1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yeni nesil protesto

1 Temmuz 2013

Onlar demode sloganların atıldığı protestolara son verdi. Çünkü onlar, az sözle çok şey söylemeyi sosyal medyada öğrenen ve bunu da Gezi Parkı'nda kanıtlayan Y kuşağı.

2208128 Turkey, Istanbul. 06/22/2013 Protesters in Taksim Square, Istanbul. Andrey Stenin/RIA Novosti
Türkei Istanbul ProtesteFotoğraf: picture-alliance/dpa

Y kuşağı, sosyolojide 1980 – 1999 yılları arasında doğan gençlerin dâhil olduğu kuşağı tanımlamak için kullanır. Bu tarihler baz alındığında, Türkiye’de yaşayan 76 milyon kişinin yüzde 35’ini Y kuşağı oluşturuyor.

Kendilerinden önceki 1961 - 1980 yılları arasında doğan X kuşağına kıyasla en büyük özellikleri ise teknolojinin değiştirdiği zamana hızla ayak uydurabiliyor olmaları.

Y kuşağının özellikleri

Dünya genelinde Y kuşağına ilişkin yapılmış sayısız araştırma var. Ülkelere göre farklılıklar gösterse de Y kuşağına özgü belli ortak özelliklerinden söz etmek mümkün.

İstanbul'da Dinamo Eğitim ve Danışmanlık Merkezi'nde kuşak araştırmaları yapan Evrim Kuran'a göre, Y kuşağı "kitlesel olanı seven, komünitenin parçası olmak isteyen, saygıyı hak edene sunan, eş zamanlı olarak birkaç işi birden yapabilen ve teknolojiyi çok iyi kullanan" bir kuşak.

Gezi Parkı eylemleri sırasında ve sonrasında örgütlenmeyi sürdüren bu genç kuşağın hızı Kuran'ı hiç şaşırtmıyor. Eylemler sırasında Y kuşağını yakından gözlemleme fırsatı bulan Kuran, "ekip çalışmasına olan yatkınlığı, komünitenin bir parçası olma isteği, farklılıkları bir potada eritebilme ve kolaylıkla bir olabilme yetisi, haz odaklı oluşu ve tam da bu sebeple 'direnirken' bile yüksek mizah öğeleriyle konuyu ele alması, aynı zamanda sosyal medyayı da etkin biçimde kullanabilmesinin, kuşağın Gezi Parkı eylemlerine en çok yansıyan özellikleri" olduğunu belirtiyor.

Fotoğraf: AFP/Getty Images

Arap baharından farkı

Türkiye'de son haftalarda düzenlenen protesto gösterileri tüm dünyada yankı bulmaya devam ederken, eylemlerin Arap baharı ile benzeyip benzemediği ve hükümeti zora sokabilecek güce sahip olup olmadığı da Avrupa basınında ele alınan noktalar arasındaydı.

Kuşak araştırmacısı Evrim Kuran, başlangıçta protestoların her ne kadar kalıcı siyasal sonuçları olmayacağı düşünülse de tüm siyasal organizasyonların eylemi dikkatli okumaları gerektiğine inandığını vurguluyor.

Devam eden eylemlerin siyasi bir akıma dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Erhan Büyükakıncı da benzer görüşte. Büyükakıncı da eylemlerin Arap baharıyla kıyaslanamayacağını söylüyor. Y kuşağı eylemcilerinin siyasi bir muhalefet oluşturup oluşturmayacağı sorusuna ise Büyükakıncı, "Siyaset eskisi gibi devam ediyor. Bu arkadaşlar belirli bir organizasyon içinde daimi olarak yer almayı can sıkıcı buluyor. 20-30 yıl aynı ideolojiyi savunmayı nasıl başaracaklar?" yanıtını veriyor.

Fotoğraf: Reuters

'İktidarlara sadık değiller'

Y kuşağının değişimi çok hızlı yaşayan bir kuşak olduğuna dikkat çeken Büyükakıncı, onların hiçbir iktidara da tamamen sadakat göstermeyeceğini vurguluyor. Büyükakıncı, "Liderlere oynayacaklar ama kendilerinden olan liderlere oynayacaklar. Kendilerini sınırlandıracak olan liderlere sempati duymayacaklar" şeklinde sözlerine devam ediyor.

Y kuşağını, kendisinden önceki X kuşağından ayıran en büyük fark ise teknolojik gelişmelerin yaşandığı dönemde doğmuş olmaları. Bu nedenle teknoloji, internet ve sosyal medya Y kuşağına dâhil gençlerin hayatlarında önemli bir yere sahip. Y kuşağı gençleri ile yaptığı çalışmalar esnasında gözlemlediği bir başka özelliğe daha dikkat çeken Büyükakıncı, öğrencilerinin bilgiyi kafalarında değil cep telefonlarında tutmayı tercih ettiklerini belirtiyor. Büyükakıncı, hızla değişen dünyayı takip etmeyi daha cazip bulan gençlerin, kendilerinden önceki X kuşağına kıyasla bilgi birikiminden çok, hızlı bilgi takibine önem verdiğini ifade ediyor.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Ya Twitter kısıtlanırsa?

Gelişmeleri dakikası dakikasına takip edebilme istekleri Y kuşağını bir yandan teknoloji bağımlısı yaparken, bu diğer yandan da özgürlüklerin sınırlarını genişletiyor.

Galatasaray Üniversitesi‘nden Prof. Dr. Erhan Büyükakıncı, sosyal medyaya getirilecek olası bir sınırlamaya gençlerin nasıl tepki göstereceği sorusuna ise "Gençler tepki vermek yerine virüsler gibi hastalığın şartlarına göre kendi iletişim modellerini değiştirmeyi çok zekice başarabiliyorlar" yanıtını veriyor.

Siyasi mizah ve zekayı birleştirmeyi başaran Y kuşağı gençleri ve onların geliştirdiği yeni protesto eylemleri Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyada dikkatle izlenmeye devam ediyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Nalan Şipar

Editör: Hülya Schenk

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik