1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yemen'deki gelişmeler Ankara'nın takibinde

27 Eylül 2011

Arap Baharının kanlı şekilde yansıdığı ülkelerin başında gelen Yemen, Türkiye tarafından da yakından izleniyor. Gazeteci Selçuk Oktay, muhtemel senaryolar karşısında Ankara'nın tavrını uzmanlara sordu.

Fotoğraf: dapd

Arap Baharı rüzgarı Yemen’de Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in dönmesiyle daha sert esmeye başladı. Başkan’ın dönüşüyle ülkede düzenlenen protesto gösterilerine güvenlik güçlerinin saldırıda bulunması ülkeyi yeniden uluslararası toplumun gündemine taşıdı. Yemen, bölge rejimleri açısından hassas bir ülke olarak tanımlanıyor. Ülkenin Arap Yarımadası’nda yer alması, Suudi Arabistan ile ilişkileri diğer ülkelere kıyasla farklılıklar yaratıyor. Yemen ile ABD’nin de ilişkileri bulunuyor. Bu durumda, son zamanlarda bölgede etkisini iyiden iyiye artıran Türkiye’nin Yemen’deki olaylara nasıl yaklaşacağı önemli bir soru işareti.

Türkiye, Yemen’in Libya olmasını istemiyor

Orta Doğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Danışmanı Veysel Ayhan, Türkiye'nin Yemen’de anayasal düzen içinde gerçekleşecek bir iktidar değişikliğini savunduğunu belirtiyor. Ayhan, “Bu yılın Ocak ayında Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Yemen’e ziyarette bulundu. Burada yapılan ikili görüşmelerde Yemen’deki iktidar sorunun demokratik yollardan çözümü konuşuldu. Olaylar patlak verdiğinde Türkiye Dışişleri’nin barışçıl gösterilere izin verilmesi konusundaki çağrısı geldi. Ancak Türkiye, buradaki olaylara Mısır ve Libya’da olduğu kadar angaje değil. Yemen, daha önce halk ayaklanmalarının yaşandığı bölge ülkelerine kıyasla kimi farklılıklar taşıyor. Yemen, Arap yarımadası içinde bulunan bir ülke. Bölge rejimleri dolayısıyla farklı etkileri söz konusu. Bunun yanında eğer ülke anayasal düzen içinde bir geçiş yaşayamazsa iç savaşa sürüklenebilir ve kuzey ve güney olarak bölünme riski ile karşı karşıya kalabilir. Yemen konusunda Körfez İşbirliği Konseyi anayasal bir değişikliği savunuyordu. Türkiye’nin de Yemen’e yaklaşımı bu yönde. Bir zamandır Yemen ile ilişkilerini geliştirmeye çalışan Türkiye’nin temel yaklaşımı iç savaşın engellenmesi ve Libya gibi iktidarın devrilmesinden ziyade Körfez İşbirliği Konseyi’nin yaklaşımı doğrultusunda bir geçişin sağlanması” ifadelerini kullanıyor.

“Uluslararası müdahaleye karşı”

Yemen konusunu hassas kılan unsurlardan bir tanesi de ülkenin ABD ile olan yakın ilişkileri. Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı, Türkiye’nin Yemen’e yaklaşımında demokrasi ve güvenlik dengesinin önemli olduğunu belirtiyor. Arı, “Suudi Arabistan bölgedeki mevcut rejimleri son ana kadar destekliyor. Değişimden yana değil. Ancak Türkiye, Yemen konusunda Körfez İşbirliği Konseyi’nin tavrını destekliyor. Daha önce Başbakan Erdoğan tarafından da ifade edildiği gibi Türkiye, bu bölgede değişimi destekliyor. Bunun yanında demokrasi ile güvenlik arasında dengeli bir politikayı temel alıyor. Güvenlik için demokrasiden vazgeçilmemesini savunuyor” açıklamalarını yapıyor. Prof. Arı, Türkiye'nin Yemen konusunda uluslararası müdahaleye de sıcak bakmadığını ekliyor. Arı, “Yemen ile Türkiye’nin yakın ilişkileri vardı. Oysa bu aşamada Türkiye doğrudan müdahil olmak istemiyor. Yemen konusunda Türkiye'den çok açıklama da gelmedi. Ama bununla birlikte Türkiye, Libya'daki gibi bir uluslararası müdahale olmasını da uygun görmüyor. Gerçi Yemen’de henüz böyle bir durum söz konusu değil. İlk elde ekonomik yaptırımlar, sorunun ilerlemesi durumunda ise askeri yaptırımlar gelecektir” ifadelerini kullanıyor.

“Yumuşak geçiş, uygun görülüyor”

Suudi Arabistan’da görev yapmış Emekli Büyükelçi Umut Arık, Yemen’deki mevcut yönetimin Suudi Arabistan’a yakın olmasının Türkiye’nin bakışını değiştirmeyeceği görüşünde. Arık, “Türkiye, bölgede halkların demokratik taleplerinin dikkate alınması, serbest ekonomiye entegrasyon konusunda telkin ve teşviklerde bulunuyor. Yemen yönetiminin Suudi Arabistan ile ilişkileri Türkiye’nin bu politikalarını etkilemez. Aslında Yemen sadece Suudi Arabistan etkisinde değil. Tarihi olarak Mısır’ın da bu ülkede sözü geçiyordu. Türkiye, Yemen ile ekonomik ilişkiler de geliştirdiği için daha yumuşak bir geçiş isteyecektir” diye konuşuyor. Arık, Yemen'de El Kaide ile sürdürülen mücadele konusunun da Türkiye’nin Yemen politikasına etkisi olmayacağını söylüyor: “Halk hareketlerinin olması bunların El Kaide ile ilgili olduğu anlamına gelmiyor. Türkiye'nin uluslararası terör konusundaki tavrı belli. Başbakan Erdoğan’ın en son ABD ziyaretinde vurgulandığı gibi ABD ile Türkiye arasındaki bu konudaki işbirliği devam ediyor.”


© Deutsche Welle Türkçe


Haber: Selçuk Oktay / İstanbul

Editör: Nihat Halıcı

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster