Bundan birkaç yıl önce, hayvansal gıdaları tüketmeyi reddeden birçok kişi tuhaf karşılanırdı. Şimdi bu yolu seçenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Almanya’da da veganlığa yönelenlerde artış var.
Reklam
VEGAN OLMAK: ZORUNLULUK DEĞİL BİR SEÇİM
Bundan birkaç yıl önce, hayvansal gıdaları tüketmeyi reddeden birçok kişi tuhaf karşılanırdı. Şimdi bu yolu seçenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Almanya’da da veganlığa yönelenlerde artış var.
Fotoğraf: Fotolia/koi88
Veganlık modası
Süt yok, yumurta yok, et yok. Bu hayvansal gıdaları tüketmeyi reddedenler birkaç yıl öncesine kadar garip karşılanırdı. Artık sayıları giderek artıyor. Amaçları sağlıklı beslenmek ve doğaya sahip çıkmak. Bu yaşam tarzına uygun restoranlar, marketler ve yemek kitapları da çoğalıyor. Peki neden?
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
'Çekici bir alternalif'
Öncelikle vejetaryen yaşam biçimi Mike Tyson ve Gwyneth Paltrow gibi ünlüler sayesinde artık sıkıcı olarak görülmüyor. Almanya’nın en ünlü vejetaryenlerindan biri şef Attila Hildmann (solda). Yazdığı vegan yemek kitapları 300 binden fazla sattı. Hildmann’a göre veganlık harika ve çekici bir alternatif, kilo vermek de cabası.
Fotoğraf: Jenny Hoff
Sağlıklı, ince ve formda?
"Vegan for Fit" (Zinde Kalmak İçin Veganlık) gibi kitaplar yok satıyor. Hildmann, vegan yaşam biçimini bambaşka bir gruba, kilo vermek isteyenlere hitap edecek bir beslenme biçimi olarak sunuyor. Ancak, veganların asıl amacı bu değil…
Fotoğraf: Fotolia/Gorilla
Endüstriyel hayvancılığı protesto
Veganlık, hayvanları ve çevreyi önemseyen, endüstriyel hayvancılığa karşı etik alternatifleri destekleyen bir akım. Almanya’nın büyük kentlerinde sayısı giderek artan vegan marketleri ve restoranları bu yaşam tarzını benimsemeyi giderek kolaylaştırıyor. Alman Vegan Derneği'nin verilerine göre, Almanya’da 800 bin vegan yaşıyor ve bu sayı her geçen gün artıyor.
Fotoğraf: picture alliance/Augenklick/Kunz
Soya sütü marketlerde
Soya fasülyesinden yapılmış şinitzel, inek sütü kullanmadan üretilen peynir ve vegan köpek maması…Pazarlama uzmanları, vegan ürünlere ilginin büyük olduğunu söylüyor. Vegan marketlerden istediğiniz ürünü sipariş de edebiliyorsunuz. Ancak veganlık sadece yediğinize dikkat etmekle bitmiyor. Tüm alışkanlıkları değiştiren bir seçim. Bu demek oluyor ki, deri ve hayvan ürünlerini de satın almak yok.
Fotoğraf: imago
Küresel bir hareket
Dünyanın her yerinde vejetaryenler var. Alman Vejetaryenler Derneği’nden Sebastian Zösch, ABD ve İngiltere’de rakamların yüksek olduğunu, Almanya’nın iki ülkeye kıyasla geride kaldığını söylüyor. Sadece Avrupa ve Kuzey Amerika’da değil, Brezilya’da ve Buddist ülkelerde de vejetaryen hareket var.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Geleneksel yemeklere vejetaryen dokunuş
Vejetaryenler artık Oktoberfest’te bile unutulmuyor. Fırında domuz ve tavuğun yanında soya filetosu, vejetaryen yahnisi ve kırmızı şarap sunuluyor. Veganlık yeni bir akım mı? Sebastian Zösch’e göre öyle. Zösch, batılı ülkelerin vegan bir dünyaya doğru yelken açtığını düşünüyor. Endüstriyel hayvancılıksa tarih olmaya mahkum.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Alternatifler sunmak
Bilimadamları vegan beslenme biçiminin daha sağlıklı ve sürdürülebilir olup olmadığı konusunda fikir ayrılığı yaşıyor. Diyabet gibi çağımızın bazı hastalıklarına veganlarda daha ender rastlanıyor. Şef Attila Hildmann, "Veganlık bir seçenek. Tüm hayatınızı değiştirmeniz gerektiği anlamına gelmiyor" diyor. Amacı insanları değiştirmek değil, alternatifler sunmak.
Süt yok, yumurta yok, et yok. Bu hayvansal gıdaları tüketmeyi reddedenler birkaç yıl öncesine kadar garip karşılanırdı. Artık sayıları giderek artıyor. Amaçları sağlıklı beslenmek ve doğaya sahip çıkmak. Bu yaşam tarzına uygun restoranlar, marketler ve yemek kitapları da çoğalıyor. Peki neden?
Öncelikle vejetaryen yaşam biçimi Mike Tyson ve Gwyneth Paltrow gibi ünlüler sayesinde artık sıkıcı olarak görülmüyor. Almanya’nın en ünlü vejetaryenlerindan biri şef Attila Hildmann. Yazdığı vegan yemek kitapları 300 binden fazla sattı. Hildmann’a göre veganlık harika ve çekici bir alternatif, kilo vermek de cabası.
"Vegan for Fit" (Zinde Kalmak İçin Veganlık) gibi kitaplar yok satıyor. Hildmann, vegan yaşam biçimini bambaşka bir gruba, kilo vermek isteyenlere hitap edecek bir beslenme biçimi olarak sunuyor. Ancak, veganların asıl amacı bu değil…
'Vegan marketler'in sayısı artıyor
Veganlık, hayvanları ve çevreyi önemseyen, endüstriyel hayvancılığa karşı etik alternatifleri destekleyen bir akım. Almanya’nın büyük kentlerinde sayısı giderek artan vegan marketleri ve restoranları bu yaşam tarzını benimsemeyi giderek kolaylaştırıyor. Alman Vegan Derneği'nin verilerine göre, Almanya’da 800 bin vegan yaşıyor ve bu sayı her geçen gün artıyor.
Soya fasülyesinden yapılmış şinitzel, inek sütü kullanmadan üretilen peynir ve vegan köpek maması…Pazarlama uzmanları, vegan ürünlere ilginin büyük olduğunu söylüyor. Ucuzluk marketlerinde bile artık soya sütü bulmak mümkün. Vegan marketlerden istediğiniz ürünü sipariş de edebiliyorsunuz. Ancak veganlık sadece yediğinize dikkat etmekle bitmiyor. Tüm alışkanlıklarınızı değiştiren bir seçim. Bu da demek oluyor ki, deri ve hayvan ürünlerini satın almak yok.
Dünyanın her yerinde vejetaryenler var. Alman Vejetaryenler Derneği’nden Sebastian Zösch, ABD ve İngiltere’de rakamların yüksek olduğunu, Almanya’nın iki ülkeye kıyasla geride kaldığını söylüyor. Sadece Avrupa ve Kuzey Amerika’da değil, Brezilya’da ve Buddist ülkelerde de vejetaryen hareket var.
'Vegan bir dünyaya doğru yelken açıldı'
Vejetaryenler artık Oktoberfest’te bile unutulmuyor. Fırında domuz ve tavuğun yanında soya filetosu, vejetaryen yahnisi ve kırmızı şarap sunuluyor. Veganlık yeni bir akım mı? Sebastian Zösch’e göre öyle. Zösch, batılı ülkelerin vegan bir dünyaya doğru yelken açtığını düşünüyor. Endüstriyel hayvancılık ise tarih olmaya mahkum.
Bilimadamları vegan beslenme biçiminin daha sağlıklı ve sürdürülebilir olup olmadığı konusunda fikir ayrılığı yaşıyor. Diyabet gibi çağımızın bazı hastalıklarına veganlarda daha ender rastlanıyor. Şef Attila Hildmann, "Veganlık bir seçenek. Tüm hayatınızı değiştirmeniz gerektiği anlamına gelmiyor" diyor. Amacı insanları değiştirmek değil, alternatifler sunmak.
Biberiye ile tatlandırılmış mantarlı irmik, nohutlu körili patlıcan, tofu soslu salata…Son dönemde vegan mutfağı giderek zenginleşti. Ancak konu sosis, kremalı pasta ve peynirli sandviç olunca, veganların pek şansı yok. Yine de sayıları giderek artıyor.