017 arasında yıllık ortalama yüzde 1,32'dir. Bu olayların önemli bir kısmı kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanan olaylardır" ifadelerine yer verildi.

Hükümetten de konuyla ilgili peş peşe iki açıklama geldi. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak sağduyu çağrısı yaparak, “Hoşgörüyü elden bırakmayalım” ifadesini kullandı. Başbakan Binali Yıldırım ise misafirperverliğe laf getirecek davranışlardan kaçınmak gerektiğini söyledi. Sığınmacılara da “Suç işleyen kendini sınır dışında bulur” uyarısı yaptı.

"Genel olarak kabul görüyorlar”

Rakamlara göre, Suriyeli sığınmacılar çok büyük oranda Türkiye toplumu içinde yaşıyor. Yalnızca yüzde 10’dan azı kamplarda kalıyor. Pek çok göç uzmanı, Türkiye’de genel olarak kabul gördüklerini söylüyor.

Ancak ev kiralarının yükselmesinden, ucuz işçiliğe, Suriyeli sığınmacılar sıklıkla toplumdaki pek çok olumsuz durumdan sorumlu tutuluyor. Uzmanlara göre, en önemli tartışma konusu, kalıcı mı, gidici mi oldukları yönünde.

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan’a göre, Suriye’deki savaşın kısa sürede sonuçlanacağını düşünen hükümet, sığınmacıların kalıcı olmalarını beklemiyordu. Fakat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Yüzde 90’ı kalıcı” diyor. Bunun başlıca nedeni ise geride bıraktıklarını yeniden bulamayacakları düşüncesi.

Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya ise aksi görüşte. Kaya, “Savaş biter-bitmez yüzde 95’ten fazla Suriyeli’nin ülkelerine dönmek gibi bir arzuları olduğunu görüyoruz” diyor.

Fotoğraf: DW/D. Cupolo

Kalıcı ya da gidici, her iki uzmanın da ortak görüşü, Suriyeli sığınmacıların entegrasyonunun en kısa zamanda sağlanması gerektiği. Öncelikli mesele, çocuklar. Sığınmacıların yarıya yakını çocuk. Fakat 450 binden fazlası okula gitmiyor.

Diğer sorunlar ise sağlık, barınma, işe erişim, sosyal uyum ve yurttaşlık. Bu konularda bazı adımlar atıldı. Ancak daha gidilmesi gereken uzun bir yol bulunuyor.

©Deutsche Welle Türkçe

 

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik