1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“İmar Barışı kaçak yapılaşmayı özendirdi”

9 Haziran 2019

2018’de çıkarılan İmar Barışı ile kaçak yapıların kayıt altına alınması amaçlandı. Peki imar affı kaçak yapı sorununu çözdü mü, yoksa kaçak yapılaşmayı mı özendirdi? Uzmanlar ve yetkililer DW Türkçe’ye değerlendirdi.

Marmaris
MarmarisFotoğraf: DHA

Türkiye’de iskansız yapıların, belli bir ücret karşılığında kayıt altına alınmasına olanak sağlayan “İmar Barışı” uygulaması geçen yıl 7143 Sayılı Torba Kanun’la çıktı. Yasa, 18 Mayıs 2018’de yürürlüğe girdi. Mevzuata göre, İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. Madde ile 31 Aralık 2017’den önce yapılan kaçak yapılar ‘Yapı Kayıt Belgesi’ adıyla kayıt altına alınabiliyor.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu’ya göre, imar affı ile kaçak yapı sorunlarının çözüleceği iddia edildi ancak tersine kaçak yapı özendirildi.

Muhçu, geçmişte de pek çok kez imar affı çıkarıldığını, her seferinde ‘bir defaya mahsus’ olduğu şeklinde açıklamalar yapıldığını belirterek, söz konusu değişikliğin sakıncalarını şöyle açıkladı: “Söylenen amaçlar hiç gerçekleşmedi. İmar afları kalıcı oldu. Kaçak yapılaşmayı ve kamu arazilerinin işgallerini özendirdi. Depremsellik koşullarında olan Türkiye’de güvenli olmayan üretim süreci arttı.”

Asıl amacın hazineye gelir elde etmek olduğunu öne süren Muhçu, başvuruların hukuksal bir güvencesinin olmadığını da şu sözlerle anlattı: “Söz konusu yapıların SİT, orman ve mutlak korunması gereken alanlarda olması halinde bu belgeler yasal ve geçerli değildir. 1. sınıf tarım arazileri, meralar, içme suyu havzaları, özel çevre koruma alanları, sit alanları, tarihsel kent alanları, ören yerleri, milli parklar gibi yerlerde verilen yapı kayıt belgesi veya iskanların hiçbir hukuki geçerliliği yoktur.”

“Amaç farklı”

Muhçu, bu düzenlemedeki en büyük eksikliğin ise asıl yetkili olan yerel belediyelerin devre dışı bırakılmasında olduğunu söyledi. Muhçu “İmar Barışı ile barınmaya ihtiyacı olan insanların bundan yararlanabileceği söyleniyor. Ancak bundan yararlanan özellikle turizm yatırımları, yapı yasağı olan bölgelerde yapılan oteller, turizm tesisleri ve bir takım konut ya da farklı yapılardaki kompleksler, hatta gökdelenler... Dar gelirli, barınma amaçlı yapılan yasalara aykırı yapılar bahane edilerek bunlar affediliyor.”

Yeni düzenleme 31 Aralık 2017 öncesini kapsasa da pek çok yapı bu tarihten sonra yapılmaya başladı. Özellikle de kıyı bölgeleri gibi rantın büyük olduğu yerlerde hummalı inşaat faaliyetleri var. Türkiye’de bunun en büyük örneği Ege sahillerinde yaşandı.

ÇeşmeFotoğraf: DHA

CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay İmar Barışı’ndan önce de belli oranda yapılaşmalar olduğunu ancak İmar Barışı’yla bunun tavan yaptığını kaydetti. Planlı bölgelerde İmar Barışı’nın anlaşılabileceğini belirten Oktay, “Elbette vatandaşın ufak tefek sıkıntıları çözme adına olumlu. Ama plansız bölgelerde çok büyük handikap yarattı” dedi.

Öncelikli amaçlarının bu kaçak yapılarla mücadele etmek olduğuna değinen Oktay, şunları anlattı: “Göreve geldiğimizden beri 500 şikayet geldi. Şimdiye kadar 70 kaçak inşaatı mühürledik. Kararlıyız; kabul etme gibi bir düşüncemiz kesinlikle yok.”

“Kışın şantiye alanına döndü”

Bozburun Yarımadası’ndaki Söğüt kaçak yapılardan en muzdarip yerlerden. Adını vermek istemeyen bir esnaf, kış boyunca Söğüt’ün şantiyeden farksız olduğunu, insanların buraya bakir doğası için geldiğini ancak durumun devam etmesiyle Söğüt’ün bu özelliğini kaybedeceğini belirtti. Belediye yetkililerin anlattığına göre de, birkaç yüz metrelik sahil şeridi bulunan Söğüt’te bir yıl öncesinde sadece 5-10 iskele vardı. Ancak şu anda tamamı kaçak 60 iskele bulunuyor.

Selimiye’de de durum farksız. Yerel işletmecilerden Selçuk Altıner, İmar Barışı’nın amacından uzaklaştığını, yasadan yararlanarak inşa edilen düzensiz yapıların bölgede mevcut olan alt yapı sorununu daha da artıracağını söylüyor.

“En büyük sorun belediyelerin sürecin dışında tutulması”

İmar Barışı sadece Ege’de değil, Türkiye’nin dört bir yanında sorunlara neden oldu. CHP’li Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, kaçak yapılar konusunda Edirne’de Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile koordineli çalıştıklarını ve kaçak yapıları kontrol altında tutmaya çalıştıklarını belirtti. Gürkan, İmar Barışı’ndan sonra 50-60 kaçak yapıyı mühürlediklerini anlattı.  

Yasada düzenlenmesi gereken boşluklar olduğunu kaydeden Gürkan, “Tabi belediyelerin bu sürecin dışında tutulması yasanın en büyük eksiklerinden biri oldu. Belediyeler bu süreçte yer almalıydı. Bu Türkiye genelindeki tüm belediyeler için geçerli” diyor.

Karadeniz ve yaylalar da tartışmanın odağında. AKP’li Çamlıhemşin Belediye Başkanı Osman Haşimoğlu’na göre, Türkiye’nin en meşhur yaylalarından Ayder’de bugüne kadar kaçak yapıların sayısı 300’e ulaşmıştı. İmar Barışı’ndan sonra bunlara 10-15 tane daha eklendi.

Haşimoğlu, daha çok imar planlarının yetersizliğinden dertli: “Burada koruma amaçlı imar planı var. Onlar da yetersiz. Yaylada beton yapılar yok. Daha çok günübirlik şeklinde... Kaçak yapılara gerekli yasal işlemler yapılıyor.”

Çamlıhemşin'de kaçak bir yapının yıkım çalışmalarıFotoğraf: DHA

Karadeniz’deki yaylalar sık sık gündeme geliyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklamalarda bulundu. Soylu, “Kimse kusura bakmasın, kaçak yapılar yıkılacak” dedi.

Ayder Yaylası’nda da bugüne kadar çok kez yıkım kararı çıktı. Ancak ihaleye katılan olmadığı için bugüne kadar herhangi bir yıkım işlemi gerçekleşmedi.

Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Mehmet Özhaseki de daha önce yaptığı bir açıklamada Türkiye genelindeki 26 milyon yapı stoğunun yüzde 70’inin imar ve iskan kurallarına uygun olmadığına dikkat çekmişti.

Gelir 18 milyar TL

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın DW Türkçe’ye verdiği bilgilere göre, Türkiye genelinde yasanın çıktığı 8 Haziran 2018’den bu yana İmar Barışı kapsamında 9 milyon 924 bin Yapı Kayıt Belgesi başvurusu yapıldı. Bu başvurular 31 Aralık 2017 tarihine kadar yapılmış yapıları kapsıyor.

Başvurulardan elde edilen gelir 18 milyar 894 milyon TL.

Yine bakanlığa göre, 31 Aralık 2017 tarihinden sonra kaçak olarak inşa edilen yapılar uydu fotoğrafları ve saha denetimleri yoluyla tespit ediliyor ve söz konusu bu yapıların yıkımları gerçekleştiriyor. Bu konuyla illerdeki çevre ve şehircilik müdürlüğü bünyesindeki birimler ve belediye ekipleri ilgileniyor.

Bakanlığın yaptığı açıklamada ayrıca birinci derece doğal ve arkeolojik sit alanında bulunan yapıların İmar Barışı’ndan faydalanamadığının da altı çiziliyor. Normalde 31 Aralık 2018’de son bulan İmar Barışı’nın süresi uzatılmıştı. Başvurular 15 Haziran’da bitiyor. Yapı Kayıt Belgesi almak için ‘ödeme yapma’ süresinin son günü ise 30 Haziran.

 

Ahmet Çetin

©Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik