Türkiye’ye karşıydı, şimdi müzakereleri destekliyor
13 Temmuz 2010Avrupa Birliği’nin yapılanmasında önemli değişiklikler yapan Lizbon Antlaşması, bu yılın başından beri yürürlükte. Antlaşma uyarınca, AB’nin artık bir Konsey Başkanı var: Eski Belçika Başbakanı Herman van Rompuy. Görev alanı zaman zaman kafa karışıklığına neden olsa da Van Rompuy, şu anda 27 üyeli AB’nin en yetkili ismi.
Van Rompuy, Avrupalı muhafazakâr politikacı. Bu nedenle de Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak bakmıyor. Daha önce “Türkiye Avrupa değil, hiçbir zaman da olmayacak” açıklamasıyla dikkat çeken AB Konseyi Başkanı’nın şimdi Türkiye konusunda daha farklı bir tutum içinde olduğu gözleniyor. Hala bu görüşünü savunup savunmadığı sorusuna van Rompuy şu yanıtı veriyor:
“O sözler doğru şekilde alıntılanmadı. Sadece bir konuşmamın içinden bazı cümleler çekildi. Benim kişisel görüşümün zaten bu noktada çok önemli değil. Türkiye ile 2005 yılından bu yana müzakereler sürüyor, 1999 yılında da adaylık statüsü tanınmıştı. Yani benim zamanımdan çok önce. Müzakerelere elbette artık karşı konulamaz, ancak süreç zorlu ve aynı zamanda birçok sorun yaşanıyor. Benim işim ise müzakereleri engellemek değil, her şey akışında sürüyor. Birliğe üye olmak için gerekli olan kriterleri yerine getirip getirmeyeceğini hep birlikte göreceğiz…”
AB'de 1 numaralı isim
Farklı bir siyasetçi profili çizen eski Belçika Başbakanı yeni göreviyle Avrupa Birliği’nin en yetkili ismin kim olduğu konusunda bazen kafaları karıştırıyor. Avrupa Konseyi Başkanı Herman van Rompuy mu, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barraso mu yoksa dönem başkanı mı? Herman van Rompuy bu soruya açıklık getiriyor:
“Ben, Avrupa Birliği’nin en önemli kurumunun bir numarasıyım. Ancak ben, sadece 27 üye ülkenin devlet ve hükümet başkanları adına konuşabilirim. En önemli merciinin başkanı olduğum için kuşkusuz ben bir numaralı yetkiliyim. Ancak sadece 27 temsilciye vekâleten konuşabilirim. Bu da olasılıkları sınırlayan bir durum…”
Genç yaşta siyasete girdi
Herman van Rompuy, aynı zamanda da bir şair. Ancak bu yönünü ön plana çıkarmak istemiyor. Belçikalı siyasetçi, küçük yaşlardan beri siyasete ilgi duyduğunu anlatırken, şunları kaydediyor:
“Siyasetle ilgilenmeye başladığımda aşağı yukarı 10 yaşındaydım. Genç Hrıstiyan Demokratlar arasında katıldığımda ise 16. Yani aslında benim doğamda olduğu için ben bir siyasetçiyim. Ama tipik bir politikacı değilim. Hiçbir zaman halkça tutulma aramadım…”
Brüksel'de yoğun mesai
Van Rompuy, AB'nin karşı karşıya kaldığı finans krizi nedeniyle şu günlerde oldukça yoğun bir mesai harcıyor. Zira Yunanistan’ın içine saplandığı borç batağı ve ardından Avrupa’da ortaya çıkan Euro krizi Birliğin başını hala ağrıtıyor. Kalıcı çözümler bulunması gerekli. Herman van Rompuy’un bu konudaki görüşleri şöyle:
“İstikrar ve Büyüme Paktı’nı güçlendirmek zorundayız, bütçeler üzerindeki denetimin artırılması gerekli. Makroekonomik denetim için de yeni mekanizma oluşturmalıyız. Rekabet bizim için ilk sırada, bu bizim temel görevimiz. Şu anda Lizbon Antlaşması çerçevesinde çalışmalarımız devam ediyor..”
© Deutsche Welle Türkçe
Christian Trippe / Çeviren: Hülya Köylü
Editör:Ayhan Şimşek