Wallraff’tan diyalog çağrısı
11 Ağustos 2007
Almanya’nın ünlü yazarlarından, sayısız skandalı ortaya çıkaran araştırmaları sonucu yazdığı kitaplarıyla tanınan Günter Wallraff, Salman Rüşdü’nün Şeytan Ayetleri kitabını müslümanlarla birlikte okuma önerisi ile bir kez daha ilgi çekti.
Wallraff Köln’de Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Merkezi DİTİB’in bir cami projesi ile tartışmalara yol açtı Ehrenfeld semtinde oturuyor.
Günter Wallraff Köln’deki cami projesinde DİTİB’i destekliyor.
Günter Wallraff hem yazar hem de yazdığı kitapların ana kahramanı.
Kitapları 35 dile çevrildi
Girdiği farklı kılıklarla yaşadıklarını aktardığı kitapları 35 dile çevrildi.
Ve hemen her kitabı ile toplum yapısındaki çarpıklıkların düzeltilmesine yardımcı oldu. Son çalışması, telefon satışları ile ilgili.
Ama en fazla ilgi gören kitabı bir Türk işçisi kılığında yaşadıklarını anlattığı kitabı idi.
"En Alttakiler"
1985 yılında "Ali Levent" adı altında, Türk işçisi kılığıyla çeşitli Alman fabrikalarında çalışıp, buradaki deneyimlerini "En Alttakiler" kitabında yayınlayan Wallrafff, kitabın gelirini de Duisburg'ta bir uyum projesine bağışlamıştı.
Almanya’da göçmenlerin sorunlarına sadece edebi düzeyde değil aynı zamanda politik düzeyde de çözüm bulmaya çalışan yazar son olarak Köln’de yapılacak cami projesi ile ilgili toplumsal tartışmalara da müdahale etti.
Günter Wallraff, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği sözcüsü Bekir Alboğa ile birlikte katıldığı bir programda, DİTİB’in caminin yanında planladığı kültürel merkezde, “Şeytan Ayetleri’nin de tartışılabilmesini önerdi.
Bu önerisi kimilerince “nasıl olsa gerçekleşmez” önyargısı ile kimilerince de “bu kadar saflık olmaz” şeklinde karşılansa da Günter
”Şeytan Ayetleri’ni birlikte okuyalım”
Wallraff, Şeytan Ayetleri konusunda fetva verenlerin kitabı okumadıklarını söylüyor ve DİTİB’in bu konudaki samimiyetine inanıyor:
“Bu merkezin sözcüsü Bekir Alboğa gibi dünyaya açık, liberal ve hoşgörülü bir insan, onun gibi Müslümanların sayısı çoğalsa, Avrupa İslamı’nın bir şansı olabilir., ama henüz bu noktada değiliz. Onunla birlikte katıldığım bir radyo programında bana, caminin danışma kuruluna katılmamı istedi. Bu kurulda belediye başkanı ve kentin başka ileri gelenleri de var. DİTİB Alman toplumuna açılmak istiyor. Ben de yayın sırasında aklıma gelen bir fikri söyledim ve madem açılmak istiyorsunuz, o zaman Salman Rüşdü’nün kitabını birlikte okuyalım dedim. Çünkü bu kitap hala özgür değil ve yazarı, dostum Salman Rüşdü hala tehdit ediliyor. Bu önerim olumlu karşılandı.”
”DİTİB açıklaması bir ilk”
DİTİB daha sonra Salman Rüşdü’nün kitabından dolayı verilen ölüm fetvasını desteklemediğine dair bir açıklama da yayınladı.
Türk İslam Birliği Merkezi’nin bu açıklamasının dünyada bir ilk olduğunu belirten Wallraff, bu çok kişinin İslamla ilgili önyargılarını gözden geçirmesine yol açacak diyor.
Söz konusu okumayı aralarında Müslümanların da bulunduğu komşuları ile kendi evinde yaptığına ve çoğu kişinin kitabın mizah yanını algıladığını belirten Wallraff, bu sonbaharda DİTİB’in cami kısmında değil kültür merkezinde bir dizi okuma toplantısı yapılacağını, onlardan birinin de Salman Rüşdü’nün kitabı ile ilgili olacağını belirtti.
Saldırı endişesi
Öte yandan bu tür bir okumanın yapılması pek kolay değil çünkü çoğu kişi bu etkinliğin yeni saldırılara yol açabileceğinden endişe ediyor.
Günter Wallraff bu endişe haklı olabilir mi sorusuna şu cevabı veriyor:
“Hayır, bu noktada taviz veremeyiz. Korkanlara şunu söylüyorum, daha şimdiden bakmaktan, görmekten kaçınırlarsa, anayasamızı, demokrasimizi nasıl koruyacağız. Gerçekten de saldırılar başlarsa ne olacak? O zaman toplum yine baskılara boyun mu eğecek. Eğer bunu yaparsak geçmişe döneriz. Biz tartışmayı öğrenmeliyiz, özellikle birbirine düşman olanlar değil, yakın olanlar bunu yapabilmeli.”
Wallrafff ile caminin yapılacağı semtte oturan bir başka Alman yazar Ralf Giordano kesin ve keskin bir dille caminin yapımına karşı çıkmış ve bu girişimi göçmenlerin uyumunun başarısız olduğu şeklinde yorumlamıştı.
Cami anayasal hak
Güther Wallraff ise caminin müslümanların anayasal hakkı olduğu görüşünde:
“Türkiye’de olsam bu cami yapımına karşı olurdum, çünkü orada okuldan çok cami var, ama burada cami yapılmasından yanayım. Buradaki müslümanların buna ihtiyacı var. Şu andaki cami çok eski. Orayı zamanında pahalıya aldılar ve olduğu gibi bıraktılar. Şimdi bir caminin mimarisine uygun olarak inşa etmek istiyorlar. Anayasamızda din özgürlüğü var ve bu eski caminin yerine, bir cami mimarisine uygun yenisini yapmak hakları.”