Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung'daki yorumda Almanya ve Avrupa'nın Ortadoğu'da yaşanan krizin aşılmasında yeterince etkili olamadığına dikkat çekiliyor.

"Avrupa ve Almanya'nın imkanları ne kadar sınırlı kalıyorsa, krizin olası sonuçları da o kadar sınırsız görünüyor. Gerçek bir savaş çıkmasa bile bu durumda değişiklik olmayacak. Irak'ta şimdiye kadar sağlanabilen istikrar biraz olsun sarsılsın, insanların yeniden kaçmaya başlayacağı kesin. İran, uygulayacağı terör için büyük olasılıkla Avrupa'da da hedefler arayacak. Bunun yanı sıra ekonomik açıdan da kırılmalar yaşanacak. Avrupa zayıflığı nedeniyle şimdiye kadar olduğundan çok daha büyük bedel ödeyecek. Kısa vadede ihtiyatlı olunması yönünde Avrupa'nın ortak bir çağrı yapmasından başka seçenek bulunmuyor. Bu çağrı en çok Irak'ta karşılık bulabilir, ama tabii ki Avrupalılar ülkeyi kaçarcasına terk etmezse. Bu nedenle de, Alman askerlerini önce güvenli bir yere götürmek doğru, ama ülkedeki eğitim misyonuna ve bununla birlikte her türlü umuda son vermek yanlış olur."

Frankfurter Allgemeine Zeitung, İranlı komutan Kasım Süleymani'nin ABD tarafından düzenlenen saldırı sonucu sonucu öldürülmesinin ardından Avrupa'nın içinde bulunduğu durumu işliyor.

"Avrupalı müttefiklerin Trump hükümeti tarafından bilgilendirilmemiş olması, Macron'un Batı ittifakında stratejik bir uzlaşma olmadığı yönündeki eleştirileri haklı çıkartıyor. Sonuçları bölgeyi kaosa sürükleyebilecek, jeopolitik koordinatları altüst edebilecek ve Avrupa'nın güvenliğini tehdit altında bırakacak bir kararı, Amerika'nın müttefikleri haber bültenlerinden öğrenmek zorunda kalmamalıydı. İran'ın vereceği tepkinin gerçekten dini liderlerinin sözde tehditleri kadar sert olup olmayacağını beklemekten başka çareleri bulunmuyor. Bunların hepsi ateşle ölümcül bir oyun."

İranlı komutan Kasım Süleymani'nin öldürülmesi sonrasında Irak meclisi ABD askerleri ile birlikte yabancı birliklerin ülkeyi terk etmesini isteyen bir karar aldı. Neue Osnabrücker Zeitung'da, Süleymani suikasti sonrasında Irak'taki olası gelişmeler ele alınıyor.

"Uluslararası destek olmadan Irak, IŞİD'in yeniden güçlenmesiyle mağdur duruma düşme veya sonunda İran'a tamamen bağımlı olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. Her ikisi de ülkenin istikrarına zarar vermesinin yanı sıra İslamcı terörün uluslararası düzeyde de güç kazanmasına yol açacak. Bu nedenle de, IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyona olan yaklaşım Irak açısından kader meselesi olabilir. Bağdat'taki hükümetin onayı olduğu sürece Alman askerlerinin ülkede kalabileceğini söylemeye gerek yok, aksi halde görevlerini tamamlamadan toparlanıp dönmek zorunda kalacaklar. ABD, General Süleymani'yi Irak topraklarında öldürerek, yıllardır oluşturulan güveni yerle bir etti. Bu durum kadar acı olan başka bir gerçek de, Almanya ve Avrupa Birliği'nin gerilimin tırmanmasını engellemeyi başaramayacak olması."

Mannheimer Morgen gazetesindeki yorum ise İran'ın Ortadoğu'daki rolüne odaklanıyor.

"ABD'nin –İsrail dışında- Ortadoğu'da durumu hiçbir zaman iyi olmadı.  Şimdi de son kredisini harcıyor. Bu durumdan, önemli bir bölgesel güç haline gelen, hiçbir şeye kolaylıkla boyun eğmeyen İran fayda sağlıyor. İran'ın nükleer anlaşmadan çekilme riski de arttı. Trump'ın yalan söylediği ve aslında rejim değişikliği istediği yönündeki Tahran'ın korkuları bir paranoyadan değil gerçek bir durumdan kaynaklanıyor. Belki de İran bu nedenle nükleer silah yapar. Tecrübe ile sabit olan ise nükleer silahı olan kendini güvende hisseder."

DW/JD,TY

© Deutsche Welle Türkçe