1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye koronavirüse hazırlıklı mı?

10 Mart 2020

Bugüne dek 115 ülkede görülen yeni koronavirüse Türkiye’de de bir kişide rastlandı. Peki Türkiye koronavirüs salgınına ne kadar hazırlıklı?

Ankara Zekai Tahir Burak Hastanesi
Ankara Zekai Tahir Burak HastanesiFotoğraf: picture-alliance/AP Photo/B. Ozbilici

Yeni koronavirüs dünyada hızla yayılırken Türkiye’de de bir kişide tespit edildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Salı gecesi bir kişide virüs bulunduğunu açıkladı. Bakan, bir kişide virüs tespit edilmesinin topyekun bir tehlike anlamına gelmediğini belirterek, Türkiye'nin hazırlıklarını yaptığını sözlerine ekledi. Peki Türkiye'de hazırlıklar ne aşamada?

Covid-19 ile ilgili Türkiye’de durum nedir, ilgililere sorduk.

Test kitleri güvenilir mi, sayısı yeterli mi? Gerektiği kadar test yapılıyor mu?

Tanı koymakta kullanılan testler Türkiye'de üretiliyor ve şu anda sadece Ankara, Erzurum ve İstanbul’da yapılıyor. Yakın zamanda Samsun ve Adana’da da yapılması planlanıyor. Türkiye'de bugüne kadar toplam 2 bin kişiye test yapıldı.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Klinik Mikrobiyoloji Derneği Başkanı Prof. Alpay Azap, bu sayının yüksek olmadığını ama yüksek risk taşıyan, hastalığın yaygın görüldüğü ülkelerden gelmiş kişilere ve hastalık belirtisi gösterenlere test yapıldığını söylüyor. Salgın olan ülkelerden örneğin Güney Kore’de bugüne kadar 140 bin kişiye test yapıldı.

Fahrettin KocaFotoğraf: DHA

Prof. Azap, yakın zamana kadar hastalık tespit edilmemiş olmasını, hastalık belirtilerinin hafif seyretmesine ve hastanın sağlık kurumlarına başvurmakta gecikmesine bağlıyor. Bakanlığın belirlediği referans laboratuvarlarda görevli mikrobiyologların verdiği bilgiye göre, haftada 2 bin test yapılacak kadar kit üretiliyor. Ancak bugüne kadar kullanılan da toplam 2 bin. Tedirginlik en çok bu yüzden yaşanıyor; daha fazla test yapılsa belki de pozitif çıkanlar olacaktı. TTB’nin oluşturduğu yedi kişilik korona virüs izleme heyetinde yer alan Prof. Özlem Azap, yapılan testlerin yeterli olduğundan emin değil. Kişi başına düşen test sayısında Türkiye’nin geride olduğunu söyleyen Azap, genişletmek gerektiğini savunuyor:

“Alınan örnekler referans laboratuvarlarda inceleniyor, kalite kontrolleri yapılıyor. Yapan kişiler de sürecin düzgün işlediğini söylüyor. Ancak negatif çıkması şaşırtıcı. 115 ülkede görüldü, geriye 80 ülke kalıyor, Türkiye onlardan birisi. Sınırlar kapatılmadan önce İran’dan gelenler olduğunu biliyoruz. Onlarda da hastalık bulgusu hiç mi yoktu?”

Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/B. Ozbilici

"Vaka var da, gizleniyor mu?” endişesi

Kamuoyunda zaten “vaka var da gizleniyor mu?” endişesi varken, geçen hafta Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, virüs hakkında asılsız iddialarda bulunan, sosyal medyada paylaşım yapan kişilerin takibe alındığını duyurması bu konudaki soruları da çoğalttı. Ancak konunun uzmanları, tespit edilmiş bir vakayı gizlemenin pek mümkün olmadığı görüşünde. Zaten bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da, Salı günü kamera karşısına geçip “Belki üç saat sonra, belki bir gün sonra karşımıza çıkabilir” dedikten sonra hemen ekledi: "Toplumu bir şeye alıştırmak için söylemiyorum, işin gerçekliği var.”

Sınırlar kapanana kadar İran’la, halen de Avrupa ile yoğun bir ilişki içinde olunduğunu söyleyen bakan Koca, “Yurt dışına yoğun gidip gelen insanımız var. Oradan enfeksiyonu almadığını kim söyleyebilir? Israrla ifade ediyorum, sorun küresel ama mücadelemiz ulusal. Hastalık görülebilir ama yayılımını önlememiz gerek. Tedbirleri vatandaşımızla birlikte almamız gerekiyor” dedi.

Türkiye’de kullanılan yerli tanı kitiyle 90-120 dakika arasında virüs tespit edilebildiğini söyleyen bakan Koca, aile sağlığı merkezlerinde tanı kiti bulunmamasına dair eleştirilere ise şöyle cevap verdi: “Numune alınırken özel bir yöntem uygulanıyor, bu yüzden ikinci, üçüncü basamak hastanelerde alınıyor. Aile hekimleri rapor verseydi hastalar buralara yığılırdı.

Salgın olması durumunda Türkiye hazır mı?

Bu soruya verilen cevap, kâğıt üzerinde "evet". TTB izleme heyetinden Prof. Özlem Azap ise şunları söylüyor:

“Sağlık çalışanları açısından koruyucu malzeme çok önemli. Yani önlük, eldiven, maske, gerektiği zaman gözlük ve siperlik. Yeterli sayıda maske olduğunu sağlık basanlığı söylüyor. Ama bizim çevreden gözlemimiz henüz örneğin aile sağlık merkezlerinde, özelde, üniversite hastanelerinde yeterli maske olmadığı. Bakanlık yetkilileri hazırlıklıyız diyor, umarız öyledir.”

TTB Başkanı Prof. Sinan Adıyaman ise virüs tespit edilse bile Türkiye’de büyük bir salgın olacağı görüşünde değil. İki üç ay içinde havalar ısınacağı için salgının sönümleneceğini söyleyen Prof. Adıyaman, “İyi izole edilirse, iyi tedavi edilirse o zaman bir problem olacağını düşünmüyoruz” diyor.

Emine Algan

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik