1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ukrayna'da ayrılık noktasına nasıl gelindi?

24 Şubat 2022

Ukrayna'da yıllardır adım adım ilerleyen bölünme süreci Rusya'nın ayrılıkçı Donetsk ve Luhansk'ın bağımsızlığını tanıması ve askeri operasyonla yeni bir dönemece girdi. Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Fotoğraf: Evgeniy Maloletka/ASSOCIATED PRESS/picture alliance

Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk'ta yaptığı hamle tam bir dönüm noktası anlamına geliyor. Bu iki bölge yaklaşık sekiz yıldır resmi olarak Ukrayna'ya bağlıyken gerçekte Moskova'nın yönetimindeydi. Moskova bu ayrılıkçı iki bölgeyi tanıma, özellikle de asker gönderme kararıyla yıllardır süren statükoyu tamamen değiştirmiş, belirsizlik politikasına son vermiş oldu.

Batı yanlısı muhaliflerin protesto gösterileri ve Ukrayna'da hükümetin devrilmesi sonrasında Rusya yanlısı bu iki bölgede 2014 yılında "halk cumhuriyetleri" ilan edilmişti. Donbas bölgesindeki kömür yataklarının yaklaşık üçte biri Donetsk ve Luhansk'ta bulunuyor. Eskiden yoğun nüfusa sahip bu bölgelerde 6-7 milyon kişi yaşıyordu.

İki bölge için de kömür ve çelik endüstrisi büyük önem taşıyor. Ancak aralarında farklar var. Luhansk Ukrayna'nın en yoksul bölgelerinden biriyken Donetsk oldukça varlıklı bir metropoldü. Ancak savaş patlak verdikten sonra milyonlarca kişi ayrılıkçıların kontrolüne geçen bu bölgeleri terk etti. Büyük bölümü Ukrayna'ya, yüz binlercesi Rusya'ya göç etti.

Ayrılık noktasına nasıl gelindi?

Sovyetler Birliği'nin dağıldığı 1991'den 2004'e kadar Doğu Ukrayna'da ayrılıkçı hareketler yok denecek kadar azdı. "Turuncu Devrim" diye bilinen protesto hareketi, Rusya yanlısı eski Donetsk valisi Viktor Yanukoviç'in Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasını engelledi. Bunun üzerine Yanukoviç'in Ukrayna'nın doğusunda teşkilatlı "Bölgeler Partisi", Ukrayna'dan ayrılma tehdidinde bulundu, ama sonuçta bu tehdidi gerçekleştirmeye cesaret edemedi.

Yanukoviç 2010'da cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmayı başardı ve Rusya ile AB arasında zikzak çizen bir politika izledi. Aniden Rusya tarafına dönmesi üzerine 2013/2014 kışında muhalefetin protesto gösterileri patlak verdi. Yanukoviç Rusya'ya kaçtı. Moskova ise Kiev'deki iktidar boşluğundan yararlanarak Kırım Yarımadası'nı ilhak etti. Ukrayna'nın doğusunda Rusya yanlısı cephe Kırım'daki kadar güçlü değildi. Ancak Donetsk ve Luhansk'ta Kiev'deki yeni iktidara karşı kuşkular oldukça güçlüydü. Rusya yanlılarıyla Ukrayna yanlılarının sayısı o dönemde yaklaşık olarak aynı büyüklükteydi. Bir ankete göre o dönem Donetsk sakinlerinin yüzde 20'si, Rus ordusunun bölgeye girmesini memnuniyetle karşılayacağını ifade ediyordu. Bir o kadar Donetskli ise Kiev için çarpışmaya hazır olduğunu söylüyordu.

2014 yılı ilkbaharında Doğu Ukrayna'daki çeşitli kentlerde idari binalar işgal edildi, silahları ele geçirmek için polis karakollarına baskınlar düzenlendi. Bu olayların arkasındaki itici güç, Rus istihbaratıyla bağlantılı oldukları tahmin edilen Rus vatandaşlarıydı. Ukrayna'nın bölünmesi için referandumlar düzenlendi, başında Rusların bulunduğu "halk cumhuriyetleri" ilan edildi. Kiev hükümeti ayaklanmayı bastırmaya çalıştı. 2014 yazında Ukrayna ordusu bölgelerin büyük bölümünü yeniden kontrol altına almayı başarsa da Ağustos ayında Donetsk'in güneydoğusundaki İlovaysk kentindeki kuşatma savaşında yenilgiye uğradı. Ukrayna tarafı, Rus askerlerinin de çatışmalarda yer aldığını iddia etti, Rusya yalanladı. Bu, Ukrayna'daki son büyük çatışma oldu. 2015 Şubat ayında varılan Minsk anlaşmaları ile bu cephe hattı sınır olarak sabitlendi. O dönemden sonra bölgede Ukrayna ordusu ile Rusya yanlısı milisler arasında kırılgan bir ateşkes hüküm sürdü. Devletler hukukuna göre iki bölge de Ukrayna'nın egemenlik alanında sayılıyor.

Hızlı Ruslaşma süreci ve işgalin ayak sesleri

İki bölgede de başından beri hızlı bir Ruslaştırma süreci yürütüldü. Rus okul kitaplarının okullarda okutulmasıyla başlayıp Rus para biriminin yürürlüğe sokulmasıyla gelişen süreçte ayrılıkçı milislerin de Rus askeri danışmanlarca eğitildiği sıkça dile getirildi. Rusya ise bu iddiaları hep reddetti. Bölgedeki sanayi, bölünmeden son derece olumsuz etkilendi. Bazı işletmeler Rusya'ya taşınırken Ukrayna ile tüm ekonomik ilişkiler koparıldı.

Rusya 2019 yılında halka Rus pasaportları dağıtmaya başladı. Son verilere göre Ukrayna'nın doğusunda 800 bin kişi Rus vatandaşlığına sahip. Rusya'nın, şimdi bu bölgeleri tanıma ve operasyon kararına gösterdiği en önemli gerekçe, bu "Rus"ları koruma isteği.

Ukrayna ise Donetsk ve Luhansk'ın hukuki statüsünü tanımlamada güçlük çekiyor. Başlangıçta Ukrayna hükümeti bu bölgeleri yöneten ayrılıkçıları "terör örgütü" ilan etti, ardından Ukrayna parlamentosu bu iki bölgeyi "işgal altındaki topraklar" olarak tanımladı. Parlamento ancak 2018 yılında işgalci gücün adını koyarak "Rusya işgali altındaki bölgeler" tanımlamasında karar kıldı.

Donetsk, Rusya'nın tanıma kararı sonrasında sevinç gösterilerine sahne oldu.Fotoğraf: Alexander Ryumin/TASS/dpa/picture alliance

Dil tartışması

Moskova ile Kiev arasında on yıllardır süren önemli bir tartışma da dil sorunu. Rusya uzun süredir Ukrayna hükümetini Rusça konuşan halka ayrımcılık uygulamakla suçluyor, Ukrayna bu suçlamayı reddediyor. Rakamlar ise tek resmi dil olan Ukrayna dilinin yazılı iletişim ve medyada giderek yaygınlaştığını ortaya koyuyor. Buna karşılık ülkenin doğu ve güney bölgelerinde halkın büyük bölümü Rusça konuşuyor. Berlin merkezli Doğu Avrupa ve Uluslararası Araştırmalar Merkezinin (ZOiS) 2019 yılında yaptığı ankete göre ayrılıkçı bölgelerdeki halkın üçte ikisi ana dilini Rusça olarak belirtiyor. Yaklaşık üçte birlik kesim iki dili de ana dili gibi görürken ana dilini Ukraynaca olarak belirtenlerin oranı yüzde 3,5'te kalıyor.

ZOiS'in 2019 verilerine bakarak Donetsk ve Luhansk halklarının kendi statüleri konusundaki görüşlerini kabaca tahmin edebilmek mümkün. Üç yıl öncesinin verilerine göre her iki kentte de üçte birlik kesim Ukrayna ya da Rusya içinde bir özerklik statüsü isterken yaklaşık yüzde 20'lik kesim ayrılık öncesi statüye geri dönülmesini istiyor. Diğer yüzde 20'lik kesim ise özerklik olmadan doğrudan Rusya topraklarına katılmaktan yana. Ancak bu rakamların şu anki güvenilirliğini ölçebilmek mümkün değil.

Roman Goncharenko

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik