Malatya’daki cinayet Türkiye’nin Avrupa’deki imajına zarar verdi. Eleştirilerin hedefinde sadece katiller değil Türkiye yer alıyor. Avrupa’nın görsel ve yazılı basınında Avrupa Birliği’ne üye olmak isteyen Türkiye’deki inanç özgürlüğü sorgulanıyor. Bu saldırı sonucunda bir Alman vatandaşın hayatının kaybetmesi bu sorgulamanın Almanya’da yoğunlaşmasına neden oldu.

Antalya’daki Alman Katoliklere dinsel hizmet veren ve resmi makamlarca oturma ve çalışma izni verilen ilk rahip olan Rainer Korten “Hıristiyanlar Türkiye’de ne kadar özgür?” sorusunu yanıtladı.

“Türk Hırıstiyanların işi kolay değil, çünkü burada şartları değiştirmek istediklerine dair genel bir kanı var” diyen Korten yanıtında özellikle Türk Hıristiyanların ibadetlerini yerine getirmekte güçlük çektiğine dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bireysel din özgürlüğü Anayasa tarafından güvence altına alınıyor. Birisi Hıristiyan ise ya da Hıristiyan olmak isterse onun bu kararına saygı gösteriliyor. Ancak bu, Hıristiyanların kollektif anlamda birleştiği durumlar için yani kiliseler için geçerli değil. Lozan Antlaşması’nda sadece az sayıda kiliseye yer veriliyor.”

"Erdoğan'ın açıklaması gerçeği yansıtmıyor"

Rahip Korten, Türkiye’de gerçekleşen saldırıların faillerin hemen hemen hepsini çok genç insanlar olmasına şaşırdığını söyledi ve “Bu genç ruhlardaki kin nerden kaynaklanıyor? Bu çok temel bir soru?” dedi.

Korten, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’daki Müslümanlara kıyasla Türkiye’deki Hıristiyanların daha fazla haklara sahip oldukları yönündeki açıklamasının gerçeği yansıtmadığının altını çizdi.

Dört yıldır Türkiye’de görev yapan Alman rahip bu süreç içersinde Türk toplumunda dikkat çekici bir değişim yaşandığını da sözlerine ekledi: ”Antalya gibi bir şehirde bile son yıllarda baş örtülülerin oranında büyük bir artış var. İlk geldiğimde böyle değildi. Ama bunun sadece sembolik bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Bu arada cinayetin ardından birçok Türk de beni arayarak üzüntülerini iletti.”