1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trump 2.0: Tehditlerle şekillenen NATO dönemi

Berrak Güngör
22 Kasım 2024

NATO'yu eleştiren, yüksek savunma harcamaları talep eden ve ABD'yi ittifaktan çekme tehditleriyle gündeme gelen Trump'ın ikinci döneminde ittifakta neler olacak?

Donald Trump
Donald Trump, ABD'ye ikinci kez başkanlık etmeye hazırlanıyor.Fotoğraf: Charlie Neibergall/AP/picture alliance

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) 5 Kasım'da gittiği seçimlerin Donald Trump'ın zaferiyle sonuçlanması, küresel anlamda yankı bulmaya devam ediyor. ABD'ye ikinci kez başkanlık etmeye hazırlanan Trump, şu sıralar ekibinde yer alacak isimleri açıklamasıyla ve olası NATO politikalarıyla gündemde. Seçimlerden önce ve ilk başkanlık döneminde düzenli olarak NATO müttefikleriyle ters düşen Trump'ın NATO'dan çekilip çekilmeyeceği ya da savunma harcamalarını artırmayan ülkeleri savunma konusunda yalnız bırakıp bırakmayacağı merak konusu. Öne çıkan konulardan biri de NATO Daimi Temsilciliği için aday olarak gösterdiği Matt Whitaker. Trump'ın birinci döneminde adalet bakan vekili olarak görev yapan Whitaker'ın NATO için aday gösterilmesi, dış politika alanında "yeterli deneyimi bulunmadığı" gerekçesiyle şimdiden eleştirilerin hedefinde. Bu nedenle söz konusu ismin öne sürülmesi, Trump dönemi ABD'sinin NATO üzerindeki potansiyel etkilerinin nasıl olacağı konusunda birçok soru işaretini de beraberinde getirdi.

Trump'ın NATO eleştirileri

Donald Trump 2017-2021 yılları arasındaki ilk başkanlık döneminde de genel itibarıyla NATO'ya yönelik eleştirileriyle gündeme gelmişti. İttifakın sık sık "modasının geçtiği" söylemleriyle dikkat çeken Trump'ın NATO'yu hedef almasının esas nedeni ise ekonomiyle ilintiliydi. Trump'a göre NATO üyeleri ittifakın ekonomik yükünü paylaşmada yetersiz kalıyor, bütün maddi ağırlığın altında ise ABD ekonomisi eziliyordu. Bu bağlamda Trump, NATO ülkelerinin savunma harcamalarını artırması gerektiğini sıkça vurgulamış ve bu konuda diğer liderlere baskı da yapmıştı. 2014'te belirlenen ve 2024'e kadar her üyenin savunma harcamalarını Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYİH) yüzde 2'sine çıkarması hedefi, Trump döneminde sert bir şekilde dile getirilmişti. Trump'ın bu tutumu 2024 seçimlerindeki başkanlık yarışında da öne çıktı. Hatta, ABD'nin müttefiklerini Rusya ile tehdit etmesi, NATO üyeleri arasında büyük bir gerilime neden oldu.

Donald Trump ilk başkanlık döneminde de NATO'ya yönelik eleştirileriyle gündeme gelmişti.Fotoğraf: picture-alliance/dpa/E. Vucci

"Sizi korumazdım"

Donald Trump, 10 Şubat 2024'te Güney Karolina'daki bir mitingdeki konuşmasında NATO üyesi bazı ülkelerin finansal yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda Rusya'nın bu ülkelere saldırmasını "teşvik edebileceğini" söylemişti. Trump'ın iddiasına göre, bir NATO toplantısında başka bir ülkenin lideri kendisine "Eğer ödeme yapmazsak ve Rusya bize saldırırsa, bizi koruyacak mısınız?" diye sormuş, o da şu yanıtı vermiş: "Hayır, sizi korumazdım. Aslında onların ne isterlerse yapmalarını teşvik ederdim. Ödeme yapmanız gerekiyor."

Bu açıklama hem Beyaz Saray hem de müttefikleri tarafından endişeyle karşılanmıştı. Ancak bu, Trump'ın ilk tehdidi değildi. Trump'ın başkan olduğu 2018 yılında Montana eyaletinde düzenlediği mitingde, hedef tahtasına koyduğu isimler arasına Almanya'nın o dönemki Başbakanı Angela Merkel de vardı. Trump, ''Gidip Rusya ile gaz ve petrol anlaşmaları yapıyorlar, Rusya'ya milyarlarca ve milyarlarca dolar ödüyorlar. Rusya'ya karşı kendilerini korumak istiyorlar ama gidip Rusya'ya milyarlarca dolarlık ödeme yapıyorlar'' demişti. Dönemin ABD Başkanı, NATO'ya üye diğer ülkelerin ittifakın bütçesine daha fazla katkı yapması talebini tekrarlayarak, Almanya'yı GSYİH'sinin sadece yüzde 1'ini NATO bütçesine ayırdığı için de eleştirmişti.

​Hangi ülkeler savunma harcamasını ne kadar artırdı?

NATO'nun belirlediği kriterlere göre, üyelerin savunma harcamalarının GSYİH'nin en az yüzde 2'si olması gerekiyor. 2023'te bu hedefe ulaşan üye sayısı arttı. Alman haber ajansı dpa tarafından Şubat ayında geçilen habere göre, Almanya 2024 yılı itibarıyla NATO'nun belirlediği savunma harcamaları hedefi olan GSYİH'nin yüzde 2'sine ulaşmayı taahhüt etti ve bu oranı ilk kez Soğuk Savaş'tan sonra geçeceğini duyurdu. Almanya, 2023'te savunmaya GSYİH'sinin yüzde 1,57'sini ayırmışken, 2024'te bu oran yüzde 2,01 seviyesine yükseltildi​.

Türkiye'ye gelince, 2023'teki savunma harcamalarının GSYİH'ye oranı yine aynı habere göre yüzde 1,7 ile yüzde 2'lik hedefin altında seyretti. Türkiye'nin mevcut bölgesel tehditlere karşı askeri modernizasyon harcamaları artmaya devam ediyor. ​Öte yandan Haziran ayında NATO tarafından yayınlanan bir rapora göre, Türkiye'nin 2024 yılındaki savunma harcamalarının GSYİH'ye oranı yüzde 2,09'a ulaşarak Fransa'nın yüzde 2,06'lık oranını geride bırakmasının beklenmesi de dikkat çekmişti. Aynı raporda, en fazla savunma harcaması yapan ülkeler şu şekilde sıralanmıştı: ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye, Hollanda ve İspanya.

Bunun en büyük sebepleri arasında Rusya'nın Ukrayna işgali gösterilse de özellikle Avrupa ülkeleri seçimlerden evvel olası bir Trump dönemine de hazırlanıyordu.

Trump NATO'dan çekilecek mi?

Trump dönemine dair en büyük endişelerden biri, ABD Başkanı olarak göreve başlamasının ardından NATO'dan çekilme kararı alması ihtimali. Ancak Trump, NATO'nun önemini tamamen reddetmemekle birlikte, ABD'nin Avrupa'nın savunmasında aşırı bir yük üstlendiğini savunmuş ve bu durumu "adil olmayan bir düzen" olarak nitelendirmişti.

Bazı analizlere göre, bu yaklaşım Trump'ın "America First" (Önce Amerika) politikasının bir uzantısı olarak değerlendiriliyor. Bu da Trump'ın yeni dönemindeki Transatlantik bağlarına ilişkin kaygıları güçlendiriyor. Kaldı ki bu kaygılar Merkel'in Almanya Başbakanı olduğu Trump'ın ilk döneminde de öne çıkıyordu. Angela Merkel, 2017'de bu duruma tepki olarak Avrupa'nın kendi geleceği için daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ifade etmişti. Şimdi de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron aynı şekilde Avrupa'nın kendi savunmasını garantiye alması gerektiğini savunuyor. Ancak NATO'dan çıkış için Kongre onayı gerekiyor. Ve çoğunluğun Cumhuriyetçilere geçmiş olması da endişe yaratan unsurlardan biri. ABD merkezli yayın kuruluşu Politico'ya göre Trump'ın geçmişteki uygulamaları da durumun öngörülemezliğini destekliyor.

Matt Whitaker'ın NATO Daimi Elçisi pozisyonu için aday gösterilmesi, analistler tarafından eleştiriliyor. Fotoğraf: Getty Images/C. Somodevilla

Whitaker'ın adaylığı neden eleştirildi?

Matt Whitaker'ın NATO Daimi Elçisi pozisyonu için aday gösterilmesi, analistler tarafından eleştiriliyor. Bunun nedeni de aslen hukukçu olan Whitaker'ın dış politika konusundaki deneyim eksikliği. Eleştirilerin bir diğer nedeni de Whitaker'ın Trump'ın "Önce Amerika" politikasına oldukça paralel bir isim olması. Bu da ittifak konusunda Trump'ın "endişe verici" politikalarına destek vereceği anlamına geliyor. The Guardian'a göre Whitaker, America First Policy Institute ile de aktif olarak çalışıyor. Donald Trump Çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Matt güçlü bir savaşçı ve sadık bir vatansever, Amerika Birleşik Devletleri'nin çıkarlarının ilerletilmesini ve savunulmasını sağlayacak. Matt, NATO müttefiklerimizle olan ilişkileri güçlendirecek ve Barış ve İstikrar'a yönelik tehditlere karşı dik duracak" dedikten sonra eklemişti: "AMERİKA'YI ÖNCELEYECEK."

Whitaker, 2018'de Jeff Sessions'ın görevden alınmasının ardından, Trump'ın ilk yönetiminde vekaleten Adalet Bakanı olarak görev yaptı. Washington Post'a göre, Whitaker, 2016 seçimlerine Rus müdahalesini araştıran özel savcı Robert Mueller'a karşı eleştirileriyle öne çıkan bir isimdi. Whitaker, Cumhuriyetçi Parti'nin sadık bir ismi olarak öne çıkıyor.

 

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?