1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Spor

Toplu seyir uyarısı: Statta izlenmesinden daha riskli

7 Mayıs 2020

TFF'nin ligleri başlatma kararı, toplu hâlde maç izlenmesi riskini doğurdu. Prof. Şenol'a göre, maçların kapalı ortamda kalabalık şekilde seyredilmesi, statta izlenmesinden daha riskli. Çözüm, şifresiz yayın olabilir.

Fotoğraf: DW/D. Cupolo

Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) salgın nedeniyle ara verilen ligleri 12 Haziran'da yeniden başlatma kararı, tartışmaları da beraberinde getirdi.

Süper Lig'de kalan sekiz haftadaki karşılaşmalarda stadyuma seyirci alınmayacak. beIN Sports aboneliği bulunmadığı için bu maçları evde ekran başında izleme fırsatı olmayan futbolseverlerin maçları toplu hâlde seyretme ihtimalinin getirdiği risk ise endişe kaynağı olmayı sürdürüyor.

TFF Başkanı Nihat Özdemir, çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Bazı maçlar şifresiz verilmezse, kafe ve restoranlarda bu maçları izlemek için bazı topluluklar olacaktır. Ama onun da şartlarını, nasıl maç seyredileceğine dair kuralları ortaya koyacağız. Restoran ve kafe sahipleri de bunlara uyarak ancak maçları izlettirebilecekler" dedi.

Türkiye'de şu an kafe, restoran ve barlar salgın önlemleri kapsamında kapalı. Ancak bu mekânların 12 Haziran'a kadar açılması hâlinde, söz konusu yerler salgının yayılması açısından potansiyel bir tehdide dönüşecek.

Ev ziyaretleri artacak

Yayıncı kuruluş aboneliği olmayan kişilerin, beIN Sports abonesi tanıdıklarının evlerini ziyaret etmesi ve bu evlerde kalabalık şekilde toplanılması ya da işletmelerin maç akşamlarında kaçak olarak kapılarını açması da sosyal mesafe kurallarının ihlalini doğurabilecek diğer durumlar olarak görülüyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) koronavirüs bulaşması açısından risk taşıyan temas tanımını "enfekte kişi ile 1 metre mesafe içinde 15 dakikadan uzun süre yüz yüze temas" ya da "doğrudan fiziksel temas" olarak yapıyor. Maçların uzatma dakikalarıyla birlikte iki saate yakın sürmesi ise karşılaşmaların toplu hâlde izlenmesi durumunda doğabilecek tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.

DW Türkçe'ye konuşan enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol, bu nedenle kimseyle 15 dakikadan uzun süre yakın mesafede veya mesafenin korunamayacağı yerlerde bir araya gelmemek gerektiğini belirterek, "Ayrıca enfekte kişiden bulaşma ihtimalinin, ev içi ya da kalabalık kapalı güneşsiz havalanamayan ortamlar ile yakın ilişkisi bulunduğunu da biliyoruz. Yapılmış ve yayınlanmış çalışmalar, neredeyse bulaşmaların yüzde 90'ının böyle olduğunu gösteriyor bize" dedi.

Prof. Dr. Esin Şenol Fotoğraf: Privat

Ayrıca maskelerin sık sık değiştirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Şenol, aksi takdirde maskelerin kendisinin bulaşmaya aracı olabileceği uyarısında bulundu.

Nasıl bulaşabilir?

Prof. Dr. Şenol, kapalı ortamlarda topluca maç izlenmesinin getireceği riskleri ise "doğrudan dokunmak" ve "dolaylı dokunmak" diye ikiye ayırdı:

"Doğrudan dokunmak; öpüşmek, tokalaşmak, sarılmak ve dokunmak gibi eylemleri, dolaylı dokunmak ise masa, sandalye, bardak, tuzluk gibi ortak kullanılan objelere el ile dokunmak ve el yıkama pratiğini yeterince uygulamamak durumunda risk taşıyor."

Prof. Dr. Şenol, "Kapalı ortamlarda bulaşma riskini artıran bir başka önemli faktör ise yüksek sesle konuşma, bağırma, şarkı söyleme, öksürme, aksırma sırasında havaya mikropartikül olarak saçılan parçacıkların ortamda uzun süre bulunabilme ihtimali" diye ekledi.

Şenol, bu nedenle "maçların kapalı ortamlarda kalabalık şekilde izlenmesinin, açık havada seyircili izlenmesinden daha yüksek risk taşıdığını" ifade etti.

Sözcü Skor Müdürü Mehmet Özen de bu görüşe katılarak "Liglerin askıya alınmasının en büyük nedeni kalabalıkların bir araya gelmesini engellemekti. Önümüzde tüm Avrupa'ya virüsü yaydığı düşünülen Atalanta-Valencia maçı örneği var. Ama insanların maçları izlemek için mekanlara akın etmesi ile stada gitmesi arasında son tahlilde fark yok. Bunun önüne geçecek önlemler alınmalı" ifadesini kullandı.

Şifresiz yayın önerisi

Cumhuriyet gazetesi spor yazarı Arif Kızılyalın ise DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada liglerin başlaması yönünde verilen kararı yanlış bulduğunu vurgulayarak "TFF'nin aldığı sakıncalı kararın ardından işletmelerin şu an avuçlarını birbirine sürterek heyecanla, özellikle büyük maçları beklediğini" söyledi.

Cumhuriyet gazetesi spor yazarı Arif KızılyalınFotoğraf: privat

Maçların şifresiz kanalda yayınlanmaması hâlinde, maç günlerinde kafe, kahvehane, lokal gibi yerlerde sosyal mesafe kuralının "sıfıra ineceğini" belirten Kızılyalın, "Bunun önlemini alamazsınız. Bunun önlemini almanın tek çaresi, bu maçların oynanacağı günlerde sokağa cıkma yasağı ilan etmektir. Ki sokağa çıkma yasağı olsa bile futbol öyle bir tutku ki insanlar ekmek almaya çıkıyorum diye çıkarak bu yasağı delecektir" dedi.

Dünyada yayın hakları en pahalı lig olan İngiltere Premier Ligi'nde koronavirüs salgını nedeniyle bazı maçların şifresiz olarak izleyiciyle buluşturulması gündemde. İngiliz hükümetinin de insanları evlerinde tutabilmek için destek verdiği plan, söz konusu maçların, yayıncı kuruluşların YouTube kanallarında ücretsiz olarak yayınlanmasını öngörüyor.

Gazeteci Mehmet Özen Fotoğraf: privat

Gazeteci Mehmet Özen, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, benzer bir uygulamaya Türkiye'de de başvurabileceğini belirterek "Olağanüstü dönemlerden geçiyoruz, maç yayınları evlerden ulaşılabilir olmalı. Futbol seyircisini korumak onları stada almamaktan ibaret değil" dedi.

BeIN Sports'un sıcak bakması zor

Ancak Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) hakemi ve uzman hukukçu Emin Özkurt, maçların ücretsiz yayınlanması hâlinde olası abone kaybı veya mahrum kalınan yeni abonelerden ötürü beIN Sports'un ciddi bir ekonomik hasar almasının muhtemel olduğuna dikkat çekti.

Özkurt, Katarlı şirket ile TFF arasındaki yıllık 410 milyon dolarlık sözleşme hesaba katıldığında bu miktarın olası büyüklüğü konusunda da fikir sahibi olunabileceğini belirtti. Özkurt, "Hâl böyleyken, yayın hakları sözleşmesine aykırı bir şekilde bir ücretsiz yayın zorlaması olur ve bunun neticesinde yayıncı kuruluşun büyük miktarda bir zararı doğarsa ve bu zararın doğmasına sebep olan devlet, federasyon veya hangi kurum ise yayıncı kuruluş zararını o kurumdan Borçlar Hukuku veya İdare Hukuku kapsamında ve mahkemeler nezdinde tazmin talebinde bulunabilir" diye ekledi.

Hukukçu Emin Özkurt Fotoğraf: Privat

TFF Başkanı Özdemir de şifresiz yayın seçeneği konusunda yaptığı açıklamada, Süper Lig'in yayın hakkı için beIN Sports'un "çok büyük bir meblağ" ödediğini ve bunu da ancak reklam gelirleri ve ücretli aboneliklerden karşılayabildiğini söylemişti. 

Özdemir, beIN Sports ile görüşmelerin sürdüğünü ancak Katarlı şirketin yöneticilerinin bu maçları şifresiz yayınladıkları takdirde bazı hukuksal durumların doğabileceğini ve bu maçları izlemek için para ödemiş olan aboneler tarafından açılacak davalarla karşılaşabileceklerini söylediğini aktarmıştı. Bu nedenle beIN Sports'a "hak verdiğini" belirten Özdemir, şifresiz yayın konusunda beIN Sports'a baskı yapamayacaklarının sinyalini vermişti.

Sağlık Bakanlığı, TFF'nin kararına mesafeli

TFF Başkanı Özdemir, dünkü basın toplantısında, liglerin nasıl ve hangi şartlarda oynanacağına Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu'nun karar vereceğinin defaatle altını çizdi. Özdemir, TFF bünyesindeki Sağlık Kurulu'nun da Bilim Kurulu'yla değerlendirmelerde bulunduğunu belirtti.

TFF Başkanı Nihat ÖzdemirFotoğraf: imago images/Seskim Photo

Akşam saatlerinde kameraların karşısına geçen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca  ise liglerin başlatılması yönündeki "karar ve sorumluluğun" federasyonda olduğunu vurguladı. Koca, "Bakanlık veya Bilim Kurulu olarak (TFF'ye) asla herhangi bir öneride, yaklaşımda ya da katkıda bulunmak istemediğimizi Başkan'a (Özdemir) ifade etmiştik ve hâlen o noktadayız" dedi.

Koca, basın toplantısının ilgili bölümünün videosunu daha sonra Twitter'da da paylaşarak TFF'nin kararıyla Sağlık Bakanlığı arasına bir kez daha mesafe koydu.

DW Türkçe'ye konuşan gazeteci Kızılyalın, Sağlık Bakanlığı'nın böylesine hassas bir konuda kararı TFF'ye bırakmasının sebebinin ne olabileceği konusunda, "Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu'nun yetkisinin de bir yere kadar olduğunu biliyoruz. Türkiye'de sağlık konularında kararları veren mekanizmalar ne yazık ki Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanı değil. Karar başka bir mekanizma tarafından veriliyor" ifadesini kullandı.

TFF Başkanı Özdemir'in ekonomik kaygılarla karar verdiğini savunan Kızılyalın, "Sayın Nihat Özdemir bence burada çok aceleci davrandı. Aceleci davranmasının perde arkasında da elbette yayıncı kuruluşun zarar etmesi, federasyonu sürekli baskı altına alması, kulüplerin de haklı olarak bu kuruluştan gelecek parayı istemesi ve bahis mekanizmasının yani İddaa'nın yeniden başlaması kaygısı var" dedi.

Cengiz Özbek

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik