1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Tepenin Ardı' Berlinale'de

13 Şubat 2012

Bu yıl Berlinale'ye Türkiye'den iki yapım katılıyor. Bunlardan biri “Tepenin Ardı“ adını taşıyor. Yönetmenliğini ve senaristliğini Emin Alper'in üstlendiği filmin dünya prömiyeri Forum bölümünde yapıldı.

Fotoğraf: Berlinale

Güneşin tüm doğayı ışığa boğduğu bir yaz günü. Toroslar'ın yakınında emekliliğini geçiren Faik, dedesinden miras arazisinde şehirden gelen oğlunu ve iki torununu ağırlamaktadır. Ancak, Faik ile, sürülerini arazisine sokan yörükler arasındaki gerginlik bu yaz sefasını gölgeler. Faik, yörüklere ders vermek amacıyla, oğlaklarından birini kaçırıp keser. Günün ilerleyen saatlerinde durum gerilir. Çoban köpeğinin öldürülmesi, Faik'in oğlunun ayağından yaralanması... Sorumluların aslında aile içinde olmasına rağmen, bunların hepsinin arkasında yörüklerin olduğuna inanılır. Ancak seyirciler, yörükleri hiç görmez.

Tehdit hep "dışarıdan“

Sonuçta filmde tehdit, hep tepenin ardında kalır. Kriz kaynağının neden hep "dışarıda“ olduğunu, yönetmen Emin Alper şöyle açıklıyor:

"Bunu aslında tarihte çok örneğine rastladığımız, düşman yaratarak, kendi iç birliğini yaratma olgusunun bir tür metaforik anlatımı olarak da görebiliriz bunu. Grup içerisindeki problemler ve sorunlarla yüzleşmek yerine, bunları bastırıp bir dış düşman yaratarak, yapay bir cemaat hissi oluşturma fikri ve projesi aslında burada tam olarak eleştirilen.“

Yaratılmış düşmanlığın mağdurları

Faik'in büyük torunu Zafer ise, askerde geçirdiği travmanın etkisiyle zaman zaman halüsinasyonlar görmektedir. Yönetmen Emin Alper, Zafer'in travmasına neden olan durumun, tam da filmde nasıl gerçekleştiğini anlattıkları durum olduğunu vurguluyor ve "Bir tür düşman yaratma psikolojisini anlatıyoruz bu filmde. Zafer de yaratılmış bir düşmanlığın sonucu ortaya çıkan kanlı bir durumun, bir savaş durumunun bir mağduru olarak görünüyor filmde.“ şeklinde konuşuyor.

Eleştiriler erkeklere

Filmdeki tüm karakterler sorunlu. Aklı başındaki tek kişi ise kadın. Emin Alper, bu seçimini şu sözlerle açıklıyor:

"Sorunlarla yüzleşememe özelliği, kadınlardan ziyade erkeklere has bir özellik. Artı bunu bir dış düşman yaratarak, bir tür nefret duygusuyla buraya yönelme ve asıl etrafında olup bitenlere kör kalma daha çok bir erkek özelliği bana kalırsa. Dolayısıyla bu cemaatin de bir erkek cemaati olması gerekiyordu ve burada eleştirilen de bir erkekler topluluğu. Dolayısıyla kadın burada daha aklı başında olan tarafı temsil ediyor."

Western havasında ve klostrofobik

Berlinale'de Forum kapsamında gösterilen "Tepenin Ardı“ filminde doğa, western coğrafyasını andırıyor ve yer yer insanın üstüne geliyormuş izlenimi uyandırıyor. Bunun üzerine, zaman zaman gözetlenme hissi veren açılarda kullanılan kamera ve, gökyüzü sürekli güneşli olsa da soğuk bir sarıya kaçan renkler de eklenince, klostrofobik bir atmosfer hakim olmuş filme. Tarihçi, film eleştirmeni ve kısa filmci Emin Alper, sadece Türk siyasetine değil, aynı zamanda ataerkil tüm toplumların yapı bozukluklarına yönelik eleştiri oklarını paketledigi bu ilk filmiyle, dikkatle izlenmesi gereken bir sinemacı olacağının sinyallerini veriyor.


© Deutsche Welle Türkçe

Emin AlperFotoğraf: Berlinale
Fotoğraf: Berlinale

Aydın Üstünel, DW Berlin

Editör: Başak Özay

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik