1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Tek laik ülke Türkiye'

J28 Eylül 2012

Bosna Hersek Müslümanlarının dinî lideri Mustafa Çeriç'e göre, nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ülkeler arasında, laik olmayı başaran tek ülke Türkiye.

Fotoğraf: klix.ba



İslam, Avrupa’nın değerleri ve demokrasi ile ne kadar bağdaşıyor? Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’ne yakınlığı ile bilinen Konrad Adenauer Vakfı’nın (27 Eylül Perşembe Berlin'de düzenlediği sempozyumda bu soruya yanıt arandı.

Sempozyuma katılan Bosna Hersek Müslümanlarının dinî lideri, Reis-ül Uleması Mustafa Çeriç, İslamiyet’in İbrahimî dinlerden biri olduğunu hatırlatarak, dolayısıyla İslamiyet’in Hristiyanlık ve Yahudilikle benzer ilkelere sahip olduğunu ifade etti. Müslümanlar arasında da farklılıklar olduğunu vurgulayan Çeriç, Avrupa’nın İslam’ı daha iyi anlayabilmesi için bu farklılıkları kavraması gerektiğine işaret etti. Bu çerçevede Müslümanlar arasında iki akımın olduğunu belirten Çeriç, "bunlardan ilkinin Müslümanların düşüncelerinin Batı’yı örnek alarak sekülerleşmesi, ikincisinin ise İslam’a dönülmesi olduğunu" söyledi.

"Türkiye tek laik ülke"

Çeriç, Tunus gibi bazı Arap ülkeleri, Endonezya ve Türkiye’de etkili olan seküler akıma bakıldığında, sadece Türkiye’nin başarılı olduğunu vurguladı. Çeriç, "Türkiye'deki laisizm, Müslümanların karşılaştığı en hayırlı şeydi. Bütün Müslüman ülkelerin seküler yolda ilerleyerek, Türkiye’nin bulunduğu konuma gelmesini dilerim" şeklinde konuştu.

İran Devrimi’nin ardından siyasal İslam’ın yaygınlaştığını ifade eden Çeriç, bu açıdan bakıldığında Müslümanlar arasındaki iki akımdan kaybeden tarafın sekülarizm olduğunu dile getirdi. Çeriç bunun nedenini, "modernizm yanlıları Müslüman toplumlara Avrupa’daki sosyal adaleti getiremedi ve demokrasiyi geliştiremedi" sözleriyle açıkladı.

Avrupa'da İslam

Rheinland-Pfalz Eyalet Emniyet Teşkilatı’nda danışman olarak görev yapan Dr. Marvan Ebu Taam, Müslümanların İslam’a dönmesinin dindarlaşmak olmadığını, bunun siyasi düzeninin İslamlaşması olduğunu belirtti. Marvan Ebu Taam, Müslüman ülkelerdeki gelişmelerin Avrupa’daki İslam’ı nasıl etkilediğini ise şu sözlerle dile getirdi. Marvan Ebu Taam, Avrupa'da üç akımın olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Öncelikle Müslüman cemaatlerin içinde kendi oluşturdukları söylemin hâkim olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra geldikleri ülkeden getirdikleri İslamcı ideolojiler mevcut. Örneğin Milli Görüş İslamcı bir söylemin hâkim olduğu bir organizasyon. Ayrıca Avrupa’daki Müslümanların kimlik oluşturma sürecinde gelişen kendi İslamcı söylemlerini görüyoruz.”

Marvan Ebu Taam’a göre özellikle Avrupa’daki İslam’ın en önemli sorunlarından biri, devlet sistemini ilahiyat açısından tartışacak İslam aydınlarının bulunmaması. Ebu Taam, bu çerçevede örneğin Almanya’daki Müslüman örgütlerin çeşitli sorulara ilahiyat açısından yanıt veremediğini ifade etti.

Avrupa’da yanıt aranan en önemli sorulardan biri ise “İslam'ın demokrasi ile ne kadar bağdaştığı” Viyana Üniversitesi'nden İslam Bilimleri Uzmanı Dr. Liselotte Abid, bu soruyu şu sözlerle yanıtladı: “İlkesel olarak İslam’ın demokrasi ile bağdaştığını düşünüyorum. Örneğin Avrupa İmamlar Konferansı da, Müslümanların seküler demokratik yasaları kabul etmesi gerektiğini çok açık bir şekilde dile getirdi. Yani teorik olarak ortada bir sorun yok.” Abid, Avrupa'daki Müslümanlar arasında bunun tartışılan bir süreç olduğunu da sözlerine ekledi.


© Deutsche Welle Türkçe


Haber: Jülide Danışman / Berlin

Editör: Ahmet Günaltay

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster