1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

WN: Ayrılıkçılık AB iç barışını tehdit ediyor

19 Ekim 2017

Alman basınındaki yorumlarda bağımsızlık referandumu sonrasında Katalonya ile Madrid hükümeti arasında yaşanan gerilim öne çıkıyor.

Barcelona'da "birlik' gösterisi
Barcelona'da "birlik' gösterisiFotoğraf: Getty Images/AFP/P. Barrena

20.10.2017 - Alman basınından özetler

This browser does not support the audio element.

Madrid'in 19 Ekim'e kadar süre tanıdığı Katalan lider Puigdemont'un bağımsızlık konusunda net bir yanıt vermek yerine diyalog çağrısını tekrarlaması üzerine Madrid, bölgenin özerkliğinin iptaline imkan tanıyacak anayasanın 155'inci maddesini uygulamaya hazırlanıyor.

Berlin merkezli Die Welt gazetesinde konuya ilişkin şu satırlar dikkati çekiyor:

"Şimdi İspanya'da durum çok, çok ciddi. Önümüzdeki günlerde ülkenin geleceği hakkında karar verilecek: Savaş ya da barış. Ve bu asla sembolik bir ifade değil. Katalonya'yı entegre etme girişimleri başarıya ulaşmazsa, Katalanlar tüm kalpleri ile bütünlüğü tekrar kabul etmezlerse, İspanya'nın bütünlüğünü kurtarmak artık mümkün olmayacak. Madrid'deki merkezi hükümetin atmayı planladığı adım barış getirebilir mi? Belki de burada iş sivil topluma kalıyor. Sokağa çıkarak Katalonya'da barışı yeniden tesis edebilecek tek şeyi, erken seçimleri talep edebilirler.”

Frankfurter Rundschau'da da aynı konu işleniyor:

"Başka türlüsü beklenmiyordu: Carles Puigdemont, Mariano Rajoy'un yüzüne ikinci kez kapıyı kapattı. Bağımsızlık projesinden vazgeçmek istemiyor. Rajoy'un, anayasanın 155'inci maddesini uygulamaktan başka seçeneğinin olmaması Puigdemont'u rahatsız etmiyor. Katalonya'nın anayasa çerçevesinde İspanya'dan ayrılmasının mümkün olmadığını kendisi de biliyor. Bu nedenle de yapabileceği tek şey, devrimci bir yol izlemek. İki yıldan beri bu yönde çalışıyor. Ve her geçen gün hedefine biraz daha yaklaşıyor. Ama Rajoy'u diyaloğa davet eden o değil miydi? Rajoy'un Puigdemont'u davet etse muhtemelen hiç de kötü bir fikir olmazdı. Beş çayında, sürekli İspanya Anayasası'na atıfta bulunmasının budalaca ve Francovari bir durum olmadığını, bunun devletlerarası hukukça desteklenen bir gereklilik olduğunu Katalan lidere sakince anlatabilirdi. Bu devrim kadar heyecan vermese de, zekice bir görüşme olurdu.”

Baden-Baden merkezli Badisches Tagblat'da ise Katalonya sorununa ilişkin şu satırları okuyoruz:

"Rajoy'un, Katalonya'nın İspanya'nın bir parçası olarak kalması için getirebileceği çok sayıda argüman var. Zira zengin olan bu bölge tek başına kalırsa ekonomik ve siyasi açıdan belirgin bir şekilde zayıflayacaktır. Avrupa Birliği, Brexit sonrasında milliyetçi ya da küçük devletlere dayalı yapılara geri dönmeyi kabullenmek zorunda kalmamak için artık nihayet arabulucu olarak duruma müdahale etmeli. Burada söz konusu olan Katalonya'nın bağımsızlığından öte bir durum.”

Münster merkezli Westfälische Nachrichten gazetesinde de aynı konu ele alınıyor:

"Avrupa Birliği Brexit ile yeterince uğraşıyor, Brüksel'de bir özerk Katalonya eksikti. Ayrılıkçılık Avrupa Birliği'ne zenginlik katmıyor, tam aksine iç barış açısından tehlike oluşturuyor… Akıl ve izana yönelik ümitler geçen günlerde darbe aldı, çünkü ulusal gurur, insanları kör etti. Bu çok üzücü. Ortaya çıkan sonuç ise bilinmezliğe bir yolculuk, İspanya için kapsamı öngörülemeyen bir dayanıklılık sınavı.”

JD/BK

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster