Yeni yasa NSU mağdurlarına umut oldu
20 Mart 2015Perşembe günü toplanan Federal Meclis, NSU Araştırma Komisyonu'nun önerisi üzerine devlet güvenliğini ilgilendiren konularda oluşabilecek şüphe halinde Federal Başsavcılığın yetkilerini arttıran yasayı onayladı. Buna göre Federal Başsavcılık, şüphe üzerine eyaletlerin yetkili olduğu durumlara da doğrudan müdahil olabilecek.
Koalisyon hükümetindeki Hristiyan Birlik Partileri ve Sosyal Demokrat Parti milletvekillerinin oylarıyla kabul edilen yasa ile gelecekte NSU benzeri örgütlerin bu kadar rahat bir şekilde cinayetler işlemesinin önüne geçilmesi tasarlanıyor. Ancak yeterli mi? Bazılarına göre bu tür girişimler önemli ama daha fazla adım atılması gerekiyor.
Almanya'yı 2000 - 2007 yılları arasında kana bulayan NSU örgütünün ortaya çıkmasının hemen ardından Başbakan Angela Merkel, hükümet olarak olayların aydınlatılması için ellerinden geleni yapacaklarına dair söz vermişti. Berlin'de 23 Şubat 2012'de NSU kurbanlarına yönelik anma etkinliğinde konuşan Merkel, sadece örgütü destekleyenleri ortaya çıkarmakla kalmayacaklarını, yasalarda da gerekli değişiklikler yaparak bir daha bu tür hatalara meydan vermeyeceklerini vurgulamıştı.
"Suç devlette"
Daha sonra bir çok eyalet parlamentosunda kurulan NSU araştırma komisyonları ağız birliği etmişcesine suçu devlette bulduklarını belirterek, 10 insanın ölümüne devlet organlarının ihmalinin neden olduğunu açıkladılar. Eyalet parlamentoları hazırladıkları raporlarda söz konusu ihmallerin tekrarlanmaması için bir dizi öneriye de yer verdiler.
Ama öneriler salt parlamentolardan gelmiyor. Federal hükümetin NSU kurbanlarının yakınlarıyla ilgililenmek üzere görevlendirdiği Berlin Eyaleti'nin eski yabancılar sorumlusu Barbara John da görüş ve tavsiyelerini "Zaman yaralarımızı saramaz" (Unsere Wunden kann die Zeit nicht heilen) adlı kitapta anlattı. John kitapta emniyeti ve iç istihbarat birimi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nı ihmalle suçluyor.
John'un kitabında görüşlerini aktaran Hamburg'da öldürülen kurbanlardan Süleyman Taşköprü'nün kızkardeşi Ayşen Taşköprü de siyasete olan inancını yitirdiğini anlatıyor. Münih'te görülen NSU davasına müdahil olarak katılan Ayşen Taşköprü, siyasetten yeterince destek gelmediği ve mahkemeye tüm delillerin sunulmadığına dikkat çekerek, hayal kırıklığını dile getiriyor.
Vatandaşa mesaj veriliyor
Alman hükümetinin şu anki gayreti ise yargıya ve adalet sistemine olan güvensizliği ortadan kaldırmak. Federal Meclis'in onayladığı yasayla bir yandan NSU gibi örgütlerin daha kolay deşifre edilmeleri amaçlanırken, diğer yandan da vatandaşlara "Artık daha tedbirliyiz, endişelenmeyin" mesajı verilmek isteniyor.
NSU davası müdahil avukatlarından Mustafa Kaplan Federal Meclis'te onaylanan yasayla bunda sonra işlenecek ırkçı suçların takibatının daha kolay yapılabileceğini belirtiyor. "Bu tür terör davalarında artık büyük inisiyatif Federal Başsavcılığa veriliyor. Zaten iki yıldır süren NSU davasında tespit edilen en büyük sorunlardan biri eyaletlerdeki farklı anayasayı koruma örgütleri ve emniyet teşkilatları arasında iletişim eksikliği olmasıydı" diye konuşan Kaplan, İstihbarat servislerinin derlediği bilgilerin belli bir merkezde toplanması gerektiğinin altını çiziyor. Kaplan, "Artık bu tür ceza davalarında tüm bilgiler Federal Başsavcılık'ta toplanacak ve gerekli görüldüğünde daha hızlı harekete geçme imkanı söz konusu olacak. Ayrıca davanın arkasında yabancı düşmanlığı veya Nazi örgütlenmesi gibi ırkçı oluşumların bulunup bulunmadığını artık Federal Başsavcılık daha kolay bir şekilde araştırma imkanına sahip olacak" diyor.
Eyaletler arasındaki kopukluk ve istihbarat elemanlarının yanlış bilgilendirmeleri nedeniyle işlenen cinayetler uzun süre bir bilmece olarak kalmış, nihayetinde bir sonuca ulaşılamayınca, Türk uyuşturucu çeteleri arasında hesaplaşmalar olarak dosya kapatılmak istenmişti.
İletişim kolaylaşacak
Yeni yasayla özellikle istihbarat servisleri arasındaki iletişimin daha da güçlenmasi bekleniyor. Ama Mustafa Kaplan'a göre bunlar yeterli değil. Kaplan atılması gereken adımlarla ilgili, "Anayasayı Koruma Örgütü elemanları arasında ırkçı ya da ırkçı geçmişi olanlar var. Bu kişiler para karşılığı bilgi veriyorlar. Para karşılığı satın alınan bu bilgiler ne kadar doğru, bu kişilere ne kadar para veriliyor? Bunları kim kontrol ediyor? Bunlarla ilgili önemli açıklar olduğu ortaya çıktı. İstihbarat servislerine gelen bilgilerin eyalet parlamentoları tarafından daha sıkı denetlenmesi gerekiyor. Aksi halde paralel bir devlet yapılanması gibi bir görüntü ortaya çıkıyor ki Almanya gibi bir hukuk devletinde bu olamaz. Olmaması gerekiyor" diye konuşuyor.
Münih'te devam eden NSU davasının sonunda adaletin yerini bulması bekleniyor. Kurban yakınlarının en büyük beklentisi ise varsa olayın arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması.
©Deutsche Welle Türkçe
Marcel Fürstenau / Tuncay Yıldırım