Turizm işçisinin tatil hakkı yasası neden tartışılıyor?
16 Temmuz 2025
Turizm sektöründe çalışan işçilerin haftalık tatil hakkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilen bir yasa değişikliğiyle tartışmalı hâle geldi. Yeni düzenleme, turizm sektöründe işçilere haftada bir gün kesintisiz tatil yerine 10 gün aralıksız çalışıp yalnızca 11'inci günde izin yapma olanağı tanıyor. Üstelik bu tatil günü çalışıldığında, fazla mesai ücreti de ödenmeyecek.
İktidar düzenlemenin "esneklik" getirdiğini savunurken, sendikalar ve muhalefet temsilcileri bunun açık bir hak gaspı olduğunu belirtiyor ve düzenlemenin yalnızca turizm sektörüyle sınırlı kalmayabileceği konusunda uyarıyor. "Dinlenmek anayasal bir haktır" denilerek Anayasa Mahkemesi'ne başvuru hazırlığı yapılıyor.
Yasa değişikliği neye dayanıyor?
Turizm sektöründe çalışan işçilerin haftalık tatil hakkını doğrudan etkileyen yasal düzenleme, 10 Temmuz'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edildi. "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" başlığıyla hazırlanan metin, 14 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Kanunun 9'uncu maddesiyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 46'ncı maddesinde yapılan değişiklik, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan turizm işletme belgesi almış konaklama tesislerinde çalışan işçiler için yeni bir çalışma rejimi öngörüyor. Buna göre:
"Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizm işletmesi belgesi verilen konaklama tesislerinde çalışan işçilerin bu fıkra kapsamında hak kazandığı hafta tatili, işçinin yazılı talebi veya onayı ile hak kazandığı günü takip eden dört gün içinde kullandırılabilir. Bu halde işçinin hak kazandığı hafta tatilinde yaptığı çalışmaların günlük normal çalışma süresi kadarlık kısmı fazla çalışmanın hesabında dikkate alınmaz."
Bu ifadeyle birlikte, hafta tatilinin 7'nci gün yerine en geç 11'inci günde kullandırılması mümkün hale geldi. Ancak uygulama, işverenle işçi arasında "rızaya dayalı" gösterilse de sendikalar bu onayın fiiliyatta zorunluya dönüşeceğini savunuyor.
Düzenleme hukuken ne ifade ediyor?
Anayasa'nın 50'nci maddesi, "Dinlenmek çalışanların hakkıdır" ifadesiyle haftalık izin hakkını açıkça güvence altına alıyor. Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı da benzer şekilde haftada en az bir gün kesintisiz tatil öngörüyor.
Yeni yasa ise bu hakkı ertelenebilir ve fazla mesaisiz hale getiriyor. Bu durumun hem anayasal güvenceyi zedelediği hem de iş hukukundaki eşitlik ilkesini ihlal ettiği ifade ediliyor.
Meclis'te nasıl tartışıldı?
Kanun teklifi TBMM Genel Kurulu'nda görüşülürken muhalefet sıralarından itirazlar geldi.
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez hafta tatili izninin Anayasa ile güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek "Turizm sektöründe bu işin önünü açarsak başka sektörler de bu taleplerle gelecektir ki Komisyonda inşaat sektörü bu talebini belirtmiştir. Bu teklif maddesi iş hukukunun altını oyan bir düzenleme olup hafta tatili ücretini de ortadan kaldıracak ve sermayeye çıkar sağlayacaktır" diye konuştu.
DEM Parti Hakkari Milletvekili Vezir Coşkun Parlak, turizmin sömürüye en açık, güvencesizliğin ve düşük ücretlerin en yoğun yaşandığı sektörlerden biri olduğunu belirtti. Bu koşullarda çalışan işçilerin izin hakkının da hedef alındığını vurgulayan Parlak, böyle bir düzenlemenin ancak işçiler, sendikalar ve sektörün tüm paydaşlarıyla birlikte hazırlanabileceğini söyledi.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir yeni düzenlemenin haftalık izin hakkını fiilen kaldırarak, "esneklik" adı altında sömürüyü derinleştirdiğini ifade etti.
AKP Adıyaman Milletvekili Resul Kurt ise eleştirileri reddederek düzenlemede turizm sektöründe ortaya çıkan ihtiyaçların göz önüne alındığını savundu. Teklifin "turizm yatırımlarının sağlıklı ve düzenli işletilmesinin yanı sıra devamlılığının sağlanması, turizm sektörünün, millî ekonominin verimli ve düzenli bir şekilde çalışabilmesi açısından büyük önem taşıdığını" belirtti. MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu da düzenlemenin işçi ve işveren arasında çalışma barışını güçlendirmeyi ve turizm sektöründe daha verimli bir serbest zaman yaratmayı hedeflediğini savundu.
Sendikalar ne diyor?
Yasa değişikliğine en sert tepki işçi konfederasyonlarından geldi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) adına açıklama yapan Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, bugün yaptığı basın açıklamasında "çalışma yaşamının en temel hakkı olan dinlenme hakkının gasp edildiğini" söyledi.
"İşçiler hafta tatilinde çalışacak ama karşılığında hiçbir ek ücret alamayacak. Bu değişiklik sadece İş Kanunu'na değil, Anayasa'nın dinlenme hakkını güvence altına alan hükümlerine ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere de aykırıdır."
Düzenlemenin yalnızca turizm işçisini değil, tüm işçileri ilgilendirdiğini vurgulayan Çerkezoğlu, "Bugün turizm sektörüyle sınırlı görülen bu hak gaspı, yarın başka sektörlere de yayılabilir. İnşaat gibi alanlardan benzer taleplerin gelmeye başlaması bunun göstergesidir" dedi. Çerkezoğlu, düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını açıkladı.
Dev Turizm İş Sendikası da yaptığı açıklamada "10 gün çalışma, 1 gün tatil olmaz" diyerek düzenlemeyi kabul etmediklerini duyurdu: "...Patronlar karlarını katlarken işçi bedenini ve ruhunu tüketir. Çalışanın teriyle, gece gündüz emeğiyle dönen turizm çarkı, artık iyice zalimleşmiştir… Biz bu oyuna razı değiliz."
Sendikaya göre bu yasa, turizm işçisini bir "performans makinesine" dönüştürerek yaşamı, sağlığı ve ailesini göz ardı ediyor. Sendika, tüm turizm işçilerini Dev Turizm İş'te örgütlenmeye çağırırken, düzenlemenin iptalini istedi.
Turizm işçileri hangi koşullarda çalışıyor?
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2023 Turizm Uydu Hesabı verilerine göre, doğrudan turizm amaçlı istihdam edilen kişi sayısı 998 bin olarak kaydedildi. TÜİK verilerinden yapılan analizlere göre ise, 2024 sonu itibarıyla sektördeki ücretli çalışan sayısı 1,3 milyona ulaştı.
Ancak sayının artması, çalışma koşullarının iyileştiği anlamına gelmiyor. Dev Turizm İş Sendikası verilerine göre, sektör çalışanlarının yüzde 30'undan fazlası kayıt dışı. Yoğun sezonda haftalık fiili çalışma süresi 50 ila 60 saat arasında değişiyor. Çalışanların yüzde 45'i yıllık iznini kullanamıyor. Sektördeki iş gücü devir hızı, yani işçilerin sektörden ayrılma oranı son üç yılda yüzde 60'a ulaşmış durumda. DİSK'e göre de günde 11 saate kadar çıkan mesailer karşılığında çoğu zaman fazla mesai ücreti ödenmiyor.
Bu tabloya karşın, yeni düzenlemeyle işçilerin haftalık dinlenme hakkının esnetilmesi, sendikalara göre "çalışma rejiminde insani sınırların daha da aşılması" anlamına geliyor.