1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
PolitikaKüresel

Trump'ın DSÖ'den çıkma kararı "stratejik hata"

Matthew Ward Agius
23 Ocak 2025

Donald Trump ABD'nin DSÖ'dan çıkmasını öngören kararnameyi imzaladı. Ancak bunun stratejik bir hata olduğu değerlendirmesi yapılıyor.

Trump Oval Ofis'te kararnameleri imzalarken
Donald Trump görevdeki ilk gününde çok sayıda kararnameye imza attıFotoğraf: Anna Moneymaker/Getty Images

ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump görevdeki ilk gününde ülkesinin Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) katılımını sonlandırmayı öngören bir kararname imzaladı. Bu ABD'nin tam bir yıl sonra, Ocak 2026'da artık DSÖ üyesi olmayacağı anlamına geliyor.

ABD, halihazırda örgütün en büyük bağışçısı konumunda.

Trump kararnameyi imzalarken DSÖ'ye yapılan tüm ödemelerin durdurulması talimatını da verdi. Uzmanlar bunun, dünyanın salgın hastalıklarla baş etme kapasitesini ciddi anlamda sınırlandıracağından endişe ediyorlar.

Aidat gelirinin dörtte biri ABD'den

ABD'nin çekilmesi örgüt bütçesinde önemli bir eksilmeye yol açacak. Birleşmiş Milletlere bağlı DSÖ'nün 196 üyesi, ekonomik büyüklükleri ve nüfusları dikkate alınarak hesaplanan aidatlar ödüyorlar. Toplam aidat tutarının dörtte birini tek başına ABD sağlıyor. DSÖ'ye aidat olarak 260,6 milyon dolar ödeyen ABD'yi, 175,2 milyon dolar ile Çin takip ediyor. Çin'i ise 92,2 milyon dolar ile Japonya ve 70 milyon dolar ile Almanya izliyor.

Ayrıca bir de bağışlar yoluyla DSÖ'ye katkı sağlanabiliyor. Mevcut iki yıllık bütçe içinde ABD hükümetinden gelen bağış miktarı yaklaşık bir milyar dolar düzeyinde.

DSÖ'ye sivil toplum kuruluşları da bağış yapabiliyor. Örneğin Bill & Melinda Gates Vakfı yüzlerce milyon dolarla en büyük ikinci bağışçı konumunda. Ancak aidat ödemelerinden farklı olarak bağışçılar, paranın nereye harcanacağını seçme hakkına sahip. Bu da DSÖ'nün tüm operasyonları için her zaman yeterli kaynağa sahip olmayabileceği anlamına geliyor.

En büyük katkıyı sağlayan üyeyi kaybeden DSÖ'nün bunu telafi etmek için çok az seçeneği bulunuyor. Diğer üyelerden aidatları artırmalarını istemek veya bütçeyi küçültmek atılacak zorunlu adımlar gibi duruyor.

ABD de zarar görecek

Trump'ın DSÖ ile ilişkisi, 2020 yılında koronavirüs pandemisi sırasında örgütü "Çin'in kuklası" olmakla suçlamasıyla bozulmaya başladı. Trump, Beyaz Saray'daki ikinci döneminin başında DSÖ'den çıkılmasını öngören kararnameyi imzalarken de bir kez daha, Çin'in "düşük katkısını" eleştirdi.

Çin üyelik aidatı bakımından en büyük ikinci katkı veren konumunda ancak gönüllü bağışları ABD'nin 698 milyon dolarına kıyasla sadece 28 milyon dolar seviyesinde.

 

Georgetown Üniversitesinden küresel sağlık hukuku profesörü Lawrence Gostin, "Trump Çin'i eleştirmeye devam ediyor ve DSÖ'nün Çin etkisinde olduğunu savunuyor" diyor.

Gostin ABD'nin bu karar ile "kendi kalesine gol atmış olabileceği" görüşünde. DW'ye verdiği demeçte Gostin, "Bence bu ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarına ters; Rusya, Çin ve diğerlerinin önünü açıyor" değerlendirmesi yapıyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Jiakun ise Trump'ın kararnameyi imzalamasının ardından yaptığı açıklamada, ülkesinin DSÖ'ye katkısının daha da artacağını, azalmayacağını söyledi.

Pazarlık kozu mu?

Gostin, "ABD'nin tek başına yapabileceği birçok şey var ancak yeni hastalıkların sınırlarımızdan içeri girmesini önlemek bunlardan biri değil" diyor.

ABD'deki mevcut kuş gribi salgınına dikkat çeken Gostin, DSÖ'dan çıkılmasıyla hastalıkla savaşmak için küresel bilgiye artık erişimleri olmayacağını söyleyerek, hastalıkların dünya genelinde sürekli hareket halinde olduğuna dikkati çekiyor.

DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus da sosyal medya hesabından paylaştığı açıklamada, "DSÖ dünyadaki herkesin sağlığını korumakta hayati bir rol oynuyor, buna Amerikalılar da dahil" dedi. ABD'nin kararını gözden geçirmesini umduklarını belirten Ghebreyesus, Trump'ın tutumundan üzüntü duyduklarını söyledi.

DSÖ'den çekilme kararını bir tehdit de olarak kullanabileceği şeklinde yorumlar da yapılıyor. Kendisini bir "anlaşmacı" olarak tanımlayan Trump'ın, örgütü kendi önceliklerine göre hareket etmeye zorlayacak yeni bir anlaşma için bu kararı pazarlık kozu olarak kullanabileceği belirtiliyor.

DSÖ'nun performansı özellikle koronavirüs pandemisi nedeniyle uzun süredir eleştiriliyor. Gostin de Trump'ın DSÖ'nün daha dayanaklı ve şeffaf bir kurum olması için pazarlık yapabileceğini belirtiyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?