"Yüzyılın Beyin Cerrahı" Prof. Dr. Gazi Yaşargil kimdir?
11 Haziran 2025
99 yaşında hayatını kaybeden Prof. Dr. Mahmut Gazi Yaşargil, kendisini Ankara'dan "Yüzyılın Beyin Cerrahı" olmasına kadar götüren yaşamı boyunca sayısız başarılara imza atarak dünya çapında tanınan bir cerrah olarak hafızalara kazındı.
Yaşargil, 1925'te Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, kaymakam olan babası Azmi Bey ve annesi Sehavet Hanım'ın dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Aile aynı yıl Ankara'ya taşındı ve Yaşargil, çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını Ankara'da geçirdi.
Dört kardeşiyle birlikte büyüyen Yaşargil'in ailesi, eğitim ve bilime önem veren bir yapıya sahipti. Kardeşlerden Erdem, Basel'de kadın cerrahisi profesörü, Günay ise Zürih'te nörofizyoloji profesörü olarak tıp alanında önemli kariyerler yaptı.
Eğitim hayatı ve Avrupa'ya yolculuk
Yaşargil, ortaöğrenimini Ankara Atatürk Lisesi'nde o dönemde Latince öğretilen şubede tamamladı ve Mayıs 1943'te mezun oldu. Aynı yıl tıp eğitimi almak üzere İkinci Dünya Savaşı sürerken Almanya'daki Friedrich Schiller Üniversitesi'ne kaydoldu.
Savaş koşulları nedeniyle zaten çok zor şartlarda gidebildiği Almanya'dan 1945'te İsviçre'ye geçen Yaşargil, tıp eğitimine Basel Üniversitesi'nde devam etti ve 1949'da mezun oldu.
Yaşargil kısa bir süre Basel Üniversitesi Anatomi Enstitüsü'nde Dr. Josef Klingler ile beyin anatomisi üzerine çalışırken, 1950-1953 yılları arasında nöroloji-psikiyatri, dahiliye ve genel cerrahi alanlarında asistanlık yaparak farklı alanlarda deneyim kazandı.
Yaşargil asistanlık yıllarının ardından 1953'te Zürih Üniversitesi'nde Prof. Hugo Krayenbühl yönetimindeki beyin cerrahisi kliniğinde uzmanlık eğitimine başladı.
1965 yılında Zürih Üniversitesi'nde yardımcı profesör olan Yaşargil, 1965-1967 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Vermont Üniversitesi'nde mikrovasküler cerrahi alanında önemli çalışmalar yaptı. Yaşargil, 1973 yılında profesörlük ünvanını kazanarak Zürih Üniversitesi Nöroşirürji Bölümü'nün başkanı oldu.
Yaşargil'in keşifleri
Yaşargil cerrahinin çeşitli alanlarında önemli keşiflere imza atmış bir tıp insanı.
Mikroskop kullanarak yapılan beyin cerrahisi operasyonlarına yeni bir boyut kazandıran Yaşargil, 1967'de cerrahi mikroskopla ilk beyin baypas ameliyatını gerçekleştirdi. Bu alanda kullanılan ekipmanları yetersiz bulan Yaşargil, yenilikçi cihazlar tasarladı. İntrakraniyal anevrizma ameliyatlarında damarları klemplemek için geliştirdiği klipsler, hâlâ modern cerrahi uygulamalarda kullanılıyor.
Ayrıca beyin cerrahisinde operasyon alanına ulaşmak için beyin dokusunu daha kolay hareket ettirmek amacıyla adını kızından alan Leyla retraktörünü tasarlayan Yaşargil'in geliştirdiği bir diğer önemli cihaz ise "Kayan Mikroskop"tur. Bu hareketli mikroskop sistemi, beyin cerrahisinde daha geniş bir görüş alanı sağlayarak cerrahların işini kolaylaştırdı.
Yaşargil, 30 Ekim 1967'de Zürih'te cerrahi mikroskop kullanarak dünyanın ilk beyin baypas ameliyatını gerçekleştirdi. Bu başarı nöroşirürji dünyasında çığır açtı ve Yaşargil'i uluslararası alanda tanınan bir isim hâline getirdi.
Beyin için kullandığı "su koridorları" metaforuyla cerrahların bu organı bir nehir gibi keşfedebileceğini söyleyen Yaşargil, mikroskopla ulaşılmaz denilen lezyonların tedavi edilebileceğini kanıtladı.
1953'ten 1993'te emekli oluncaya kadar Zürih Üniversitesi ve Zürih Üniversite Hastanesi'nde başhekim, profesör ve bölüm başkanı olarak görev yapan Yaşargil, Zürih'teki mikrocerrahi laboratuvarında 3 binden fazla cerrahı eğitti.
Yaşargil 1994'ten itibaren ise ABD'de Arkansas Üniversitesi Tıp Bilimleri Fakültesi'nde çalışmaya devam etti.
ABD'de iken dünyanın çok farklı yerlerine giderek ders veren ve ameliyatlar yapan Yaşargil'in hayatı boyunca toplam 15 binden fazla ameliyat yaptığı tahmin ediliyor.
Yaşargil hangi ödülleri aldı?
Yaşargil hayatı boyunca dünya çapında sayısız ödülle onurlandırıldı.
1999'da Amerikan Nörolojik Cerrahlar Kongresi tarafından "1950-2000 Yüzyılın Beyin Cerrahı" ünvanı verilen Yaşargil, aynı yıl Avrupa Nörolojik Cerrahlar Birliği'nden Onur Madalyası alan ilk Türk vatandaşı oldu.
Türkiye Cumhuriyeti Üstün Hizmet Madalyası ve Türk Bilimler Akademisi Ödülü'ne 2000 yılında layık görülen Yaşargil, Alman Nöroşirürji Derneği Fedor Krause Madalyası'nı 2000'de, İtalya'dan Uluslararası Francesco Durante Ödülü'nü 2002'de, Dünya Beyin Cerrahları Akademisi İlk Altın Onur Ödülü'nü ise 2005'te kazandı.
Yaşargil ayrıca Oxford (2001), Hacettepe (2000), Lima (1999) ve Jena (2003) gibi üniversitelerden fahri doktora ünvanları aldı.
Ünlü profesörün adı; Oxford, Little Rock ve Pekin'de mikrocerrahi laboratuvarlarına ve Arkansas Üniversitesi'nde bir kürsüye verildi.
Can Yücel ile dostluk
Yaşargil'in hayatı, sadece bilimsel başarılarla ve dünya çapındaki ödüllerle değil, duygusal ve insani yönleriyle de kamuoyunun ilgisini topladı.
Ankara Atatürk Lisesi'nde sınıf arkadaşı olan şair Can Yücel ile derin bir dostluğu olan Yaşargil, oğlunun ismini bu nedenle Can koydu. Yaşargil'in, 1960'larda Can Yücel'in oğlu Hasan Yücel'e tıp eğitimi alması için de destek verdiği bilinir.
Yaşargil, 1973 yılından itibaren ameliyatlara birlikte girdiği hemşiresi Dianne Bader-Gibson ile 1975 yılında evlendi. Leyla, Ceylan ve Can adında üç çocuğu oldu.
Türkiye'ye dönüş ve mirası
Yaşargil, 27 Mayıs 1960 darbesi sırasında yurt dışında bulunması sebebiyle askerlik yapamadığı için vatandaşlıktan çıkarıldı ve 18 yaşında ayrıldığı Türkiye'ye ancak 1988'de Turgut Özal'ın verdiği pasaportla dönebildi.
Mesleki kongrelere katılabilmek için çok da istemeden İsviçre vatandaşlığına geçen Yaşargil, Prof. Dr. Yasin Bulduklu'yla 2022'de Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) için gerçekleştirdiği kapsamlı söyleşide "Benim memleketime, milletime içten bir bağlılığım var. Biz de varız, bizden de bir şey çıkabilir olduğunu ispat etmek için hayatımı verip çalıştım. Bizim milletimizi korumamız lazım" diye konuştu.
63 yaşında Ankara'ya döndüğünde 1943'te 150 bin nüfuslu bir kent olarak bıraktığı şehri üç saat boyunca arabayla gezen ve duygusal anlar yaşayan Yaşargil'in Türkiye'de çeşitli hastanelerle klinik kurma girişimleri olsa da bunlar gerçekleşmedi.
2013'te Türkiye'ye kesin dönüş yapan Yaşargil, "Benim içimde çocukluğumdan beri sonsuz bir merak var ve hâlen devam ediyor" demişti.