1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trump-Putin zirvesi: Alaska'dan ateşkes çıkmadı

16 Ağustos 2025

Ukrayna'da ateşkes hedefiyle Alaska'da düzenlenen zirve, anlaşma sağlanmadan sona erdi. Putin'in ABD ziyaretinin ardından ev sahibi Trump, belirsiz mesajlar verdi.

Alaska'da Trump ve Putin ortak basın açıklaması için yan yana yerleştirilmiş iki kürsü gerisinde konuşuyor. Küçük salonda çok sayıda gazeteci bulunuyor.
Trump ve Putin'in ortak basın açıklamasına gazetecilerin ilgisi yoğundu.Fotoğraf: Jeenah Moon/REUTERS

Dünyanın nefesini tutarak izlediği Alaska'daki zirvede ABD ve Rusya liderleri, Ukrayna savaşında bir barış ya da ateşkes anlaşması için mutabakata varamadı. ABD Başkanı Donald Trump, zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında, "birçok konuda" uzlaşı sağlandığını ancak bir anlaşma olmadığını söyledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de görüşmelerin yapıcı geçtiğini belirterek "Sayın Trump ile iyi ve doğrudan temaslar kurduk" ifadelerini kullandı. 

Basın toplantısında gazetecilerin soru sormasına izin verilmedi. 

Resmi açıklamalara göre, yedi yıl aradan sonra ilk kez küçük birer heyet eşliğinde bir araya gelen liderlerin görüşmesi iki saat 45 dakika sürdü. 

İlişkilerin nasıl şekilleneceği belirsiz 

Rusya Devlet Başkanı Putin'in ABD topraklarına 10 yıl sonra gerçekleştirdiği ilk ziyaretin Washington-Moskova ilişkilerinin geleceğini nasıl şekillendireceği belirsiz.

Trump, Putin ile yaklaşık üç saat süren görüşmesinden hemen önce gazetecilere yaptığı açıklamada, hedefinin ateşkes sağlamak olduğunu belirtmişti. Alaska'ya hareketi sırasında başkanlık uçağı Air Force One'da konuşan Trump, "Bunu kendi sağlığım için yapmıyorum. Tamam mı, buna ihtiyacım yok. Kendi ülkemize odaklanmak isterdim ama bunu pek çok hayatı kurtarmak için yapıyorum" ifadelerini kullanmıştı.

Trump'ın anlaşma beklentisine paralel olarak iki liderin ortak basın açıklaması yaptığı platformun arkasında İngilizce "barışı aramak" anlamına gelen "Pursuing Peace" yazısı yer alıyordu. Her fırsatta Nobel Barış Ödülü'nü almak istediğini söyleyen Trump, seçim kampanyası sırasında "başkan seçilirse Ukrayna savaşını 24 saatte bitireceğini" iddia etmişti.

Görüşmeye ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff da katıldı. Rusya tarafında ise masada Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Putin'in danışmanı Yuri Uşakov yer aldı. Putin ve Trump arasındaki üçe üç formattaki görüşmenin ardından daha kalabalık bir heyetin çalışma yemeğinde bir araya geleceği açıklanmıştı ancak bu yemekli toplantı iptal edildi ve program öngörülenden erken bitti.

Putin Alaska'dan ayrılmadan önce, İkinci Dünya Savaşı sırasında ölen Sovyet askerlerin mezarlarını ziyaret etti. Rus lider ayrıca Alaska'daki Rus Ortodoks Kilisesi'nin başpiskoposuyla da görüştü.Fotoğraf: Gavriil Grigorov/SNA/IMAGO

Beraberinde ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ticaret Bakanı Howard Lutnick'i de Alaska'ya götüren Trump, eğer Ukrayna konusunda görüşmeler iyi geçerse Rusya ile ayrıca ikili ticari meseleleri ele almak istediğini söylemişti. Hâlihazırda ABD ve Avrupa Birliği (AB) Rusya'ya kapsamlı ekonomik yaptırımlar uyguluyor.

Trump 3 dakika, Putin 8 dakika konuştu

Üçe üç formattaki görüşme sonrası kameralar karşısına geçen Trump ve Putin, kürsüde 11 dakikadan biraz uzun kaldı. Bu sürenin sadece üç dakikasını Trump kullandı.

DW editörü Richard Walker zirveye dair izlenimlerini şu şekilde aktardı:

"Şovun sahibi Donald Trump'dı. Burası bir ABD üssü. (Putin apronda yürüdüğü sırada üzerinden) B2 bombardıman uçakları uçuyordu. Donald Trump, kırmızı halıda kendisine doğru yürüyen Vladimir Putin'i alkışlıyordu. Fakat basın toplantısında ilk konuşan Putin'di, daha uzun konuşan da Putin oldu. O noktada zirveyi domine eden Putin gibiydi."

Putin en son Haziran 2021'de Cenevre'de Trump'ın selefi Joe Biden ile baş başa görüşme gerçekleştirmişti.Fotoğraf: Jae C. Hong/AP Photo/picture alliance

Putin konuşmasında Rusya-ABD ilişkilerine vurgu yaparken Trump süresinin bir kısmını kazandığı 2016 seçimlerine ayırdı, Rusya'nın seçimlere kendisi lehine müdahale ettiğine dair iddialara tepki gösterdi.

Trump basın açıklamasında Ukrayna ile ilgili ise "İlerleme kaydettik ancak henüz orada değiliz" dedi. "Oldukça verimli" geçtiğini söylediği toplantıda "birçok konuda anlaştıklarını" belirterek, "(Anlaşamadığımız) çok az nokta kaldı, bazıları önemsiz. Biri ise en önemlisi" ifadelerini kullandı ancak bu konuda herhangi bir detay vermedi.

Basın açıklamasının sonunda Putin, Trump'ı ikinci görüşme için Moskova'ya davet etti.

Trump görüşme hakkında konuşmaktan kaçındı

Görüşmelerin ardından ilk röportajı Fox News'a veren Trump, yayın sırasında bundan pişman olduğunu söyledi:

"Bence bugünkü toplantı çok iyi geçti. Bence iyi sonuçları olacaktır ama sadece bu konuda konuşmak istemiyorum. Size röportaj vermeyi iki gün önce kabul ettim ama bu iki gün önceydi."

Bu tepki üzerine "Yayın sırasında, röportaj verdiğiniz için pişman olduğunuzu mu söylüyorsunuz?" diye soran gazeteciye ABD Başkanı'nın yanıtı, "Evet, bunu yapmamalıydım" oldu.

Trump'a aynı yayında, Putin'le ortak basın açıklaması sırasında sözünü ettiği "anlaşılamayan bir büyük konu" da soruldu.

Bu konuda konuşmak istemediğini söyleyen Trump, "(Ne olduğunu) birisi açıklayacaktır. Ben yapmak istemiyorum" dedi.

Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı liderlerin de sürece dahil olması gerektiğini belirterek, "Şimdi bunu halletmek Başkan Zelenskiy'e kalmış. Avrupalı uluslar da biraz dahil olmak zorunda" diye konuştu.

Zelenskiy Alaska'daki zirveye davet edilmemişti. Avrupa ülkeleri de ABD'nin kendilerini sürecin dışına itmesinden şikâyet ediyordu.

Trump'ın göreve gelmesinin ardından NATO şemsiyesi altında savunma harcamalarını artıran Avrupa ülkeleri ayrıca ABD'nin Ukrayna'ya sağladığı silah ve mühimmatın finansmanını da üstlenmiş durumda. Almanya hâlihazırda Ukrayna ordusunun en büyük ikinci bağışçısı konumunda.

Trump'ın ilgisi Çin-Tayvan meselesine kaydı

Ortak basın açıklamasında olduğu gibi Fox röportajında da ABD seçimlerine Rusya'nın müdahale ettiğine dair eski tartışmayı yeniden gündeme getiren Trump, Rus liderle görüşmelerine "10 üzerinden 10" verdiğini söyledi.

Trump röportajda Tayvan meselesine de değindi. Normalde bu konuda pek konuşmayan ABD Başkanı'nın Çin-Tayvan meselesine dair açıklamaları, dikkatleri sonuçsuz kalan Ukrayna görüşmesinden uzaklaştırmaya çalıştığı yorumlarına neden oldu.

Trump, konuğu Putin'i apronda karşıladı.Fotoğraf: Andrew Harnik/AFP/Getty Images/picture alliance

Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in kendisine "Sen görevdeyken Tayvan'a saldırmayacağım" dediğini iddia etti:

"Size bir şey söyleyeyim, benzer şey Tayvan'da da  var. Ancak ben burada olduğum sürece (savaş) yaşanacağını sanmıyorum. Bana, (Şi) 'ben Başkan olduğum sürece yapmayacağını' söyledi" diye konuştu.

Çin, Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Şi Cinping daha önce birçok konuşmasında Tayvan'la "birleşme" sözü vermişti. ABD Tayvan'ı resmen tanımasa da askeri ve ticari ilişkiye sahip. Eski ABD Başkanı Joe Biden birden fazla kez, eğer Çin Tayvan'a saldırırsa Amerikan askerlerinin savaşa katılacağını söylemişti.

Ukrayna'nın Alaska zirvesine ilk tepkisi ne oldu?

Zirvenin ardından açıklamada bulunan Ukrayna milletvekili Oleksiy Honçarenko, "Putin zaman kazanmış gibi görünüyor. Ateşkes veya tansiyonu düşürmeye yönelik herhangi bir şey yok" dedi.

Ukrayna Parlamentosunda Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olan Oleksandr Merezhko da Putin'in "enformasyon savaşını kazandığını" iddia etti, "İzole olmadığını göstermek için Trump'ı kullandı" açıklamasını yaptı.

"Putin 1-0"

Münih Güvenlik Konferansı'nın eski Başkanı Wolfgang Ischinger, zirvenin ardından "Putin 1-0 önde" yorumunda bulundu.

Ischinger, X platformundaki hesabından paylaştığı mesajda, "Gerçek anlamda bir ilerleme yok. Açıkça Putin 1-0 önde. Yeni yaptırım yok. Ukraynalılar için: Hiçbir şey. Avrupa için: Derin bir hayal kırıklığı" dedi.

Putin'in Alaska'da "kırmızı halısını" aldığını ancak Trump'ın buna karşılık hiçbir şey elde etmediğini belirten Ischinger, "Korkulduğu gibi: Ne ateşkes ne de barış var" ifadelerini kullandı.

DW,Reuters,AFP / MUK,HS,CÖ