1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çocuk yaşta evlilik ve gebelikler azalıyor mu?

6 Temmuz 2020

TÜİK, Türkiye’de çocuk yaşta evlilikler ve ergen yaşta doğurganlığın azaldığını açıkladı. Ancak uzmanlara göre bu veriler gerçek tabloyu yansıtmıyor.

Fotoğraf arşivden
Fotoğraf arşivdenFotoğraf: AFP/Getty Images

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Dünya Nüfus Günü dolayısıyla hazırladığı bültende Türkiye'de çocuk yaşta evlilikler ve ‘adölesan' yani ergen yaşta doğurganlık hızına ilişkin bazı veriler de yer aldı. Açıklanan verilere göre 2019'da 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarında evlilik oranı yüzde 3.1, 15-19 yaş arasında görülen ergen doğurganlık hızı binde 17 oldu. TÜİK açıklamasında, adölesan doğurganlık hızı ve ‘resmi’ kız çocuk evliliklerinin azaldığını belirtti.

Peki veriler gerçeği ne kadar yansıtıyor? Kadın ve çocuk hakları savunucularına göre, eksik paylaşılan veriler Türkiye'de çocuk yaşta evliliklere ilişkin gerçekçi bir tablo ortaya koymuyor.

DW Türkçe'ye konuşan Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Türkiye'de erken yaşta evliliklerin arttığını sahadaki çalışmalardan gördüklerini söylüyor.

15 yaş altına ilişkin veri yok

TÜİK bülteninde 15 yaş altı çocuklarla ilgili verilerin yer almaması dikkat çekiyor. TÜİK geçen yıllarda 15 yaş altı çocuklarda doğum sayılarına ilişkin verileri de yayımlıyordu. Buna göre 2001-2018 arasında 17 yaş altı çocuklarda doğum sayısı 542 bin 821 olurken bu çocukların 20 bin 392'si 15 yaş altıydı. Verilere göre 2018'de 15 yaş altı 167 çocuk doğum yaptı.

Bugün açıklanan verilere göre ise 2015'te binde 26 olan 15-19 yaş grubunda doğurganlık hızının, 2016’da binde 24, 2017’de binde 22, 2018’de binde 19, 2019’da binde 17’ye gerilediği ifade edildi.

Canan Güllü, "Şöyle bir veriyi alabilmiş mi araştırıcılar? 10 yaşına kadar ya da 10 yaşından 16 yaşına kadar herhangi bir kayıt yok. Eskiden ücretsiz doğum imkanından yararlanmak için hastaneye gidildiğinden bunu doğum verilerinden anlayabiliyorduk. Şimdi erken yaş evliliklerinden dolayı haklarında ceza işlemi açılır diye bu hastanelere de gidilmiyor" diyor.

Canan Güllü Fotoğraf: DW/H. Köylü

"Sahada araştırma yapılmalı"

"Olmayan bir veri üzerinden 'Türkiye'de çocuk yaş evlilikleri, doğum oranları, anne ölümleri düşmüştür' diye bir algıya kapılmamak gerek” diyen Güllü, veriler açıklanmadan önce sahada geniş bir araştırma yapılması gerektiği görüşünde. Güllü, "Aile Bakanlığı, üniversiteler bir araştırma yapsın, 10 yaşında kaç kadın evlenmiş, kaç kadın doğum yaparken ölmüş, ilk bebeğini doğururken ölümüne neden olmuş. Biz bu çocukları kadın noktasında değerlendirerek 'erken yaşta evlilik azaldı' algısıyla aflar çıkarmaya çalışıyoruz" diye konuşuyor.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Çocuk Hakları Komisyonu Sözcüsü Özgür Barış Demir ise TÜİK bülteninde çocuk yaşta evlilik ve doğumların hangi bölgelerde, hangi gruplarda yoğun yaşandığına dair ayrıntıların yer almadığını vurguluyor. DW Türkçe'ye konuşan Demir "Hangi bölgelerde bu durumların yoğun yaşandığına dair verilerin belirtilmesi gerekiyor. Resmi olarak belirtilen düşüşle ilgili ayrıntıların açıklanması gerekiyor. Diğer yandan örneğin mülteci çocukların durumu hakkında bir bilgi yok. Dolayısıyla veriler eksik" diye konuşuyor.

Hangi yaş grubuyla evlendiler?

Öte yandan TÜİK’in bugün açıkladığı veriler, Türkiye'de kız çocuklarının evlendirildiği yaş grubunun kendi yaşıtlarından oluşmadığını gösterdi. Çocukların evlendirildiği yaş gruplarıyla ilgili bilgiler ise bültende yer almadı. Verilere göre 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının sayısı erkek çocuk sayısının 20 katını buluyor.

Buna göre 2015'te bin 483, 2016'da bin 319, 2017'de bin 81, 2018'de bin 29 ve 2019'da 940 erkek çocuk evlendi. Evlenen kız çocuklarının sayısı ise 2015’te 31 bin 337, 2016’da 27 bin 637, 2017’de 23 bin 906, 2018’de 20 bin 809 ve 2019’da 17 bin 47 oldu.

11 bin çocuğa mahkemeden izin

DW Türkçe'ye konuşan Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı Koordinatörü Avukat Şahin Antakyalıoğlu da konunun bir başka boyutuna dikkat çekiyor. Antakyalıoğlu, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nün açıkladığı istatistiklere göre Aile Mahkemesi hakimlerinin 2019 yılında 16 yaşında olan 11 bin 446 çocuğun evlenmesine izin verdiğini söylüyor. Medeni Kanun'a göre 16 yaşında bir çocuğun  evlenebilmesi için olağanüstü ve pek önemli bir sebep olması gerektiğine işaret eden Antakyalıoğlu "Açıklanan 11 bin 446 çocuktan kaçı bakımından bu kriter var, bu dosyalarla ilgili kaçı için sosyal inceleme raporu alındı, bilinmiyor" diyor.

Aile mahkemelerinin uluslararası mevzuatı dikkate almadığını vurgulayan Antakyalıoğlu, şöyle devam ediyor: "Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesinin 31 Sayılı ve Çocuk Hakları Komitesinin 18 Sayılı Zararlı Uygulamalara İlişkin Ortak Genel Tavsiye Kararı’na göre çocuk yaşta evliliğe, anne ölüm oranlarına yol açan erken ve sık hamilelik ve doğum eşlik ediyor. Hamileliğe bağlı ölümler, dünya çapında 15-19 yaşları arasındaki kızlar için ölümün başlıca sebebi. Çocuk evlilikleri, özellikle kızlar arasında okul bırakma, okuldan atılma yüksek oranlarına ve hareket özgürlüğünün kısıtlanmasına ek olarak artan aile içi şiddet riskine katkı sağlıyor."

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/F. Heyder

Yaşı çok genç olan anneler ifadesi

Hak savunucuları, TÜİK’in kullandığı dilin de tartışmalı olduğu görüşünde. TÜİK bülteninde adölesan doğurganlık "yaşı çok genç olan annelerden doğan bebekler" şeklinde ifade ediliyor. Demir, "Çocuk yaşta evlilikler, 'genç yaşta evlilik' olarak; çocuk yaşta gebelikler de 'genç yaşta gebelik' olarak ifade edilmiş. TÜİK, tıpkı İstismar Yasası öncesi ana akım medyanın kullandığı dili kullanmış. Böyle bir ifade kabul edilemez. Bu, çocuk istismarını meşrulaştıran bir ifadedir" yorumunu yapıyor.

Canan Güllü de Türk Medeni Kanunu'na göre kadın veya erkeğin 17 yaşını doldurmadıkça evlenmesinin yasak olduğunu hatırlatıyor. 16 ve 17 yaş çocukların hakim kararıyla evlenebildiğini vurgulayan Güllü, evlenme yaşının 18 olduğu Türkiye'de bunun resmi bir evlilik verisi gibi yansıtılmasını yanlış buluyor. Güllü, açıklanan verilerin İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin tepkilerle aynı döneme geldiğine işaret ediyor.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili "Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır" demişti.

"Tedbirler yeterince uygulanmıyor"

Canan Güllü, "Sayın Numan Kurtulmuş’a aslında bu verilerin gerçek olmadığı noktasından da giderek sormak istiyoruz. Siz Türkiye'de kaç çocuğun 4+4+4 sistemiyle eğitimden uzaklaştığını, kaç çocuğun oyun oynaması gereken, yaşıtlarıyla eğitime devam etmesi gerekirken kadınlık rolüne soyunduğunu biliyor musunuz? Ha siz İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmışsınız, ha sahadan böyle sanal veriler paylaşmışsınız, kadınlara gidin kendinizi öldürün demek gibi bir söylemdir açıkçası" yorumunu yapıyor.

TÜİK'in çocuk yaşta evliliklere ilişkin verilerinde soru işaretleri

04:40

This browser does not support the video element.

Güllü'ye göre İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik yürütülen karalama kampanyası ve erken yaş evliliklere ilişkin düzenleme beklentisi nedeniyle çocuk istismarına ilişkin tedbirler yeterince uygulanmıyor.

Özgür Barış Demir de verilerin AKP’nin erken yaşta evlilikleri meşrulaştırma çalışmalarıyla birlikte okunması gerektiğine işaret ediyor. Demir, "Resmi olarak açıklanan veriler çocuk evliliklerinin azaldığını gösteriyor. Ama buna karşılık hükümet yetkililerinin bu evlilikleri resmileştirme yönünde adımları var. Şu anda çocuk istismarını meşrulaştıran kanun tasarısı hakkında çalışmalar sürerken böyle bir verinin hangi çevrelerce nasıl karşılık bulduğunu da açıkça görüyoruz" diyor.

AKP'nin erken yaşta evlilikler için düzenleme hazırlığı uzun süredir kamuoyunda konuşuluyor. Buna ilişkin bir taslak İnfaz Yasası oylaması sırasında gündeme gelmiş, ancak teklifin yasada yer almadığı ortaya çıkmıştı. Kadın Dernekleri Federasyonu’nun aldığı duyumlara göre tasarı Ekim ayında Meclis gündemine yeniden getirilecek.

Pelin Ünker

©Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik