Alman Basın Ajansı'na (dpa) konuşan bir Türk hükümet yetkilisi, Türkiye'nin sınır dışı edilecek gazetecilerin isimlerinin yer aldığı bir liste tutup tutmadığı iddialarına açıklık getirdi.
Reklam
Alman Basın Ajansı (dpa), adını anmadığı Türk yetkilinin kara liste iddialarına ilişkin görüşlerini aktardı. Yetkili, "bazı yabancı gazetecilerin Türkiye'ye sokulmamasının görüş ve habercilik faaliyetlerinden kaynaklanmadığını" savundu.
'Türk yasalarını ihlal ettiler'
Türkiye'ye girişine izin verilmeyen sözkonusu gazetecilerden bazılarının geçmişte Suriye'ye yasadışı yollardan giriş-çıkış yaptıklarının belirlendiğine dikkat çeken yetkili, bunun Türk yasalarının ihlali olduğunu söyledi. Yetkili, bazı yabancı gazetecilerin ise turist olarak ülkeye giriş yapmalarına rağmen şüpheli davranış olarak kabul edilen tavırlar sergilediklerine işaret etti. Yetkili, bunlar arasında ilgili kurumlara akredite olmadan aşırı grupların temsilcileriyle yapılan röportajları da saydı. Adı belirtilmeyen yetkili, "Türk hükümetinin bu anlamda herhangi bir politika değişikliği sözkonusu değildir" dedi.
"Türkiye'de yaşananları görmezden gelemeyiz"
10:25
Türkiye'ye sokulmayan yabancı gazeteciler
Geçtiğimiz haftalarda çok sayıda yabancı gazetecinin Türkiye'ye girişine izin verilmedi. Alman birinci kanalı ARD'nin Kahire bürosu yöneticisi Volker Schwenck İstanbul'dan Türkiye'ye giriş yapmak isterken Atatürk Havalimanı'nda 12 saate yakın alıkonulduktan sonra Kahire'ye geri yollandı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Schwenck'in "güvenlik" gerekçesiyle ülkeye girişine izin verilmediğini söyledi.
Aralarında Alman Bild gazetesinin de bulunduğu birçok basın kurumuna çalışan Yunan fotoğrafçı Giorgos Moutafis, İstanbul Havaalanı'nda ülkeye sokulmayarak sınır dışı edildi.
Rusya merkezli Sputnik haber portalının Türkiye Genel Müdürü Tural Kerimov'un da Türkiye'ye girişine izin verilmemişti. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Kerimov için de güvenlik gerekçesini göstermişti.
'Korkularımız arttı'
DW Türkçe muhabiri Aram Ekin Duran'a konuşan ancak ismini vermek istemeyen, Türkiye'de çalışan yabancı basın mensuplarından biri, "Son zamanlarda yaşanan olaylardan sonra korkularımız arttı" diyor. Yabancı gazetecilere uygulanan akreditasyon iptallerinin Türkiye'de çalışmayı imkânsız hale getirdiğini anlatan gazeteci, şöyle konuşuyor:
GAZETECİLER İÇİN KÖTÜ ZAMANLAR
Washington merkezli sivil toplum kuruluşu Freedom House’un “Dünyada Basın Özgürlüğü” araştırmasına göre, dünya genelinde basın özgürlüğünün durumu son yıl içerisinde hiç olmadığı kadar kötü.
Fotoğraf: AFP/Getty Images
Türkiye ve Ukrayna ‘özgür değil’
Dengeli habercilik, gazetecilerin güvenliği ve medyaya daha az devlet müdahalesi: Freedom House’un “Dünyada Basın Özgürlüğü” raporuna göre, dünya nüfusun yalnızca yüzde 14’ü böyle bir ortamda yaşıyor. Raporda, Türkiye ve Ukrayna basının ‘özgür olmadığı' ülkeler arasında yer aldı.
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo
Orta Asya endişe verici
197 ülkedeki basın özgürlüğünün durumun incelendiği raporda, ‘Basın özgürlüğü yasal güvence altında mı?’, ‘Sansür var mı?’ gibi sorulara yanıt aranıyor. 100 puan üzerinden değerlendirilen raporda 0 en iyi puan. Raporda Türkmenistan, Özbekistan ve Beyaz Rusya en kötü sıralarda yer alırken, basın özgürlüğünün en iyi durumda olduğu ülkeler ise Hollanda, Norveç ve İsveç olarak belirlendi.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Gazetecilere saldırı
Türkiye’de gazetecilere yönelik çok sayıda saldırı oldu. Örneğin İMC TV editörü Gökhan Biçici Gezi protestoları sırasında gözaltına alınmıştı. Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre, Türkiye’de aralık ayı başında 40 gazeteci hapisteydi. Basın özgürlüğü, medya kuruluşlarının hükümet yakın kişiler tarafından satın alınması nedeniyle de tehlike altında.
Fotoğraf: AFP/Getty Images
Sevilmeyen habercilik
Ukraynalı gazeteciler de Bağımsızlık Meydanı’ndaki hükümet karşıtı protesto gösterileri sırasında saldırıların hedefi oldu. Kurbanlardan biri hükümete muhalif tutumuyla biline gazeteci Tetiana Chornovol’du. Eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in lüks yaşam tarzı hakkında haber yapan gazeteci fiziksel şiddete maruz kalmıştı.
Fotoğraf: Genya Savilov/AFP/Getty Images
'Yalan söylemeyi bırakın'
Çin ve Rusya’da da durum kötü: Hükümetler medya üzerinde etki sahibi olmaya çalışırken, internet ortamındaki muhalif düşüncelerin kovuşturulmasına olanak sağlayan yasalar çıkardılar. Rusya’da RİA Novosti haber ajansı kapatılıp, devlet medyasına katıldı. Ruslar durumu, ‘Yalan söylemeyi bırakın’ pankartlarıyla protesto etti.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
ABD yönetimi gazetecileri dinledi
ABD her ne kadar basının özgür olduğu ülkeler arasında sayılsa da, istihbarat politikası akıllarda soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor. Freedom House’un araştırmasına göre, devlet bilgilerine erişim ‘ulusal güvenlik’ gerekçesiyle giderek kısıtlanırken, gazetecilerin kaynaklarını açıklaması konusundaki baskı artıyor. Ayrıca, yönetimin bir AP muhabirinin telefonunu dinlediği ortaya çıkmıştı.
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo
Mübarek dönemine dönüş
Mısır’daki gelişmeler de alarm veriyor. Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesinden sonra, durum daha da kötüleşti. Freedom House’un raporuna göre, 2013 yılındaki askeri darbeden bu yana çok sayıda gazeteci gözaltına alındı, beş gazeteci ‘ordunun eliyle’ hayatını kaybetti. Medyanın rejim yanlısı olduğu ve bağımsız haberciliğin ender görüldüğüne dikkat çekiliyor.
Fotoğraf: AFP/Getty Images
Mali toparlanma yolunda
Ancak olumlu gelişmeler de yaşandı, örneğin Mali’de. Devlet başkanlığı seçimleri ve radikal İslamcıların sürülmesinden sonra ülkede düzen yeniden sağlandı. 2012 yılında kapanan medya organlarının çoğu yeniden iş başında. Olumlu gelişmelere, 2012 yılında iki Fransız gazetecinin öldürülmesi gölge düşürdü.
Fotoğraf: AFP/Getty Images
Kırgızistan ve Nepal’de olumlu gelişmeler
Araştırmaya göre, Kırgızsitan ve Nepal’de de basın özgürlüğü arttı. Kırgızistan’da gazeteciler yönelik saldırılar azalırken, Nepal’de basın üzerindeki siyasi baskı zayıfladı. Ayrıca, araştırma İsrail’de de basının durumu iyileşme gösterdi ve yeniden ‘özgür’ kategorisine geçti.
Fotoğraf: AFP/Getty Images
9 fotoğraf1 | 9
"Sürekli sınırdışı edilme endişesi ile çalışıyoruz. Akreditasyonlarımız iptal edildiğinde ise aslında işsiz kalmış oluyoruz. Çünkü Türkiye'de yabancı kurumlar için çalışan gazetecilerin çoğu serbest çalışan. Benim Türkiye'deki iktidar ile herhangi bir sorunum yok. Yalnızca gerçekleri aktarmaya uğraşıyoruz. Eleştiri bile yapmıyoruz. Yine de bu fikirlerimi ismimi vererek söylersem, Türkiye'de bir daha çalışamama endişem var."