1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trump-Putin zirvesi: Dost olabilecekler mi?

16 Temmuz 2018

ABD Başkanı Donald Trump, NATO müttefikleriyle gergin geçen Brüksel zirvesinin ardından Rusya lideri Vladimir Putin'le bir araya geliyor. Müttefikler, Batı ile kriz yaşayan Trump'ın Putin'e taviz vermesinden endişeli.

Fotoğraf: Getty Images/AFP/J. Silva

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Pazartesi günü Helsinki'de bir araya geliyor. Transatlantik ilişkilerdeki gerginliğin Brüksel'deki NATO zirvesinde bir kez daha su yüzüne çıktığı bir dönemde gerçekleşecek buluşmada verilecek mesajlar merakla bekleniyor. AB ve NATO'dan müttefikler, Trump'ın Kırım gibi İttifak için önemli konularda Putin'e taviz vermesinden endişe ediyor.

NATO'nun birliğinin sorgulanmasına yol açan Brüksel zirvesinin ardından Trump'ın İngiltere'deki temaslarında da soğuk rüzgarlar esti. İngiltere Başbakanı Theresa May ortak basın toplantısında Trump'ı Putin'le görüşmesinde "NATO müttefikleriyle birlik içinde kararlı ve güçlü bir tutum sergilemeye" çağırdı. Trump ise Putin ile görüşmesine büyük beklentilerle gitmediğini, ancak "Rusya ile ilişkileri düzeltme ve Putin'le çok iyi bir ilişki kurma fırsatı bulunduğunu" söyledi.

Trump zirve öncesinde yaptığı bir başka açıklamada da "Putin'le belki bir gün dost olabiliriz" demiş, "Putin benim düşmanım değil. Dostum mu? Hayır. Onu yeterince iyi tanımıyorum. Ama onunla şimdiye kadar yaptığım birkaç görüşmede iyi anlaşmıştık" ifadelerini kullanmıştı. Trump-Putin zirvesine iki ülke arasında yıllardır kökleşmiş sorunların eşlik etmesi bekleniyor.

Ukrayna ve Kırım

Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhakı ve Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçı güçlere verdiği örtülü askeri destek ABD ve Batılı müttefikleriyle Rusya arasında Soğuk Savaş sonrasının en ağır krizine yol açmış, ABD ve AB Rusya'ya yaptırımları yürürlüğe sokmuştu. Rusya'ya yaptırım politikası ABD'de özellikle Kongre ve Dışişleri Bakanlığınca destekleniyor. Trump bir açıklamasında "Kırım'da hep Rusça konuşuldu" diyerek soru işaretlerine yol açmıştı. Trump'ın hukuken Kırım'ın ilhakını tanıması mümkün değil. Ancak Avrupalılar, Trump'ın konuyu gündemde öne çıkarmayarak müttefiklerin tutumunu zayıflatabileceği endişesi taşıyor.

Putin'in önceliği ise Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılması. Trump'ın yaptırımları Kongre onayı olmadan yürürlükten kaldırması mümkün olmasa da bazı kısıtlamaları kendi inisiyatifiyle gevşetebilir. Trump'ın, Rus şirket ve kişileri içeren yaptırım listesinin genişletmeyeceği yönünde bir mesaj vermesi bile uluslararası yatırımları kolaylaştıracağı için Moskova'nın ihtiyacı olan ivmeyi yaratabilir. Kırım krizi nedeniyle NATO'nun Doğu Avrupa'daki tatbikatlarını yoğunlaştırması da Moskova'da büyük rahatsızlığa yol açıyor. Moskova bu konuda da Trump'tan adım atmasını bekliyor.

Putin Trump ile görüşmesi öncesinde Moskova'da İranlı yetkili Velayeti ile bir araya geldi.Fotoğraf: IRNA Agency

Suriye ve İran

Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın en güçlü müttefiki olan Rusya, verdiği askeri destekle iç savaşın seyrini değiştirdi. Son olarak Suriye ordusu Rusya'nın hava desteğiyle ülkede muhaliflerin son kalesi konumundaki Dera'yı kontrolü altına aldı. ABD'nin Suriye'deki etkisi ise sınırlı. ABD Başkanı Trump, çok maliyetli olduğu gerekçesiyle Amerikan askerlerini ülkeden çekmeyi hedefliyor. Trump'ın Suriye politikası büyük ölçüde Ortadoğu'daki bir numaralı müttefiki İsrail ile örtüşüyor. İsrail'in temel hedefi, iç savaş sonrasında İran destekli milislerin kendi sınırında yerleşik hale gelmesinin önüne geçmek.

Trump yönetimi ve İsrail'in "Ortadoğu'da bir numaralı sorun" olarak gördüğü İran, Rusya'nın ise en önemli müttefiklerinden biri. Suriye'de iç savaşın sona erdirilmesi için Rusya ve Türkiye'nin girişimiyle başlatılan Astana sürecinin de bir parçası olan İran, Şii milisler yoluyla Suriye'deki çatışmalarda da etkili bir güç. Trump'ın zirvede Putin'i, İran'ı Suriye'den çıkarmak konusunda ikna etmeye çalışması bekleniyor.

İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in dış politika danışmanı Ali Ekber Velayeti, Trump-Putin zirvesinin önemli olduğunu, ancak sorunun başka yerde yattığını belirterek "Trump'tan Ortadoğu konusunda mantıklı çözüm önerileri beklemiyoruz. Trump ne istediğini ve ne yapacağını bilmiyor" diye konuştu.

Kuzey Akım 2

Görüşmenin önemli gündem maddelerinden birini de Rus doğalgazını Baltık Denizi üzerinden Almanya 'ya taşıyacak Kuzey Akım 2 boru hattı oluşturuyor. ABD yönetimi, Avrupa'nın Rusya'ya bağımlılığını artıracağını iddia ettiği proje nedeniyle Berlin'e tepkili. Başkan Trump geçen hafta Brüksel'de yapılan NATO zirvesinde enerji ihtiyacının büyük bölümünü Rusya'dan karşılayan Almanya'yı "Rusya'nın esiri" olmakla eleştirmiş, ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada da "Rusya'ya boru hattı dolarları akıtılması kabul edilemez" demişti. Trump Cuma günü İngiltere temasları sırasında da Almanya'ya yönelik eleştirilerini yineledi ve "Kuzey Akım 2 Almanya için, Alman halkı için, NATO için çok kötü birşey. Korkunç bir şey, Almanya'nın korkunç bir hatası" ifadelerini kullandı. ABD, Ukrayna'nın proje güzergahı dışında bırakılmasını da eleştiriyor. ABD'nin Kuzey Akım 2 ile ilgili rahatsızlığı, NATO liderler zirvesi çerçevesinde Dışişleri Bakanı Pompeo tarafından AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'ye de iletildi.

Kuzey Akım 2 boru hattı için çalışmalar sürüyor.Fotoğraf: picture alliance/dpa/S. Sauer

Silahsızlanma anlaşmaları

ABD ile Rusya arasında nükleer silahların karşılıklı azaltılmasına yönelik tartışmalar yıllardır sürüyor. Bu konudaki en yeni ve kapsamlı anlaşma olan, 2010 yılında imzalanan  START anlaşmasının süresi 2021'de dolacak. İki taraf da yeni silah sistemleri üzerinde çalışmaları sürdürdüğü için silahsızlanma konusunda zirveden önemli mesajlar çıkması beklenmiyor. START anlaşmasının süresinin uzatılması yönünde zirveden bir mesaj çıkması bile başarı sayılacak. Trump zirve öncesinde yaptığı açıklamada nükleer silahları "dünyadaki en büyük sorun" diye nitelendirerek konuyu zirvede gündeme getireceğini söyledi. Orta menzilli nükleer füzelerin imhasını öngören Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF) ile ilgili de anlaşmazlıklar var. İki taraf da birbirini anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor. Füze savunma sistemlerinin sınırlandırılmasına yönelik Antibalistik Füze Anlaşması'ndan (ABM) ise ABD 2002 yılında çekilmişti.

Seçimlere müdahale suçlamaları

Rusya'nın ABD'de 2016 yılında yapılan Başkanlık seçimlerine Trump lehine müdahale ettiği suçlamalarıyla ilgili soruşturma da Trump'ın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi duruyor. Amerikan istihbarat birimleri, seçim kampanyaları sırasında Trump'ın Demokrat partili rakibi Hillary Clinton'ın ekibine yönelik hacker saldırılarıyla ilgili kanıtlara ulaşmış, özel savcı Robert Mueller'in iddianamesinde Rus internet trollerinin sosyal medya hesapları üzerinden etki kurduğu suçlaması yer almıştı. Trump bu suçlamaları "cadı avı" diye geri çevirirken Rus yönetimi de iddiaların asılsız olduğunu savunuyor. Seçim manipülasyonu krizi ve İngiltere ile Rusya arasında yaşanan Skripal krizi nedeniyle karşılıklı olarak konsolosluklar kapatılmış, çok sayıda diplomat sınır dışı edilmişti.

DW,rtr,dpa/BK,HS

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster