İnsan Hakları İzleme Örgütü, Suriyeli sığınmacı çocukların üçte ikisinin Türkiye’de okula gitmediğini belirterek, bunun doğurabileceği sorunlara dikkat çekti.
Reklam
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacı çocukların durumu ile ilgili bir rapor açıkladı. Örgüt, geçen ders yılında Türkiye'de okul çağındaki 700 bini aşkın Suriyeli çocuktan sadece 200 bininin okullarda ders gördüğünü bildirdi. Pazartesi günü İstanbul'da açıklanan rapora göre, bu durumun en önemli nedeni dil sorunları ve sığınmacı ailelerin maddi imkanlarının yeterli olmaması.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, sığınmacı çocukların eğitimindeki eksikliğin tüm bir nesil için çok ciddi sonuçları olabileceği uyarısında bulundu. Raporda, “Çocuklar sokağa düşecek ya da savaşmak için Suriye'ye geri dönecek. Radikalleşecekler ya da Avrupa yolunda denizde can verecekler“ ifadesine yer verildi.
Boğazın sığınmacıları
Avrupa genelinde olduğu gibi artık İstanbul’da da çok sayıda Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Birçokları burada kendisini ülkesindeki şiddet ile Avrupa rüyası arasında sıkışmış hissediyor.
Fotoğraf: DW/C. Roman
İstanbul’un ‘misafirleri’
İstanbul’da yaklaşık 400 bin Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Bunun, Avrupa’da yaşayan Suriyeli sığınmacıların sayısından fazla olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de iltica ve çalışma hakkı olmayan Suriyeliler, ‘misafir’ olarak kabul ediliyorlar.
Fotoğraf: DW/C. Roman
Ali, 13 yaşında
“Artık Suriyem yok. Çünkü Beşar Esad ülkemizi yıktı. Bu yüzden iki yıl önce ailemle birlikte Halep’ten kaçtık. Sınırda polis bize ateş açtı. Hemen yere yattık, kaçakçılar bizi İstanbul’a getirene kadar bekledik.”
Fotoğraf: DW/C. Roman
Karın tokluğuna çalışıyor
Ali “Aileme yardım etmek zorundayım, anneme, babama ve altı kız kardeşime“ diyor. Okula gitmek yerine Fatih’te küçük bir süpermarkette kaçak olarak çalışıyor. Günde 14 saat çalışarak 150 lira haftalık alan Ali “Evimizden olduk. Eskisi gibi arkadaşlarımla futbol oynamak istiyorum“ diyor.
Fotoğraf: DW/C. Roman
Cihat, 22 yaşında
“Memleketim Humus’ta hep elektrik mühendisliği okumak istemiştim. Ancak sonra birden kendimi orduda halka karşı savaşırken buldum. Ben de kaçtım. Bazen herşeyin eskisi gibi huzurlu olduğu Humus’a dönmeyi hayal ediyorum. O zamana kadar çok yaşlanmış olurum herhalde...“
Fotoğraf: DW/C. Roman
Avrupa kültürü ve Suriye
Birçok işte çalışan Cihat Galata’daki bir pansiyonda kapıcılık yapıyor. “Burada hergün Hollandalı, Alman, İngiliz, İspanyolla karşılaşıyorum. Kültürleri ilgimi çekiyor ve hikayelerini dinlemeyi seviyorum. Ancak benim hikayemi anladıklarını sanmıyorum. Savaş ve ölümü birçoğu sadece filmlerden tanıyor."
Fotoğraf: DW/Ch.Roman
İbrahim, 25 yaşında / Hasan, 26 yaşında
Kardeşiyle birlikte fırında çalışan Hasan “Burada bir statümüz olmadığı için geleceğimizi Türkiye’de görmüyoruz. Yarın bizi sınır dışı edebilirler. Bu belirsizlik korkutuyor“ diyor ve devam ediyor: “Şam’da muhasebeciydim ama burada bir hiçim. Almanya’ya gitmeyi çok düşündük. Ama gideceksek beraber gideriz.“
Fotoğraf: DW/C. Roman
Alişar, 32 yaşında
Alişar, “Suriyeliler en çok Avrupa’ya nasıl gitmeli? Kaçakçı botuyla mı yoksa karayoluyla mı? diye soruyorlar“ diyor. Alişar Idlib, Hama ve Halep gibi kentlerden henüz kaçmamış olanlar için İstanbul’da bir radyo istasyonu kurmuş. Radyo aynı zamanda Türkiye’deki birçok mülteci içinde önemli bir bilgi kaynağı.
Fotoğraf: DW/C. Roman
Çocuğu vatansız doğmuş
“Kızım burada, Türkiye’de doğdu. Ancak o da bizim gibi varlığını kanıtlayacak küçük bir kağıt parçasından başka birşey olmayan bir kimliğe sahip. Kızım için Suriye’den de evrak çıkartamadık. Yani kanun önünde ne Suriye ne de Türk vatandaşı."
Fotoğraf: DW/C. Roman
Muhammed, 19 yaşında
“Ailem hala Şam’da. Ben tek başıma iki yıl önce kaçtım. Fotoğrafçılık yapmak isterdim. Ancak Suriyeli olarak Türkiye’de tuhaf karşılanıyorum ve iş vermiyorlar. Burada dil bilmezseniz kaybedersiniz. O yüzden şimdi Türkçe öğreniyorum. Böylece belki Avrupa’ya gitmem daha kolay olur.
Örgüt, Türkiye ve uluslararası topluma, Türkiye'deki okul eğitimini güvenceye almaları çağrısında bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türk Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesi uyarınca Suriyeli çocukların 2014 yılı Eylül ayından beri devlet okullarına devam etme imkanına sahip olduğuna, ancak uygulamada dil konusunda destek görmediklerine dikkat çekti. Arapça eğitim veren eğitim kurumlarına ulaşımın kısıtlı olduğu belirtilen raporda pek çok çocuğun ailelerine destek için çalışmak zorunda kaldığına da vurgu yapıldı.