Türkiye'deki Süryanilerin hayatına dokunacak kilise
16 Kasım 2021Türkye Cumhuriyeti'nin ilk kilisesi Nisan ayında açılmaya hazırlanıyor. Paskalya döneminde ibadete hazır hale gelecek Süryani Kadim Vakfı Mor Efrem Süryani Ortodoks Kilisesi’nin inşasında şimdiye kadar yüzde 80'lik ilerleme sağlandı. Sade bir mimariye sahip kilisede mobilyaların ve iç kaplamaların yerleştirilmesi ile inşa süreci tamamlanmış olacak.
İstanbul Yeşilköy'deki bu kilise, 1914 yılında Mardin'de yapılan Mor Petrus Kilisesi'nden sonra bu topraklarda sıfırdan inşa edilen ilk kilise olma özelliğine sahip.
Yaklaşık 100 yıldır İtalyan Katoliklerin kiliselerinde kiracı konumunda bulunan Süryaniler bu kilisenin tamamlanmasıyla İstanbul'da ilk kez kendilerine ait bir ibadethaneye kavuşmuş olacaklar.
İnşa edilen kilisenin Süryaniler için asıl önemi, ibadet dışında cemaatin bir araya gelerek kendi özel günlerini gerçekleştirme, tören ve düğün gibi etkinlikleri düzenleme gibi konularda kullanabilecekleri bir mekân olması.
İlk girişim 2010'da
İstanbul'da 20 bin kadar Süryani'nin yaşadığını söyleyen İstanbul Süryani Kadim Vakfı Başkan Yardımcısı Kenan Gürdal, "Biz daha önce altı farklı kilisede kiracı konumundaydık. Bu kiliselerde günün yarısında bizim cemaatimiz, diğer yarısında diğer cemaatler ibadetlerini gerçekleştiriyordu. Daha sonra kendi kilisemizi yapmak için harekete geçtik. Hükümet ile ilk teması 2010'da kurduk. Durumu bazı bakanlara ilettik. Onlar da o dönem Egemen Bağış ve Recep Tayyip Erdoğan'a aktardı. İlk somut adımlar da böylece atılmış oldu" diyor.
Erdoğan, Topbaş'tan arsa istedi
Ancak olumlu geçen bu görüşmelerin ardından Süryani cemaatinin kiliseyi yapmak için aşması gereken en önemli konu arsa tahsisiydi. Cemaat bu sorunu çözemiyordu.
Gürdal, bu süreci "2014'te Cumhurbaşkanı Erdoğan, Süryani cemaatimiz ile kilise talebimizi görüşürken dönemin İstanbul Büyükşehir Başkanı Kadir Topbaş'ı aradı. Kilise konusunda hızlı ve net adımların atılmasını istedi. Topbaş'a cemaatimiz için arsa tahsisini gerçekleştirmesi talimatı verdi" ifadeleri ile anlatıyor.
Bu konuda kendilerine belediye tarafından hızla geri dönüş yapıldığını ve İstanbul'un 4-5 farklı noktasında arsa gösterildiğini belirten Gürdal, "Ancak bizim bu arsalara kilise inşa etmemiz anlamsızdı. Çünkü hem konum olarak çok uzak hem de Süryanilerin yaşamadığı noktalardaydı bu arsalar. Bizim yaşlı ve çocuklarımızın buraya gitmesi imkansızdı. Bu durumu tekrar ilettiğimizde ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi bize çok güzel bir öneri ile geldi. Bakırköy'de bulunan İtalyan Katoliklere ait mezarlığın arsası adres olarak gösterildi. Biz de memnuniyetle kabul ettik" diye konuştu.
Vatikan'a kadar giden anlaşmazlık
Arsa sorununu çözmüş gibi görünen Süryani cemaatinin önüne ise bu kez yeni bir sorun geldi. Üstelik bu sorun tam bir diplomasi trafiğine neden olurken konu Vatikan'a kadar gitti.
Gürdal, İtalyan Katolikler ile kurdukları ilk temasın çok olumlu geçtiğini ve bu duruma sevindiklerini anlatıyor. Çünkü mezarlık 1925 yılından bu yana hiç kullanılmamış ve âtıl durumdaydı. 1950'li yıllarda Türkiye Cumhuriyeti bu mezarlık için İtalyanlara bir çağrıda bulunmuş ancak bir karşılık gelmemişti. O tarihten itibaren belediye tarafından korunan bir alandı.
İnşaat için belediyeden ruhsat aldıklarını anlatan Gürdal bu olumlu sürecin, rahibin değişmesiyle de sona erdiğini belirtiyor: "Yürütmeyi durdurma davası açtı. Dava iki yıl devam etti ve bu karar kaldırıldı. Ancak burada sorunun çözülmesini sağlayan Vatikan Büyükelçisi oldu. Anlaşmazlık Papa'ya kadar gitti ve Papa, yaşananlara dair "Kendi aralarında bir anlaşma imkânı bulsunlar" şeklinde görüş bildirdi. Ama net bir söylemde bulunmadı. Daha sonra Vatikan Büyükelçisi bu konu üzerine yapılan bir görüşmede çok net bir tavır koyarak İtalyan Katolik Kilisesi'nin rahibine artık bu kiliseye engel olmaması konusunda bir çıkış yaptı. Zaten İBB bu araziyi bir gecede mezarlık statüsünden ibadethane çevirmiş ve yasal olarak bir engel kalmamıştı. İtalyan Katoliklerin tavrı da değişince inşaat süreci hızlandı. Vatikan ile anlaşmalar yapıldı, Dışişleri Bakanlığı'ndan onaylar alındı ve 2015'te proje süreci başladı."
Kilisenin temeli ise 2019 yılında atıldı. Gürdal, "Bu süreçte kilisenin bahçesinde bulunan İtalyan Katoliklere ait mezarlar özel olarak korundu. Yıpranan ve zamanla zarar gören mezar taşları temizlendi. Kilise tamamlandığında kapımız onlara da açık olacak" diyor.
Kilise hayatlarına yakından dokunacak
Gürdal'a göre İstanbul'daki Süryanilerin hayatı bu kilisenin açılması ile çok sayıda konuda zenginlik kazanacak. İlk olarak kilisenin üst kısmında inşa edilen lojman, yönetim ve toplantı odaları hem vakfın hem de kilisenin çalışmalarına katkı sağlayacak. Alt kısımda bulunan etkinlik alanında Süryani gençler kendi kültür ve dinlerine ait etkinlikler gerçekleştirecek, tiyatro oyunları sergileyecek. Düğün merasimleri için en önemli adres burası olacak.
Medrese eğitimi verilecek
Ancak Gürdal'ın özellikle altını çizdiği kısım ise eğitim. Kilisenin inşa sürecinde kendi okullarını da açtıklarını belirten Gürdal, "2014 yılında ilk azınlık okulumuzu açtık. Oraya çok güzel bir ilgi oldu. Ve bizim için çok büyük bir eksiklik giderildi. Şimdi kilisemizde üç sınıftan oluşan medresemiz var. Vakfımıza bağlı öğretmenler burada eğitim verecekler" dedi.
Kilisenin inşası için arsa tahsisi İBB tarafından yapılırken inşa maliyeti ise Süryani cemaati tarafından karşılandı. İnşaat sürecinde şimdiye kadar 6 milyon lira harcandı. Gürdal, kilisenin açılışına Türkiye'nin her kesiminden temsilcileri de davet edeceklerini söyledi.
Türkiye'de kaç kilise var?
TBMM verilerine göre Türkiye'de toplamda 393 kilise, 38 sinagog ve 4 havra var. İstanbul'da 219 kilise ve 25 sinagog, Ankara'da 11 kilise, 1 sinagog, Mardin'de 59 kilise, Çanakkale'de 21 kilise, 1 sinagog, Hatay'da 18 kilise, 2 havra, İzmir'de 13 kilise, 6 sinagog yer alıyor.
Ayrıca Türkiye'de 180 bin 854 Hristiyan ve yaklaşık 20 bin Yahudi yaşıyor. Türkiye genelinde yaşayan Süryanilerin sayısı ise yaklaşık 25 bin.
2020 Uluslararası Dini Özgürlükler Türkiye Raporu'na göre Türkiye'deki gayrimüslim grupların çoğunluğu İstanbul'da yaşıyor. Diğer kısım ise çoğunlukla Güneydoğu Anadolu'da yerleşik. Bu raporda ise Türkiye'deki gayrimüslimlerin sayısına ilişkin bilgiler şöyle: Yaklaşık 90 bin Ermeni, 25 bin Roma Katolik, 16 bin Musevi, 25 bin Süryani, 15 bin Rus Ortodoks Hristiyan ve 10 bin Bahai.
Yine aynı rapora göre ise 7 bin ila 10 bin Protestan mezhebi mensubu, 5 bin Yehova Şahidi, 3 binden az Keldani Hristiyan ve 2 bin 500 kadar Rum Ortodoks Hristiyan ile 1000'den az Ezidi bulunmaktadır. Bunların haricinde küçük ve sayısı bilinmeyen Bulgar Ortodokslar, Nasturiler, Gürcü Ortodoks, Ukraynalı Ortodoks, Süryani Katolik, Ermeni Katolik, Keldani Katolik ve Maruni Hristiyanlar da bulunmaktadır. İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi (İsa Mesih'in Kilisesi) mensuplarınınsa 300 kişi olduğu tahmin edilmektedir.
"İkametler giderek zorlaşıyor"
2020 Uluslararası Dini Özgürlükler Türkiye Raporu'na göre zaman zaman dini temsilciler bazı sorunlarla da karşılaşıyor. Raporda İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı'nın "2019 yılından beri, "Türkiye'de hizmet eden Protestan yabancı din adamlarının ülkede ikametleri gittikçe zorlaşıyor" açıklamasının altı çizilirken kilise tarafından yıl içinde yapılan tescil başvurularının da dikkate alınmadığı belirtildi.
Raporda belirtilen başka bir detay da yıllardır kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu konusunda Hükümet tarafından olumlu bir adım atılmaması oldu. Rapora göre toplumun dini özgürlüklere yaklaşımı noktasında da zaman zaman gayrimüslimlere ait ibadethanelere ve mezarlıklara yönelik gerçekleştirilen vandallıklar devam etti.
Emre Eser
© Deutsche Welle Türkçe