1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
PolitikaTayvan

Tayvan Çin'e ne kadar bağımlı?

8 Ağustos 2022

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi'nin ziyaretinden sonra Çin- Tayvan ilişkileri gerildi. Ancak iki taraf arasındaki ekonomik ve ticari bağlar, birbirilerinden vazgeçemeyecekleri kadar güçlü.

Fotoğraf: Chiang Ying-ying/AP Photo/picture alliance

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'a yaptığı ziyareti tasvip etmeyen Çin, tepkisini gövde gösterileriyle ortaya koydu. Çin ordusu, Tayvan hava ve deniz tatbikatları düzenlerken bazı yaptırım kararları da aldı. Yaptırımlardan öncelikle turunçgiller ve uskumru filetoları gibi balık ürünleri etkilendi. Ancak Çin, Pelosi ziyareti öncesinde de Tayvan'dan 100'den fazla gıda ürününün ithalatını durdurma kararı almıştı. Çin ayrıca Tayvan'a inşaat sektörünü büyük oranda olumsuz etkilemesi beklenen doğal kum ihracatını da yasaklayacağını açıkladı.

Buna karşın Çin ekonomisinin, mikroçipler veya optik bileşenler gibi elektronik ürünlerin ithalatını yasaklamayı göze alması beklenmiyor.

Çin'in yanıbaşında bir ekonomik güç merkezi

23 milyon ile nüfusu Almanya nüfusunun yaklaşık dörtte biri kadar olan Tayvan tıpkı Almanya gibi tüm dünyada endüstriyel ürünleriyle tanınıyor.

Alman ekonomisi için otomotiv endüstrisi ne kadar önemliyse Tayvan için de gelişmiş yarı iletken endüstrisi aynı derecede öneme sahip. Tayvan'ın ihracata bağımlılığının boyutu ise Almanya ile kıyaslandığında ortaya çıkıyor. Tayvan'ın ekonomik üretiminin yaklaşık yüzde 70'i ihracata dayanırken, 2021'de Almanya'da bu rakam sadece yüzde 47 olarak tespit edilmişti.

Tayvan'da bir alışveriş caddesiFotoğraf: JAMESON WU/REUTERS

Ekonomik bir güç

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, 2021 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'nde kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) 12 bin 259 dolar iken, Tayvan'da bu rakam 33 bin 775 dolarla neredeyse Çin'dekinden üç kat daha fazla oldu.

Çin, ABD'nin önünde Tayvan'ın en önemli ticaret ortağı konumunda bulunuyor. Tayvan ihracatının yüzde 42'sinden fazlasını Çin'e yapıyor, ithalatının yüzde 22'sinden fazlasını da Çin'den gerçekleştiriyor. 2020 yılında Tayvan ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında 166 milyar dolarlık mal ve hizmet alışverişi yapıldı.

Tayvan aynı zamanda yüklü yatırımları ile de adından söz ettiriyor. Taipei hükümetinin verilerine göre, Tayvanlı şirketler 1991 ile 2021 yılları arasında toplam 44 bin 577 projeye yaklaşık 194 milyar dolar yatırım yaptı. En bilinen örneği ise Foxconn fabrikalarına yapılan yatırımlar oluşturuyor.  Tayvan merkezli şirket, Çin'in güneyindeki Şenzen'de Apple için iPhone, Samsung için Galaxy akıllı telefonları ve Sony için oyun konsolları üretiyor.

Tayvan ihracatının yarısından fazlasının yarı iletkenler ve diğer bilişim teknolojisi ürünlerinden oluşması Tayvan'ın Çin de dahil olmak üzere dünyanın bir çok ülkesi için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Tayvan yüksek teknolojik ürünlerde iddialı bir ülkeFotoğraf: Tao-Chuan Yeh/AFP/Getty Images

Basit ifadelerle Çin ve Tayvan arasındaki ticaret ortaklığı, bilişim teknolojisinde şu şekilde işliyor: Çin, Tayvan'a nadir toprak elementleri gibi önemli hammadde ile daha az değerli seri üretim elektronik malzemeleri sağlarken Tayvan da, Çin'in (hala) üretim konusunda uzmanlığa sahip olmadığı yüksek kaliteli yarı iletkenler ve optik bileşenler ihraç ediyor. 

Çin'in temel amacı, yüksek kaliteli çipleri üretme yeteneğini kazanmak. Pekin hükümeti "Made in China 2025" gibi programlarla bu hedefi sürekli olarak vurguluyor. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti şu ana kadar bu hedefin gerisinde kaldı.

Güvenlik uzmanları, Çin'in bu hedefine ulaşması halinde Devlet Başkanı Şi Cinping'in Tayvan'ı yeniden topraklarına dahil etmeyi gündeme alacağını öngörüyor.

Batılı güvenlik politikacıları da Çin'in en geç, kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2049’a kadar Tayvan ile, gerekirse güç kullanarak yeniden birleşme hedefini defalarca yinelediğini hatırlatıyorlar.

Ancak Almanya Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin güvenlik uzmanı Roderich Kies bunun çok daha kısa zamanda gerçekleşebileceğine işaret ediyor. Kies, Welt televizyonuna yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Şimdiye kadar öngörümüz, Çin'in yarı iletkenleri Tayvan ile aynı hassasiyet, hız ve aynı miktarda üretebilmesinin 2027'den önce mümkün olmayacağı ve bir saldırının bu tarihten sonra gerçekleşebileceği yönündeydi. Ancak Çin'deki düşünce merkezlerinde Batı'nın şu anda Rusya'ya karşı savaşa ve Ukrayna'yı desteklemeye fazlaca odaklandığını düşünenler var." 

Kies'e göre Pekin, Amerikalıların iki cephede iki ayrı savaşı kaldıracak güce sahip olmadığını düşünüyor.

Demecinde Çin'in henüz bir işgale hazır olmadığını savunan Kies, ancak bu yönde uyarı işaretleri bulunduğunu belirterek, "Gerilimin daha da artmasına hazırlanmamız gerekiyor, ancak önümüzdeki aylarda değil" ifadelerini kullandı.

Tayvan halkı gelişmeleri yakından izliyorFotoğraf: Thomas Peter/REUTERS

"Çinliler ideologlardan daha çok iş adamıdır"

Eski Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanı Kishore Mahbubani, Çin'in çıkarlarını gelecekte giderek daha baskın ve acımasız bir şekilde savunacağını düşünüyor. Ancak, "Çin kazandı mı?" adlı kitabın yazarı da olan Mahbubani'ye göre Pekin Tayvan'ı askeri güçle ele geçirmeyecek. "Çinliler ideologlardan daha çok iş adamıdırlar" diye konuşan Singapurlu diplomat, "Çeyrek dönemleri veya yılları değil, on yılları hesaba katarlar. Ve yeterince güçlendiklerinde, geçmişte güçlü olmadığı zamanlarda katlanmak zorunda olduklarının rövanşını alırlar" diyor.

Thomas Kohlmann

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik