1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye basın özgürlüğünde 163. sırada

29 Nisan 2017

Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, "Basın Özgürlüğü 2017" raporunu açıkladı. Bu yıl daha da gerileyen Türkiye 199 ülke arasında 163'üncü oldu. Basının en özgür olduğu ülke ise rapora göre Norveç.

Symbolbild Pressefreiheit Türkei
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/S. Suna

Freedom House, ülkelerin 2016 yılındaki gelişmelere göre sıralandığı "Basın Özgürlüğü 2017" raporunu yayımladı.

Basın özgürlüğünün küresel olarak son 13 yılın en düşük seviyesine indiğinin belirtildiği raporda, Türkiye'ye 100 üzerinden 76 puan verildi. Basın özgürlüğü derecelendirmesinde en kötü puanı 100 olarak belirleyen Freedom House'ın geçen yılki raporunda Türkiye'nin notu 71'di.

Geçen sene Angola, Orta Afrika Cumhuriyeti, Irak ve Umman ile birlikte 156'ncı sırada yer alan Türkiye; bu yıl ise Brunei ile 163 ve 164'üncü sıraları paylaştı.

Ülkelerin basın özgürlüklerine göre "özgür”, "kısmen özgür” ve "özgür olmayan” diye sınıflandırıldığı raporda, Türkiye "özgür olmayan” ülkeler arasında yer buldu.

En özgür basın Norveç'te

"Basın Özgürlüğü 2017" raporunda basının en özgür olduğu ülke 8 puanla Norveç olurken, bu ülkeyi 11'er puanla Hollanda ve İsveç izledi. Almanya ise 20 puanla 25'inci sırada yer aldı.

Dünya nüfusunun sadece yüzde 13'ünün özgür basın olan bir ülkede yaşadığına dikkat çekilen raporun son 10 sırasında ise Türkmenistan (98 puan), Kuzey Kore (98), Özbekistan (95), Eritre (94), Kırım (94), Ekvator Ginesi (94), Küba (91), Suriye (90), İran (90) ve Azerbaycan (90) yer aldı.

Freedom House'ın raporunda yer verilen karikatür Fotoğraf: Freedom House/KAL

En fazla gerileyen ülkelerden biri de Türkiye

Raporda basın özgürlüğünün en çok gerilediği ülkeler arasında Polonya, Türkiye, Burundi, Macaristan, Bolivya, Sırbistan ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti sayıldı.

Türkiye, Etiyopya ve Venezuela gibi "otoriter" düzenlerdeki yetkililerin, "siyasi veya sosyal çalkantıları bağımsız ya da muhalif yayın organlarına baskı yapmak için mazeret olarak kullandığı" belirtildi.

Raporda ayrıca, Türkiye ve Macaristan gibi ülkelerdeki iktidar partilerinin, kendilerine daha yakın bir medya sektörü yaratabilmek için yayın organlarını zorunlu ya da şeffaf olmayan patronaj değişikliklerine ittiği ifade edildi.

Raporda, "Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik darbe girişimi, bağımsız ve eleştiren medyanın hali hazırda vahim olan durumunu daha da kötüleştirdi. Başarısız darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL sırasında onlarca yayın organı kapatıldı, binlerce gazeteci ve medya çalışanı işlerini kaybetti, birçoğunun da yurt dışına çıkması yasaklandı. Gazetecileri Koruma Komitesi'ne (CPJ) göre, Aralık 2016 itibarıyla 81 gazeteci hapisteydi ve bu dünyadaki en yüksek sayıydı" denildi.

©Deutsche Welle Türkçe

DW, CÖ/HT

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster