“Türk seçmeni ülkenin geleceğini beş yıl daha AK Parti’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a emanet etti ve bu kararını verirken, iktidar partisine güvenini tartışmasız bir şekilde sandığa yansıttı. Alınan sonuçla Erdoğan herhangi bir koalisyon ortağına gerek duymadan Türkiye’nin 60. hükümetini kurabilecek. Ancak rejimde köklü değişiklikler yapma açısından gereken 367 sandalyeyi elde edemeyen AKP, seçim öncesi tartışılan değişiklikleri gerçekleştiremeyecek.

Sayısal açıdan bakıldığında TBMM’ye girmeyi başaran üç parti ile bağımsızlar üzerinden grup kurabilecek olan DTP hep bir ağızdan seçimlerden kazançlı çıktıklarını söyleyebilirler. Buna karşılık AKP’nin bu oranda beklenmedik oy patlaması ve MHP’nin rahat bir şekilde tekrar Genel Kurul’a dönebilmiş olması, bu iki partiyi seçimin asıl galipleri olarak gösteriyor.

Gerçek olan, seçmenin, gerek ordudan gelen, gerekse CHP’nin öne sürdüğü “laik rejim elden gidiyor” uyarılarını pek inandırıcı bulmadığı. Ancak Erdoğan ve AKP’nin sırtındaki sorumluluk yükü de ağırlaştı. Türk kamuoyunun ve AB’nin beklentisi ise son dönemlerde ağırlaşan demokratik reformların tekrar hızlandırılması ve Türkiye’nin İslamlaştırılması endişelerini inandırıcı bir şekilde bertaraf edilmesi.

DTP, AKP’nin Güneydoğu’da da sürpriz bir şekilde oy oranını ikiye katlaması sonucu istediğini tam olarak elde edemedi, ancak bunun sorumlusu son günlerde artan “Kürt Eyaleti” istemi olarak görülebilir. DTP kökenli bağımsızlar bu konuda istekleri vurgulamaya devam ederlerse, bu da milliyetçi hareketin ellerine yeni kozlar verir.”