Yeni Papa: 14. Leo kimdir ve nasıl bir çizgi izleyecek?
9 Mayıs 2025
Hayatını kaybeden Papa Françesko'nun olası halefi olarak zaman zaman adı anılsa da kardinal Robert Prevost'un yeni Papa seçilmesi bir sansasyon. İlk kez Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) bir aday Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri olarak seçildi. ABD Başkanı Donald Trump'ın ve onun yeni dünya düzeninin hakim olduğu bir dönemde, şimdi Amerikalı bir Papa, Trump'ın Roma'daki rakibi olacak.
Leo adını taşıyan son Papa yüz yıldan fazla bir süre önce yaşamıştı. Onun adını alan yeni Papa 14. Leo, 14 Eylül 1955'te Chicago'da doğdu. Ancak okul hayatı, ilk üniversite eğitimi ve 1982'de rahip olarak atanmasının ardından ABD'den ayrılan Robert Prevost, bir daha uzun süre ülkesinde yaşamadı. Uzun süre Peru'da misyonerlik yapan Prevost, ABD vatandaşı olmasının yanı sıra aynı zamanda Peru vatandaşı. Prevost, Roma'da da yüksek öğrenim gördü ve doktorasını yaptı.
Augustinus Tarikatı'nın lideri
Yeni Papa, 1977'den beri Augustinus Tarikatı'na mensup. 13'üncü yüzyılda kurulan bu tarikat günümüzde manevi danışmanlık ve eğitim çalışmalarına odaklanıyor. 1985'ten 2001'e kadar Peru'da tarikat için çeşitli görevlerde bulunan Papa 14. Leo, zaman zaman teoloji profesörü olarak görev yaptı, son olarak da ülkedeki Augustinus Tarikatı'nın başrahibiydi.
2001 yılında ise Roma'ya gelen Prevost, Augustinus Tarikatı'nın en üst düzey üyesi oldu. Burada, Aziz Petrus Meydanı sütunlarının hemen dışında oldukça etkileyici bir bina kompleksinde ikamet etti.
Ancak Prevost'un yolu tekrar Peru'ya, ülkenin yoksul, hatta en yoksul bölgelerinden biri olan kuzeye düşecekti, zira Papa Françesko onu Kasım 2014'te piskopos olarak atadı. Önce Apostolik Yönetici, ardından Eylül 2015'ten itibaren de sorumlu yerel piskopos olarak Peru'nun Chiclayo şehrine gönderildi.
Roma'dan oldukça uzak olan Peru'da kilise uzun yıllardır zaman zaman daha gerici ABD'li güçlerin tesiri altındaydı. Bu nedenle çok sayıda sorunlar yaşanıyordu. Dolayısıyla önceki Papa Prevost'u Peru'ya ondan kurtulmak için değil, muhtemelen bu zorlu durumu bilerek atadı.
Vatikan ile düzenli iletişim
Papa Françesko, 2019 ve 2020 yıllarında Robert Prevost'u iki önemli Roma cemaatinin (Kongregasyon) üyesi yaptı. Bu, piskopos için Vatikan'da düzenli temaslar demekti. Bunları, Ocak 2023'ün sonunda bir diğer adım izledi ve Prevost, Piskoposlar Dikasterliği'nin (birçok din adamının bir kilisede kariyer yapmak istediğinde onun için son derece önemli bir kurum) ve Latin Amerika Papalık Komisyonu'nun başkanı oldu. Papa Françesko, yine aynı sene Prevost'u kardinal olarak atadı.
Kardinal olarak atanmasından kısa süre sonra kilise hiyerarşisindeki son basamağa ulaşması alışılmışın dışında bir durum. Kardinaller Prevost'u yeni Papa seçmeden bir ay önce İtalyan gazeteleri onu aday olarak büyüteç altına almış, "Amerikalı arabulucu" olarak övmüş ve La Stampa gazetesi "konklavın sürprizi" olabileceğini belirterek muhtemel Papa olabileceği öngörüsünde bulunmuştu. Gazete, Prevost'un "doktrinsel katılığı, pastoral şefkati ve Hristiyanlığın misyonerlik vizyonunu" birleştirdiğini belirtmişti.
Seçimi Françesko geleneğinden kopuş anlamına mı geliyor?
Prevost'un seçimi Papa Françesko geleneğinden kopuş olarak değerlendirilmiyor. Birçok konuda, özellikle sosyal konularda, Amerikalı Papa Arjantinli Papa'yı takip edecek. Ancak Prevost, diğer konularda önceki Papa'dan daha net bir duruşu temsil ediyor. Kadınların atanması gibi tartışmalı bir meselede mesela, kilisenin toplumdan farklı olması gerektiğini savunuyor. Yeni Papa'ya göre kadınların atanması "bir sorunun çözümü" değil, belki de yeni bir sorunun ortaya çıkması demek.
Vatikan sisteminde sık sık bir yabancı gibi duran ve bu nedenle kilise dışında da birçok kişi tarafından takdir edilen Papa Françesko, asıl adıyla Jorge Mario Bergoglio'dan sonra, sistemi içeriden oldukça iyi tanıyan ve bunu öne çıkaran biri geliyor. Prevost, tipik bir Amerikalı olmayan bir Amerikalı.
Önemli bir ajanda bekliyor
Papa'nın genel ajandasında veya selefinin kilise politikası vesilesiyle Papa 14. Leo'yu bekleyen birçok önemli tarih var. Elbette, Katolik Kilisesi'nin yeni lideri olarak Papa 14. Leo farklı karar verebilir, ancak yeni Papa'dan böyle bir tutum beklenmiyor.
Mayıs ayının sonunda İznik Konsili'nin başlangıcının 1700'üncü yıldönümü ve bu ekümenizm için büyük önem taşıyor. Hristiyanlığın bölünmesinden önce, 325 yılında merkezi Hristiyan iman bildirgesi formüle edildi. Papa Françesko ile Rum Ortodoks Patriği I. Bartholomeos uzun zamandır İznik'e gitme planları yapıyordu. Papa Françesko'nun gündeminde bir Türkiye gezisi vardı.
Papa Françesko'nun ölümü nedeniyle ertelenen, "Tanrı'nın Influencer'i" olarak da lanse edilen, genç yaşta lösemiden ölen Carlo Acutis'in (1991-2006) aziz ilan edilme töreni de gündemde yer alıyor. 27 Nisan'da yapılması planlanan bu tören muhtemelen Papa 14. Leo tarafından telafi edilecek.
Hayatını kaybeden Papa'nın teoloji ve kilise politikası açısından gönlünde yatan ve Katolik Kilisesi'nde reformlar öngören, "Dünya Sinodu" projesi de mevcut. Vatikan, Papa Françesko'nun hastalığı sırasında, Papa'nın da onayıyla bunun Ekim 2028'e kadar uzatıldığını duyurmuştu.
Dünya çapındaki tüm piskoposluklara daha önce, istişareler için somut zaman çizelgeleri sunulmuştu. Büyük kilise meclisinin üç yıl sonra Roma'da toplanması hedefleniyor.
Leo'nun üzerindeki "istismar" gölgesi
Papa 14. Leo, kendisini bekleyen konuları nasıl ele alacak, merak konusu. Yeni Papa, Ekim 2023 ve Ekim 2024'teki reform sürecinde görev alan 55 kardinalden biriydi.
Ancak Prevost'tan o günlerde Roma'da başka bir bağlamda da söz ediliyordu; Vatikan'da cinsel istismar vakalarını örtbas etmekle suçlandı. Kardinaller yeni Papa'nın seçimi için Sistine Şapeline girmeden kısa süre önce, ABD merkezli ve uluslararası faaliyet gösteren "Rahipler Tarafından İstismar Edilenlerin Hayatta Kalanlar Ağı" (SNAP) adlı girişim önde gelen altı kardinale yönelik suçlamalarını tekrar hatırlattı. Prevost da bunlar arasındaydı.
Diğer kardinaller gibi o da somut bir açıklama yapmadan suçlamaları reddetti. Ve şimdi de Papa oldu. SNAP yönetim kurulu üyesi Peter Isely, suçlananlardan birinin yeni Papa seçilmemesi konusunda uyarmış, sabıkalı olmaması ve selefinin ilan ettiği "sıfır tolerans politikasını" ciddiye alması gerektiğini söylemişti.