1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Uzgel: Trump'ın Erdoğan'ı kollama kapasitesi zayıflıyor

30 Ekim 2019

ABD Temsilciler Meclisinin soykırım ve yaptırım kararlarına karşı Ankara karşı hamleleri masaya yatırırken uzmanlar Ankara-Washington hattında önümüzdeki sürecin çok zor geçeceği görüşünde.

Japan Osaka | G20 Gipfeltreffen - Donald Trump und Recep Tayyip Erdogan
Fotoğraf: picture-alliance/AA/M. Aktas

Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği Barış Pınarı operasyonu yüzünden ABD Başkanı Donald Trump ile pürüzlerle dolu bir anlaşma zemini yakalayan Ankara, ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul gören iki ayrı kararın sarsıntısını yaşıyor.

Türk Dışişleri, ABD Temsilciler Meclisi’nin 1915’te Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığını tanıyan kararı ile Türkiye’ye yaptırımlar öngören yasa tasarısını kabul etmesine karşı ortak mücadele için Beyaz Saray'dan tam destek istiyor.

Temsilciler Meclisinin kararlarının ardından ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’la Türk Dışişleri Bakanlığı’nda "acil" koduyla bir görüşme gerçekleştiren Türk yetkililer, Trump yönetiminin ABD Temsilciler Meclisi’nin kararlarına karşı "bayrak açması"nı istedi. DW Türkçe’ye konuşan Bakanlık yetkilileri, Temsilciler Meclisi’nin her iki kararının ardında da Türkiye’nin Barış Pınarı operasyonuna duyulan tepkinin yattığını belirtirken, bu tepkileri bertaraf etmenin Türkiye için olduğu kadar Trump yönetimi için de hayati önemde olduğunu söylüyor. Aynı yetkililer, bu yüzden Barış Pınarı operasyonuyla ilgili olarak Amerika’da yürütülen kamu diplomasisinin daha da yoğunlaştırılacağına dikkat çekiyor.

Bu diplomasinin en kritik aşaması, 13 Kasım’da ABD’de gerçekleşmesi beklenen Erdoğan-Trump görüşmesi olacak. Temsilciler Meclisi kararlarına "Tanımıyoruz. Hiçbir değeri yok" tepkisi gösterdikten sonra 13 Kasım’da Trump’la beklenen görüşmesinin de kesinleşmediğini söyleyen Erdoğan, Ankara’nın ABD’nin karşısına daha sert tepkilerle de çıkabileceği mesajını verdi.

Ankara'daki diplomatik kaynaklar ise 13 Kasım görüşmesi için yapılan hazırlıkların sürdüğünü anlatırken, Erdoğan’ın sözünü ettiği "sert tepkiler" konusunda Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlusu olarak ilan ettiği Fethullah Gülen’in iadesiyle ilgili Ankara-Washington hattında yürüyen hukuki ve diplomatik sürece vurgu yapıyor. Diplomatik kaynaklar, ABD’nin Gülen’i iade etmediği takdirde Türkiye’nin ABD ile ikili işbirliği anlaşmalarından kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmeyebileceğini söylüyor. Yani Ankara, Türkiye aleyhindeki Temsilciler Meclisi kararları gündem oldukça Gülen’in iadesi ve ikili işbirliği anlaşmalarını da bir "karşı hamle" olarak gündeme taşımak istiyor.

"Trump'ın Erdoğan'ı kollama kapasitesi giderek azalıyor"

Peki Türkiye, ABD Temsilciler Meclisi’nin aldığı kararların Türk-Amerikan ilişkilerinde yarattığı krizi atlatabilecek mi? Krizin Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze sistemi almaya başladığı andan itibaren ortaya çıktığını, Suriye’de operasyonda kararlılık mesajları vermesiyle derinleştiğini anlatan Prof. İlhan Uzgel, Türkiye’nin ekonomisinin çok kırılgan olduğunu belirtiyor ve Erdoğan’ın ABD’yi Türkiye’ye yaptırımdan vazgeçirmesinin zor olduğunu söylüyor.

Uzgel, "Türk-Amerikan ilişkilerinde Erdoğan iktidara geldiğinden bu yana Erdoğan yönetiminin en sıkışık, en zorlandığı dönem olacak bundan sonra" derken, Erdoğan’ın bugüne kadar yaptığı gibi sorunları sadece Trump’la konuşarak da çözemeyeceğini söylüyor. Uzgel, "Erdoğan hep liderden lidere bir bağ kurarak sorunların üstesinden gelme stratejisi izledi. Ama bu strateji tıkanabilir. Trump bir azil süreci ile karşı karşıya ve eli zayıflıyor. Erdoğan’ı kollama kapasitesi giderek azalıyor" yorumu yapıyor.

"Halkbank ABD'nin elindeki en güçlü koz"

ABD Temsilciler Meclisi'nin kabul ettiği yasa tasarısı Erdoğan ve ailesinin mal varlığının araştırılması dahil Barış Pınarı operasyonuyla ilgili tüm Türk yetkililerin mal varlıklarının dondurulmasından vize iptaline kadar bir dizi yaptırım öngörüyor. Öngörülen yaptırımlar arasında Türkiye’ye silah satışının durdurulması ve ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) çerçevesindeki yaptırımların devreye sokulması da var.

Tasarının yasalaşması için, senatoda da aynı şekilde kabul edilmesi ve sonra Başkan Donald Trump tarafından onaylanması gerekiyor. Ancak Temsilciler Meclisinde üçte iki çoğunluğun üzerindeki oy ile geçen tasarı, senatodan da aynı oranda oy alırsa, Trump'ın önüne gitmeden doğrudan yasalaşacak. Tasarıda, Türkiye’ye 20 milyar dolarlık ceza getirebileceği beklenen Halkbank davasına da atıf var.

Prof. Uzgel, Halkbank’ın Amerika’nın elinde Türkiye’ye karşı "en güçlü koz" olduğunu belirtirken, bundan sonraki süreçte bu kozun daha sık kullanılabileceğini öngörüyor. Uzgel, "Halkbank’ın Türkiye üzerinde ne kadar etkili olduğunu herkes gördü. Çünkü Halkbank’a bir ceza söylentisi bile hem Halkbank hisselerini düşürüyor hem Türkiye’nin ekonomisine büyük darbe vuruyor" diyor. Uzgel’e göre Ankara’nın ABD yaptırımlarından kurtulmasının en makul yolu Rusya’yla ilişkilerini derinleştirirken daha dikkatli davranmaktan ve Türkiye’nin NATO üyeliğini tartışmaya açacak girişimlerden uzak durmasından geçiyor.

"İlişkileri soykırımla yıpratacaklar"

ABD Temsilciler Meclisi’nin 1915 olaylarıyla ilgili oylaması sonucu Osmanlı döneminde Ermenilerin öldürülmesini soykırım olarak tanıyan kararı da Türkiye’nin soykırım iddialarına karşı uluslararası alanda verdiği diplomatik mücadeleye "darbe" olarak görülüyor. Türk diplomatik yetkililer, bu mücadelenin kesintisiz süreceğine dikkat çekerken, ABD’ye soykırım iddiaları ile ilgili "arşivlerin karşılıklı olarak açılması" çağrısının yinelendiğini belirtiyorlar.

TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç. Mustafa Serdar Palabıyık, Temsilciler Meclisi kararı için "hukuken hiçbir anlamı yok, siyaseten çok anlamlı" yorumu yapıyor. Kararın Senatoda görüşülmesi, ABD Başkanının onayına sunulması gibi süreçlerin de olduğunu hatırlatan Palabıyık, "ABD resmen soykırım dese bile Türkiye’ye hiçbir sorumluluk getirmiyor bu tür kararlar. Burada, Temsilciler Meclisinin 1984’ten beri gündemde olan soykırım iddiaları konusunda ilk kez ezici bir çoğunlukla karar aldığını ve Türkiye’yi sıkıştırmak için fırsat yakaladıklarını görüyoruz" diyor. Palabıyık’a göre ABD’de soykırım iddialarının arkasında olanlar bundan böyle özellikle Suriye konusunda Türk-Amerikan ilişkilerinin seyrine göre Türkiye hakkında daha çok Amerikan kamuoyuna baskı yapacak, Amerikan Başkanını Türkiye’yle ilgili daha sert kararlar almaya zorlayabilecek.

ABD Temsilciler Meclisi’nin özellikle soykırım iddialarını tanıyan kararı Ankara’da siyasetin de gündeminde. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu,  ABD Temsilciler Meclisi’nin Türkiye’deki yönetime duydukları öfke yüzünden soykırım iddialarını kabul etmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi, "Bu karar Türkiye-ABD ilişkileri kadar Türkiye-Ermenistan ilişkilerini de olumsuz etkiler. Bölgemizde yeni gerginlikler istemiyoruz" dedi. MHP ve İYİ Parti soykırım kararının kabul edilemeyeceğini düşünürken, HDP’li Garo Paylan “Ülkem, Ermeni halkının büyük felaketini 105 yıldır inkar ettiği için, acımız başka meclislerin konusu oldu. Ermeni halkının yarasını iyileştirecek tek meclis, üyesi olduğum TBMM’dir" dedi.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik