‘Türkiye’yi kim durduracak?’
19 Şubat 2016Türkiye Suriye'ye askeri müdahalede bulunur mu? Bu soru Avrupa basınında da ağırlıklı olarak yer verilen konulardan biri. Budapeşte'de yayımlanan Magyar Idök gazetesindeki yorumda, TSK içindeki bölünmüşlüğe dikkat çekiliyor:
"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye'ye bir müdahale planlıyor, oysa Türk ordusu bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Zehirli bir bölgesel çatışmaya böylesi bir müdahalenin ağır küresel sonuçları olabileceği Ankara yönetimini ilgilendirmiyormuş gibi görünüyor. Sonucu belli olmayan ve muhtemelen uzun sürecek bir savaş, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülke içinde Kürtlere yönelik operasyonlarında da kapasitesini zayıflatır. Erdoğan kendi iradesiyle içine düştüğü bu kısırdöngüden kurtulabilmek için AB üzerindeki baskıyı artıracaktır. Türkiye, (sığınmacılar konusunda) yeni mali yardım taleplerinin reddedilmesi durumunda, Avrupa'ya sınırlarını kısmen veya tamamen açabilir.”
Moskova'da yayımlanan İzvestiya gazetesi ise Türkiye'nin Suriye'ye müdahale için bahane aradığı görüşünde.
“Türkiye'nin siyasi yönetimi şimdi, Suriye konusunda hiçbir şey elde edemediğini ve bir köşeye itildiğini idrak ediyor. Ankara, Suriye ordusunun Türkiye sınırının dibine yaklaştığını görüyor. Bu nedenle mevcut durumda Suriye'ye doğrudan müdahale için bir bahane araması ve bu bahaneyi yaratmaya çalışması muhtemel.”
Hollanda'da yayımlanan De Telegraaf gazetesi ise “Türkiye'yi kim durduracak?” diye soruyor:
“Türkiye'yi hala durdurabilecek biri var mı? Şu an karşımızdaki soru bu. Avrupa Ankara'ya baskı yapmaya fazla istekli değil. Çünkü Avrupa'nın sığınmacı akınını kontrol altına alabilmek için Türkiye'ye ihtiyacı var. Geriye ABD kalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD'e karşı mücadelede Kürtleri önemli bir ortak olarak gören ABD Başkanı Obama'yı da karşısına aldı. Ancak Obama'nın da artık gerçek anlamda Ortadoğu ile ilgilenmesi gerekiyor. Biraz da onun bu ihtilaftaki çekimser tutumu nedeniyle işler kontrolden çıktı. Obama'nın Türkiye ve Rusya'ya geri adım attırmak için olabildiğince hızlı bir şekilde devreye girmesi gerekiyor. Zira sadece Suriye'nin değil bütün bir bölgenin, hatta belki de dünyanın geleceği söz konusu.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW,BÖ/BK