Vergi cennetlerine kara haber
28 Nisan 2009Parası olan, bunu mümkün olduğunca elinde tutabilmek istiyor. Vergiden tasarruf etmek ise bu amaca yönelik popüler bir yöntem. "Vergi cenneti" olarak adlandırılan yerler, uzun süre bu konuda olanak sağladı. Ancak gelecekte durum tersine dönebilir. Nisan ayının başında Londra’daki G20 Zirvesi’nde bir araya gelen sanayileşmiş ve sanayileşmenin eşiğindeki ülkeler, küresel finans yapısının yeniden organize edilmesi konusunda anlaştı. Vergi konusunda Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD'nin standartlarına ne derecede uyulduğunu gösteren “kara“, “gri“ ve “beyaz“ listeler yayımlandı.
Çok düşük oranlarda vergi toplayan küçük ülke ya da bölgeler vergi cenneti yerler olarak adlandırılıyor. Vergi oranlarının yüksek olduğu ülkelerdeki kişi ya da kuruluşlar için, bu yerleri ikamet ya da işletme adresi olarak göstermek cazip olabiliyor. Pek çok durumda da bunlar, iyi korunan banka hesapları, düşük oranda finans piyasası denetimi ve düşük vergilerle karakterize edilen off-shore finans merkezleri olmaları bakımından yoğun ilgi görüyor.
Vergi cennetlerinde en çok rastlanan durumlar arasında çok sayıdaki paravan şirketler yer alıyor. Bu firmalar söz konusu vergi cenneti ülkede sözde bir ikametgâh adresi gösteriyor. Oysa gerçek yönetim merkezi kendi ülkelerinde bulunuyor.
Genellikle küçük ada ülkeleri off-shore finans merkezleri olarak hizmet veriyor. Söz konusu yerler arasında daha çok eskiden İngiliz sömürgesi olan ülkeler ya da İngiltere’ye bağımlı olan ülkeler yer alıyor. Off-shore hesapları bu yüzden coğrafi olarak değil, hukuksal açıdan bir birliktelik olarak anlaşılmalı. Bu finans merkezleri, normal hukuk kurallarının dışında kalıyor.
Multi milyonerler yüzde 5 vergi ödüyor
Bu adalardan biri de Jersey. Jersey, Manş Adaları’nın en büyüğü ve İngiliz kraliyet ailesinin ikamet ettiği yerin tam karşısında yer alıyor. Ancak özel hak ve yükümlülükleriyle, burası AB’nin bir parçası değil.
Jersey Adası, onlarca yıl boyunca, paralarını kendi ülkelerindeki finans yetkililerinden kurtarmak isteyen tüm dünyadan zenginlere güvenli bir sığınak olarak hizmet etti. Buradaki vergi sistemi multi milyonerleri korudu. Zira ortalama gelir sahibi bir kişi kendi ülkesinde yüzde 20 oranında vergilendirilirken, multi milyonerler sadece yüzde 5 oranında gelir vergisi ödedi. Pek çok banka ve hedgefon da işlemelerini bu gibi yerlerde neredeyse hiç var olmayan finans piyasası denetimlerinden uzak bir şekilde gerçekleştirebildi.
OECD'nin kara listesi boş kaldı
Fakat şimdi durum değişiyor. Nisan ayının başında Londra’da bir araya gelen G20 ülkeleri, küresel finans kriziyle mücadele kapsamında dünya genelinde vergi cennetlerine karşı harekete geçme konusunda anlaştı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), bu konuda “kara“, “gri“ ve “beyaz“ listeler yayımladı. Listelerde, tek tek her ülkenin uluslararası vergi standartlarını hangi ölçüde uygulamaya geçirdiği konusunda bilgiler yer alıyor.
Jersey Adası beyaz listede
Ekonomik ve ticari yaptırım tehdidi altındaki söz konusu ülkeler, ya kendilerini uluslararası vergi standartlarına uyma konusunda yükümlü hissedip bu konuda yasal değişiklikler yaptılar ya da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün bu konudaki anlaşmasını imzalayacaklarını beyan ettiler. Kara liste böylelikle boş kaldı. Jersey Adası ise 12 ülkeyi kapsayan bilgi değişimi anlaşmasından ayrılarak "örnek ülke" olarak gösterildi ve beyaz listeye giren tek vergi cenneti oldu.
Zoran Arbutina / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Murat Çelikkafa