1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de basının son bir yıllık karnesi

10 Ocak 2016

Türkiye basın özgürlüğü ve hapisteki gazeteciler konusunda eleştirilen ülkeler arasında. Son bir yılda tutuklanan gazeteciler, medyaya yönelik baskılar ve sosyal medyaya erişim yasaklarıyla sık sık gündeme geldi.

Türkei Proteste nach Festnahme des Journalisten Can Dündar
Fotoğraf: Getty Images/AFP/O. Kose

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde Türkiye'nin basın karnesi parlak görünmüyor. New York Merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) son raporuna göre, 1 Aralık 2015 itibariyle Türkiye'de 14 gazeteci hapiste. Türkiye bu rakamla Komite'nin hapisteki gazetecilerle ilgili raporunda beşinci sırada yer alıyor. Raporda Türkiye ile özel endişe dile getiriliyor ve Türkiye Mısır'la birlikte 2015'te gazeteciler için durumun hızla kötüleştiği ülke olarak gösteriliyor. 2014 yılında Türkiye'nin hapisteki onlarca gazeteciyi serbest bıraktığı, 2015'te ise hapisteki gazeteci sayısının katlanarak iki katına çıktığı belirtiliyor. Peki, son bir yılda Türkiye'de basında neler oldu?

Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı: Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, kasım sonunda tutuklandı. Gazeteciler hakkında MİT TIR'larıyla ilgili haberlerden ötürü soruşturma başlatılmıştı. Dündar ve Gül'e yöneltilen suçlamalar arasında, ''Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek'', ''Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak'' ve "Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" de bulunuyor. Dündar ve Gül 45 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu. Sosyal medyada #gazeteciliksucdegildir paylaşımlarıyla gazetecilere destek sürüyor.

Gazeteci Canan Coşkun'a dava açıldı: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun hakkında TOKİ diye bilinen Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’nin bir iştiraki olan Emlak Menkul Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı’ndan indirimli lüks konutlar satın aldığına ilişkin haberi nedeniyle dava açıldı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkan Coşkun, haberindeki bilgilerin yanlış olduğu gerekçesiyle değil, hâkim ve savcıların isimlerinin haberde anılarak itibarlarının zedelenmeye çalışıldığı iddiasıyla yargılanıyor. Duruşma 15 Mart’a ertelendi.

Hürriyet ve gazete yazarı Ahmet Hakan'a saldırı: Hürriyet gazetesi geçen yıl eylül ayında art arda iki saldırıya uğradı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon söyleşisinin Hürriyet'in internet sayfasında verilme biçimine tepki gösteren 200 kişilik grup İstanbul'daki merkez binasının camlarını kırdı. Bu saldırıdan iki gün sonra Hürriyet'in binası yeniden saldırıya uğradı. Tekbir sesleri getiren ve AKP lehine slogan atan saldırganlar, bina bariyerleri ve giriş kapısına zarar verdikten sonra olay yerinden ayrıldı. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, hükümet kanadından güçlü bir kınama gelmemesinin saldırganları cesaretlendirmiş olabileceğini söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı ile İstanbul Valisi’ni arayarak basın kuruluşları başta olmak üzere tüm ülkede güvenliğin sağlanmasını istedi. Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, geçen yıl ekim ayında İstanbul'daki evinin önünde 4 kişinin saldırısına uğradı. Hastaneye kaldırılan Ahmet Hakan'ın burnu ve kaburgası kırıldı. Saldırıyla ilgili önce dört kişi yakalandı. Saldırganlardan üçünün Adalet ve Kalkınma Partisi'ne üye olduğu ortaya çıktı. AKP üç kişiyi partiden ihraç etti.

Nedim Şener'e ödül: Gazeteci Nedim Şener, Almanya'nın saygın basın özgürlüğü ödüllerinden Sparkasse Leipzig Medya Vakfı'nın Medya Özgürlüğü ve Medyanın Geleceği 2015 Ödülü'ne layık görüldü. Şener DW'ye verdiği demeçte, "Türkiye'de gazetecilere saldıran gazeteciler türedi, üredi, üretildi, desteklendi. İktidara yakın gazeteciler tarafından yapılıyor bunlar. Ve bunlar meslektaşlarını açık açık hedef alabiliyorlar, açık açık tehdit ediyorlar. Zaten onların oluşturduğu bu ortamda da hükümete şirin görünmeye çalışan veya bir takım kirli amaçları olan insanlar da gazete binalarına saldırıyor, gazetecilere saldırıyorlar, gazetecilerin canlarına bile kast edebilecek sözleri edebiliyorlar rahatlıkla. Bunun ileriki yansıması maalesef gazetecilere bir şey olmasından korkuyoruz. Türkiye gazeteciler için bir baskı sembolü, dünyada gazetecilere yönelik en ağır ihlallerin olduğu bir ülke haline getirilmeye çalışılıyor" dedi.

Koza-İpek Grubuna kayyum: Gülen basınına yakın İpek Medya Grubu'na bağlı Koza Holding'in şirketlerine geçen yıl eylül ayında operasyon düzenlendi. Bünyesinde Kanaltürk TV, Bugün ve Millet gazetelerini barındıran İpek Medya Grubu'na hem İstanbul, hem de Ankara'da gerçekleştirilen polis baskını ve TV yayınlarının resmi görevlilerce durdurulmak istenmesi dünyada yankı yarattı. Koza-İpek Medya Grubu'na "kara para aklama ve terör örgütüne yardım" suçlamaları ile kayyum atandı. Gelişmelerin ardından twitter'de, #oezgurbasınsusturulamaz hashtagleriyle paylaşımlar yapıldı.

Güneydoğu'da gazeteci olmak: PKK'ya yönelik operasyonlar ile birçok ilçede ilan edilen sokağa çıkma yasakları, gazetecilerin çalışma koşullarını olumsuz etkiledi. Ekim ayında Diyarbakır Silvan'da operasyonları görüntüleyen Özgür Gün TV'den Murat Demir ve Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Serhat Yüce'ye tepki gösteren polis memuru, Yüce'nin başına silah dayadı. Olayın ardından gazeteciler Murat Demir ve Serhat Yüce gözaltına alındı. 5 saat gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldılar. Bu ay DİHA muhabiri Nedim Oruç Silopi'de, Jin Haber Ajansı (JİNHA) muhabiri Rojda Oğuz ise Van'da tutuklandı. Dicle Haber Ajansı'na birçok kez erişim engellendi. Diyarbakır'da haziran ayında Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen İhya-Der'in Başkanı Aytaç Baran Yenişehir ilçesi Şehitlik semtindeki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Olay yerine yerine giden gazetecilere, burada gösteri yapıp rastgele ateş açan kalabalık grup saldırdı. Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabirleri Canan Altıntaş ve Serdar Sunar ile İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Burak Emek yaralandı.

Twitter ve Youtube'a erişim engeli: Sosyal medya platformu Twitter ile video paylaşım sitesi Youtube’a geçen yıl nisan ayında, iki saldırganın yasadışı DHKP-C örgütü adına Çağlayan Adliyesi'ne saldırı düzenleyerek, Berkin Elvan dosyasının savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin aldığı görüntüler nedeniyle erişim yasağı konuldu. Görüntülerin yayımlanmasını sert şekilde eleştiren hükümet, savcıyı başına silah dayanmış şekilde göstermenin gazetecilik etiğine aykırı olduğunu belirterek, savcıyla ilgili görüntü paylaşan tüm internet sitelerine karşı ağır yaptırım kararı alınacağını ifade etmişti. Temmuz ayında Suruç'ta Kobani'ye yardım malzemeleri götürmek isteyen ve Amara Kültür Merkezi'nde basın açıklaması yapan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerine düzenlenen saldırının görüntüleri nedeniyle erişim ve yayın yasağı getirildi. Platformun görüntüleri kaldırmasının ardından erişim engeli kalktı. Erişim yasakları #twitterimedokunma hashtagli paylaşımlarla protesto edildi.

Türkiye basın kuruluşlarının raporlarında: Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün (RSF) '2015 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi' raporuna göre Türkiye 180 ülke arasında 149'uncu sırada yer alıyor. ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, yayınladığı yıllık raporunda Türkiye'yi bir kez dana 'basının özgür olmadığı ülkeler' arasında gösterdi. Türkiye'nin son beş yılda Tayland ve Ekvador'un ardından basın özgürlüğünde en hızlı gerileyen üçüncü ülke olduğuna vurgu yapan raporda, dünya genelinde basın özgürlüğünün keskin bir biçimde azaldığına da dikkat çekildi. Türkiye'nin 2009'dan bu yana basın özgürlüğünde 11 puan düştüğü belirtilen raporda, basın özgürlüğü derecelendirmesinde en kötü puan olan 100 üzerinden, Türkiye'nin notu 65 olarak açıklandı.

Alman basın örgütlerinden tepkiler: Türkiye'de Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına Alman basın örgütleri de tepki gösterdi. Almanya Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ve Alman Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye'de basın özgürlüğünün içinde bulunduğu durumu, medya kuruluşlarına düzenlenen saldırıları ve gazetecilerin tutuklanmasını eleştirdi. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü 2015 Basın Özgürlüğü Ödülü'nü, basın özgürlüğü alanındaki mücadelesi nedeniyle Cumhuriyet gazetesine verdi.

AB'den tepki: AB Komisyonu, 1 Kasım seçimlerinden sonraya bırakılan Türkiye İlerleme Raporu'nda basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar eleştirildi. Raporda geçen yıllarda bazı hassas ve tartışmalı konuların özgür bir ortamda tartışılması mümkünken, gazetecilere, yazarlara ve sosyal medya kullanıcılarına karşı açılan sürmekte olan ve yeni ceza davalarının ciddi endişe kaynağı olduğu belirtildi. AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker farklı düşünenlerin baskılara maruz kalmaması gerektiğine dikkat çekerek, 'Basın özgürlüğü bizim açımızdan çok önemli, konu sürekli olarak gündeme gelecektir' dedi. Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül, Avrupa Birliği liderlerine Türkiye ile kasım ayında yapılan zirve öncesinde, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve insan hakları konusundaki sorunları gözardı etmemeleri çağrısında bulundu.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/HT/BS

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster