1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yıldırım'dan NATO müttefiklerine sitem

17 Şubat 2018

AB'nin güvenliğinde Türkiye’nin rolüne vurgu yapan Başbakan Yıldırım Münih’te NATO müttefiklerine sitem etti. Alman Meclisi'nin AB ile İlişkiler Komisyonu Başkanı da Yıldırım'a "basın ve ifade özgürlüğü çağrısı" yaptı.

München MSC 2018 | türkischer Ministerpräsident Binali Yildirim
Fotoğraf: Reuters/M. Rehle

Münih Güvenlik Konferansı'nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin Suriye’deki savaşa sebep olmadığını, buna karşın Ürdün ve Lübnan ile birlikte savaşın sonuçlarından, "insanlık trajedisinden" en çok etkilenen ülkeler arasında yer aldığını söyledi.

Türkiye’nin Suriye’den kaçan 3 milyonu aşkın insana ev sahipliği yaptığını hatırlatan Yıldırım, "Onlarla ekmeğimizi, evimizi paylaşıyoruz. Onların hayata tutunmaları içini her türlü fedakarlığı yapıyoruz. Bunu kendi gelenek, kültür ve tarihimizden aldığımız değerlerle yapıyoruz" diye konuştu.

"Bölgede amansız bir mücadele var, tüm dünya DEAŞ’a odaklanmış vaziyette" diyen Binali Yıldırım, Türkiye’nin bu mücadeleye sunduğu katkı hakkında bilgi verdi. Yıldırım, Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonu ile birlikte bölgede 3 bin 600 IŞİD militanının etkisiz hale getirildiğini, bu sayede 135 bin Suriyelinin bölgeye dönüş yaptığını, 160 bin çocuğun okula başlayabildiğini, sağlık tesislerin açıldığını ve polis gücünün tesis edildiğini kaydetti.

Türkiye’nin Irak’ta, Musul civarında, yaklaşık 800 IŞİD militanını etkisiz hale getirdiğini söyleyen Binali Yıldırım, şu bilgileri paylaştı:

"Şu anda Türk hapishanelerinde DEAŞ örgüt mensubu tutuklu sayısı 10 bin. 5 bin 800 yabancı savaşçıyı sınırlarımızdan sokmadık, geri gönderdik. Bunlar nereden geliyor dersiniz? Avrupa ülkelerinden geliyorlar. 4 bin şüphelinin girişini engelledik, 56 bin 300 potansiyel DEAŞ ile ilişkili olabilecek olanlara sınırlarımızda giriş yasağı koyduk. Bu DEAŞ'ın bölgedeki faaliyetlerini azaltmayı sağladı.Türkiye’deki canlı bomba ve toplu katliam faaliyetlerini sınırladı aynı zamanda Avrupa’ya yayılma ihtimalini azalttı."

ABD'ye sitem

Başbakan Yıldırım konuşmasında Suriye kaynaklı tehditleri anlatırken IŞİD ile mücadelede PYD ile işbirliği yapan ABD’yi de eleştirdi.

"YPG, PYD Türkiye’nin 40 yıldır mücadele ettiği bölücü terör örgütünün Suriye’deki şubesidir. Birbiriyle eşittir, aynı terör örgütüdür” diyen Yıldırım şunları kaydetti:

"Biz bir yandan NATO’nun sınırlarını korurken, NATO’nun bir diğer üyesinin, bizim sınırlarımızı tehdit eden, insanlarımıza saldıran bir terör örgütüyle DEAŞ mücadelesine girmesini doğrusu izahta zorlanıyoruz. Dostlarımızla bunu konuştuğumuzda bize söyleyen şey çok açık: 'Bu bir mecburiyet, bir tercih değil."

Konuşmasında 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimini de anımsatan Binali Yıldırım, Türkiye’nin darbeden sorumlu tuttuğu Gülen yapılanması üyelerinin Avrupa ülkelerinde rahatlıkla faaliyette bulunduğuna şahitlik ettiklerini kaydetti.

Avrupa'ya katkı vurgusu

Başbakan Yıldırım Türkiye’nin Avrupa güvenliğine sağladığı katkıyı da şu sözlerle aktardı:

"Türkiye AB’nin güvenliğini sağlıyor. Nasıl mı sağlıyor? Bakın iki yıl önce bölgeden Avrupa günlük ortalama 2 bin 500 mülteci geçişi varken bugün bu sayı 70’in altına inmiştir. Bu ne demektir? Biz mültecileri o bölgede tutuyoruz. Onların arasına karışan teröristlerin de bu bölgeye gelip buradaki toplumsal huzuru bozmasının önüne geçiyoruz. Bunun takdir edilmesini bekliyoruz. NATO’da aynı şekilde görevlerimizi etkin bir şekilde yerine getiriyoruz."

Krichbaum'dan basın özgürlüğü çağrısı

01:00

This browser does not support the video element.

Krichbaum’dan Yıldırım’a çağrı

Yıldırım’ın konuşmasının ardından Alman Meclisi AB İşleri Komisyonu Başkanı Gunther Krichbaum söz alarak şunları kaydetti:

"Türkiye’nin milyonlarca göçmene sığınma imkanı tanımasını takdir ediyoruz ancak kabul edemeyeceğimiz diğer bazı şeyler de var. Dün Deniz Yücel’in tutukluluğu son buldu ve serbest bırakıldı. Bunu memnuniyetle karşılıyoruz ancak halen 150’den fazla gazetecinin genelde bir iddianame olmaksızın hapiste olduğunu belirtmeliyiz. Sayın Başbakan size çağrı yapıyoruz: Basın özgürlüğü olmadan ifade özgürlüğü olamaz. İfade özgürlüğü olmadan da demokrasi olamaz. Eğer Türkiye hukuk devleti olan ülkelerle ilişki içinde olmak istiyorsa, ifade ve basın özgürlüğüne gerekli alanı sağlamanız isabetli olur."

Yıldırım, Krichbaum'a verdiği yanıtta Türkiye’nin Almanya ve ABD gibi bir hukuk devleti olduğunu söyledi, "Kimsenin bir başka ülkenin hukuk devletini sorgulama hakkı yoktur" dedi.

Osmanlı tokadı soruldu

Sol Partili Heike Haensel’ın "Erdoğan bir müttefiki Osmanlı tokadıyla tehdit etti. Bize durumu izah edebilir misiniz?" sorusuna Yıldırım şu yanıtı verdi:

"Kastettiğimiz, ister Suriye’den ister Irak’tan, ülkemize yönelen her türlü terör faaliyetine karşı tokadı en sert şekilde indiririz. Kast edilen budur."


Değer Akal

©Deutsche Welle Türkçe