1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Tahir Elçi davasında sanık polislere beraat

12 Haziran 2024

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin davada yargılanan üç polis memuru hakkında beraat kararı verildi. Mahkemenin etkin bir yargılama yapmadığını ifade eden hukukçular tepkili.

Tahir Elçi'nin fotoğrafının bulunduğu pankart, yerde kırmızı karanfiller
Tahir Elçi cinayeti davasında tutuksuz yargılanan üç polis beraat ettiFotoğraf: Felat Bozarslan/DW

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin 28 Kasım 2015 günü Sur ilçesinde çıkan çatışmada öldürülmesine ilişkin dört yıldır devam eden davanın karar duruşması bugün Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Mahkeme, biri ihraç edilmiş üç polis hakkında kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi. 

Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşmasına CHP ve DEM Parti milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, çok sayıda baro başkanı ve avukat katıldı. 600 avukatın yetki belgesi ile müdahil olduğu duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar yine SEGBİS sistemi ile bağlandı. 

Duruşmada söz hakkı verilen savcı, daha önce mahkemeye gönderdiği mütalaayı tekrar ederek, sanık polislerin beraatine karar verilmesini istedi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca 25 Nisan'da mahkemeye sunulan mütalaada, "Tahir Elçi'nin nereden geldiği belirlenemeyen bir kurşunla hayatını kaybettiği" belirtilmiş, tutuksuz yargılanan sanık üç polisin beraatleri talep edilmişti.

Daha sonra söz hakkı verilen Türkan Elçi ise herhangi bir beyanda bulunmadı. 

Baro Başkanı: Adil bir karar beklemiyoruz

Duruşmada konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, etkin bir soruşturma yürütülmediğini ifade ederek mahkemenin de tüm taleplerini reddettiğini vurguladı. "Hepimiz bu cinayetin kim veya kimler tarafından işlendiğini biliyoruz" diyen Eren, bu davanın politik bir dava olduğunu söyledi. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Tahir Elçi cinayeti siyasi bir suikasttır" sözlerini hatırlatan Eren "Bu sözleri söyleyen başbakanı dinleyemedik. Yargı kararıyla başlayan bu süreç yine yargı kararıyla kapatılacak. Mahkeme dosyanın aydınlatılması konusunda cesaret gösteremedi. Bu mahkemeden adil bir karar çıkacağına inanmıyoruz" dedi.

Duruşmada söz hakkı verilen diğer avukatlar da mahkemenin etkin bir yargılama yapmadığını, bağımsız ve cesaretli davranmadığını söyledi. Avukatlar, beraat yönündeki mütalaanın dikkate alınmaması ve yargılamanın genişletilmesini talep etti. Avukat Orhan Kemal Cengiz, soruşturma ve yargılamada yer alan herkesin cinayeti örtbas etmek için çaba sarf ettiğini söyledi.

TBB Başkanı: Karar belli, sizden bir talebim yok

Duruşmada söz alan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise 11 celse boyunca tüm avukatların salonda olduğuna, ancak sanıkların tek bir kez bile salona gelmediğine dikkat çekti. Bu kadar kritik bir dosyada sanıkların çapraz sorguya alınması hakkının ellerinden alındığını ifade eden Sağkan, "Ben sizin kararınızı biliyorum. Herkes kararınızı biliyor. Karar belli zaten. Sizlerden herhangi bir talebim yok" dedi.  

Avukatlar protesto etti

Diğer Baro Başkanlarının savunmalarının ardından Tahir Elçi Vakfı adına Avukat Mahsum Batı söz aldı. Hakimlerin 11 celse boyunca yaptığı uygulamalara dikkat çeken Batı, isteksiz bir yargılamanın sonucunu kabul etmeyeceklerini belirtti. Batı, verilecek karar nedeniyle tüm avukatlarla birlikte mahkemeye protesto edeceklerini söyledi. Daha sonra tüm avukatlar alkış çalarak mahkeme salonunu terk etti. 

Tahir Elçi'nin vurulduğu yerde beraat haberini aldılar

Duruşma salonunu terk eden avukatlar adliye önünde kısa bir açıklama yaparak, Tahir Elçi'nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare önüne doğru yürüyüşe geçti. Bu sırada sanıkların son sözlerini soran mahkeme heyeti, karar için müzakereye çekildi. Avukatların sloganlar ve alkışlar eşliğinde olay yerine vardıkları sırada ise mahkeme kararını açıkladı. Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi kesin ve inandırıcı delil bulanamadığı gerekçesiyle üç polis hakkında beraat kararı verdi.

"Bir gün muhakkak Tahir Elçi'nin gerçek failleri hesap verecek"

Kararı Tahir Elçi'nin vurulduğu bölgede duyan avukatlar tepki gösterdi. Burada bir konuşma yapan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Tahir Elçi'nin vurulma sürecinin İstanbul'da hakkında gözaltı karanını verildiği tarihte başladığını belirterek, "O süreci yine karanlık bir yargı kararıyla kapatmaya çalışıyorlar. Tahir Elçi dosyası cezasız kalmayacak. Belki bugünün iktidarı, siyasi atmosferi böyle bir kararın çıkmasını sağladı. Ama bir gün muhakkak Tahir Elçi'nin gerçek failleri yargı önünde hesap verecek. Bir kez daha tekrarlıyoruz. Bu kararın hem Kürt toplumunun hem de Türk toplumunun nezdinde bir anlamı yoktur" dedi.

"En hafif tabiriyle insanın aklıyla alay etmek"

Dört Ayaklı minare önünde bir konuşma yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise herkesin bu katliamın cezasız kalmaması için mücadele ettiğini belirterek, "Ancak gerek soruşturma sürecinde yürütülen savcılık pratiği, gerekse kovuşturma sürecinde avukatların, katılan vekillerinin soruşturmanın ve kovuşturmanın genişletilmesine yönelik tüm taleplerine rağmen bu kadar ciddi kritik bir dava dosyasında bu delillerin toplanmaması, peşinden her türlü araştırmayı yaptık ama şüpheden sanık yararlanır, masumiyet karinesidir diye beraat kararı verilmesi en hafif tabiriyle insanın aklıyla alay etmektir" ifadelerine yer verdi. 

Tahir Elçi cinayetinde suçlamalar

Tahir Elçi cinayeti davasında biri ihraç edilmiş üç polis "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" iddiasıyla, 2 ila 9 yıl arasında hapis istemiyle yargılanıyordu.
Firari sanık PKK'lı Uğur Yakışır ise "2 polisi öldürme" ve "ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 45 yıl hapis cezasıyla yargılanıyordu. PKK'lı Yakışır'ın dosyası daha sonra Elçi cinayeti dosyasından ayrıldı. 

Olay günü taksi ile Sur ilçesine gelen Uğur Yakışır ve Mahsum Gürkan, iki polisi öldürdükten sonra Yıkıkkaya Sokak'a girmiş, burada polislerle girdikleri çatışmada Tahir Elçi hayatını kaybetmişti. Çatışmada kaçarak kurtulan iki PKK'lıdan Mahsum Gürkan'ın hendek olaylarında öldüğü açıklanmış, Uğur Yakışır'ın ise Kandil Dağı'ndaki PKK kampında olduğuna dair bir video yayınlanmıştı. 

 

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?