Yeşil elektrikle uçma hayali
29 Ocak 2023Aşırı miktarda kerosin tüketen Concorde, kimilerine göre hâlâ uçakların şahı konumunda. Bazı uçak ve havacılık tutkunlarına göre ise tüm zamanların en modern ve güzel uçağı, aynı zamanda mütevazı ve sürdürülebilir uçuşun ilk nesli olan Alice adlı elektrikli uçak, zirvenin yeni sahibi. İlk uçuşunu 27 Eylül 2022'de Washington Moses Lake Havalimanı'ndan gerçekleştiren Alice, havacılık tarihindeki yolculuğuna da başlamış oldu.
Dokuz koltuklu Alice, İsrail'de kurulan ve şu anda ABD'nin Kuzeybatı Pasifik bölgesinde yerleşik olan Eviation şirketi tarafından imal edilen ve bugüne kadar sadece batarya gücüyle uçmak üzere tasarlanan tek ticari uçak. Alice çok çekici görünüyor, ancak estetik tasarım sadece uçuş özelliklerini optimize etmeye yarıyor.
Batarya sorunu
Alice, kanatları ve kuyruğu olan devasa bir tüpü andıran klasik uçak tasarımın ötesinde bir görünüme sahip. Aşağıya doğru düzleştirilmiş keskin kesimli bir burnu, uzun dar kanatları ve ortada geniş ve arkaya doğru incelen gövdesiyle narin bir balinaya benziyor. Gövdenin şekli, bataryaların üç buçuk tondan fazla olan muazzam ağırlığını havaya kaldırmaya yardımcı olmak için ekstra kaldırma kuvveti sağlıyor. T şeklindeki kuyruk ünitesine, her biri 634 kW gücünde (850 beygirgücü) iki Magni650 elektrik motoru takılı olup, bu motorların saatte 407 km seyir hızına ulaşması amaçlanıyor. Ayrıca gövde de bir elektrik motoruyla donatılmış.
Ancak tüm estetik cazibesine rağmen elektrikli uçakların en büyük sorunu Alice'te de kendini gösteriyor: Bataryalar hâlâ çok büyük, çok ağır ve uzun uçuşlar için gerekli enerjiyi sağlamaktan henüz çok uzak. Sadece sekiz dakika süren başarılı ilk uçuşun ardından şirket, hedeflenen menzili neredeyse yarı yarıya azalttı: Daha önce 815 kilometre olarak belirlenen uçuş hedefi, şimdi 445 kilometreye çekildi.
Bu da elektrikli uçakların başlangıçta sadece tali pazarlarda kullanılabileceği anlamına geliyor. Ancak bu yeni nesil uçaklar yine de talep görüyor. Hamburg'daki Alman Havacılık ve Uzay Merkezi (DLR) Sistem Mimarileri Enstitüsü Başkanı Björn Nagel, "Tamamen elektrikli uçuş fikri çok cazip. Örneğin bataryaları, rüzgâr enerjisinden elde edilen elektrikle şarj ederseniz, yüzde 90 gibi çok yüksek bir elektrik verimliliğine sahip olabilir" diyor.
Siparişler yavaş yavaş artıyor
Eviation CEO'su Gregory Davis, "Batarya teknolojisinin tahmin ettiğimiz gibi gelişmeye devam etmesi ve sertifikasyonun programa uygun olması koşuluyla Alice'in müşterilere ilk teslimatların 2027 yılında yapılmasının planlandığını" söylüyor. Şimdiden belirli bir müşteri portföyü oluşmaya başladı ve siparişler yavaş yavaş artıyor: ABD'den Cape Air şirketi, 75 adet siparişle ilk alıcı oldu, Charter (dolmuş uçak) şirketi GlobalX Airlines de ilk etapta 50 Alice ısmarladı. Deutsche Post, bünyesindeki kargo şirketi DHL için 12 adet kargo uçağı sipariş etti. Air New Zealand 23 adet Alice ısmarlarken, ocak ayı ortasında Meksika'dan da 30 yeni sipariş verildi.
Ancak elektrikli uçak geliştirme çalışmaları Alice ile sınırlı değil. Münih yakınlarındaki Ottobrunn'da bulunan Airbus tesisleri, hava taksileri için çeşitli hibrit tahrikler üzerinde laboratuvar testleri yürütüyor. Buraya birkaç kilometre mesafedeki Neuperlach'ta bulunan Siemens kampüsünde da Rolls-Royce Electrical, havacılığın geleceğine dair ar-ge faaliyeti yürütüyor. Rolls-Royce, RRP200D adını verdiği elektrikli uçak prototipi üzerinde bir süredir çeşitli testler yapıyor.
Havacılıkta devrimin habercisi mi?
Elektrikli tahrik sistemine sahip sürdürülebilir, çevre dostu "yeşil" bir yolcu uçağı arayışında epey ilerleme kaydedilse de bu çalışmaların yolculu taşımacılığına uyarlanması henüz pratikte mümkün değil. Giderek yaygınlaşan elektrikli otomobillerde oldu gibi, uçakların da mümkün olduğunca yeşil batarya gücüyle çalışması, kulağa hoş geliyor. Nitekim gerek AB gerekse bazı havacılık şirketlerinin, 2035 yılına kadar iklim dostu ve sürdürülebilir bir hava taşımacılığına ulaşılması yönünde belirlediği iddialı hedefler de söz konusu.
Ancak DLR'den Björn Nagel, kısa ve orta vadede bu hedeflere ulaşılmasının zor olduğunu düşünüyor ve "Tamamen elektrikli yolcu taşımacılığı uçuşları konusunda fazla iyimser değiliz" diyor. Rolls-Royce'ta ise hava çok daha olumlu. Tamamen elektrikle çalışan dokuz koltuklu pervaneli uçak Tecnam P-Volt'un, Norveçli bölgesel havayolu şirketi Widerøe bünyesinde muhtemelen 2026 yılında tarifeli uçuşlara başlaması planlanıyor.
Tüm bu gelişmeler, 1937'de jet motorunun icadından bu yana uçak motorlarındaki en büyük devrimin adeta habercisi olarak görülüyor.
Şüphecilik ve iyimserlik arasında…
Tecnam P-Volt, öngörülen 30 dakikalık enerji rezervi de dahil olmak üzere, bir batarya şarjıyla 150 kilometreden fazla uçuş menzili hedefliyor. Bu Norveç'teki bazı kısa mesafelere hizmet etmek için yeterli olabilir. Ancak daha uzun mesafeli uçuşlar için yetersiz kalacağı aşikâr.
Cottbus'taki DLR Elektrikli Havacılık ve Uzay Tahrik Sistemleri Enstitüsü Başkanı Lars Enghardt, "Menzil sorunu nedeniyle bataryası elektrikli olan ve sadece belirli tali alanlarda hizmet edebilecek her şeye şüpheyle yaklaşıyorum. Yakın gelecekte enerji yoğunluğunda önemli bir artışa sahip herhangi bir batarya görmeyeceğiz" diyor. Daha uzun mesafeler ve daha büyük uçaklar için hibrit-elektrik konseptli çözümler daha uygulanabilir görünüyor.
Ancak Grazia Vittadini yine de yeşil elektrikli uçaklar konusundaki iyimserliğini yitirmiyor. Daha önce Airbus'ta da aynı görevi üstlenen Rolls-Royce teknoloji müdürü Vittadini, bu olumlu bakış açısını şöyle gerekçelendiriyor: "Elektrikli uçuş konusunda ciddiyiz ve yavaş yavaş bunun için mantıklı uygulamalar bulacağız. 2035 yılına kadar tamamen elektrikli, 30 kişilik uçakların uçtuğunu göreceğiz. Bizim için Norveç, bu konuda Avrupa'da mutlak bir öncü rolünde."
Yeşil elektrikle uçma yarışı tüm hızıyla devam ediyor.