Die Welt gazetesi Almanya'nın baş etmeye çalıştığı göçmenler kökenli konular nedeniyle ülkedeki genç nüfusun siyasete olan güveninin sarsılabileceği uyarısında bulunuyor:

"Tek elden, açık ve anlaşılır şekilde bir şeylerin yapılmasını gerektiren ortamın oluştuğu kesinleşmiştir. Mülteci akını, Noel pazarına katliam düzenleyen Anis Amri, Tunus'a iade edilen Sami A., koalisyon hükümetindeki iltica tartışmaları ve Kandel ile Chemnitz'te meydana gelen olaylar şaşkınlık ve tedirginliğe yol açtı. 30 yaşın altındaki Almanların büyük çoğunluğu şimdiye kadar böyle büyük bir krize tanık olmadı. Gençlik, devletin kendi yarattığı yetki karmaşasına ayaklarının dolandığı düşüncesine kapılabilir. Hayatında kriz tecrübesi geçirmemiş bir politikacı kuşağının belli durumlarda otoritesini ortaya koymaktan daha ziyade eleştirilmekten korktuğu izlenimi doğabilir.”

Berliner Zeitung Doğu Almanya'nın Chemnitz kentindeki şiddet olaylarına şu satırları ayırmış:

"Aşırı sağcılardan kaynaklanan şiddetin sokaklara döküldüğü şu günlerde yine insanlarla konuşulmalı, insanlar ciddiye alınmalı, neden böyle oldukları anlamaya çalışılmalı türünden talepler yükselmeye başladı. Ortamı, Almanya için Alternatif'in (AfD) basit öğretisine göre değerlendirmek yararlı olabilir. Sağ popülistler oldum olası, neden böyle davranıldığı değil, işlenen suçlar önemlidir, demiyor mu? Öyleyse suçlara bakalım. İnsanları tehdit edip yaralamak, Nazi selamı vermek, kamu düzenini bozmak ve yasa tanımadan öç almaya kalkışmak suçlarını cezalandıralım. Henüz suç işlememiş olanları da suç ortaklığı yapmanın bir şey kazandırmayacağına ikna edelim.”

Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumunda konunun "Neonazilerden mı yanasın, yoksa onlara karşı mısın?" sorusuna indirgenebilecek kadar basit olmadığı vurgulanıyor. Yorum şöyle devam ediyor:

"Okuyucu mektupları, internetteki yorumlar ya da Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki'nin Chemnitz'teki olaylara ‘2015 yılının ‘altından kalkarız' söylemiyle' özetlenen hükümetin mülteci politikasının neden olduğu şeklindeki sözleri bu konuda etraflı düşünülmediğini gösteriyor. 2014 yılında Dresden'de düzenlenen PEGIDA gösterisine binlerce kişi gelmişti. 1991 yılında Hoyerswerda'da yabancılara ve polise yapılan saldırılara yüzlerce kent sakini de katılmıştı. Yabancılar Batı Almanya'da da saldırıya uğruyor. Bunca ‘normal vatandaşın' Nazilerle yabancı düşmanlarının şiddet eylemlerinden rahatsız olmaması düşündürücü değil mi? Chemnitz'teki olayların köklerini ortaya çıkarmak için 2015'in çok öncesine bakmak gerekir. Bu Doğu Almanya'daki ihmalleri değerlendirmek için ele geçen ilk fırsat değildir. Popülizm ile puan toplamaya kalkışan, bu fırsatı kaçırmış olur.”

Handelsblatt gazetesinin konuyla ilgili yorumu ise özetle şöyle:

"İşsiz, öfkeli, dolayısıyla da Trump seçmeni şeklindeki Amerikan denklemi Almanya'ya uymuyor. Uysaydı, Almanya için Alternatif (AfD) partisi kuzey Almanya'da güneydekinden daha fazla oy toplardı. Oysa bunun tam tersi söz konusu. AfD en fazla oyu Doğu Almanya'nın zengin eyaleti Saksonya ile Batı Almanya'nın zengin eyaleti Bavyera'da topluyor. İki Alman devletinin birleşmesinden sonra doğunun ekonomik kalkınmasına odaklanıldığı için dünyaya açık olan ve göçmenleri şimdilik enteresan bulan modernleşme yanlıları ile kısa zamanda üzerine gelen büyük değişiklikten dolayı zorlanan memleketine bağlı kitleler arasındaki mesafe giderek açılıyor.”

DW,dpa,AFP/AG,DÇÜ

© Deutsche Welle Türkçe