1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Lifestyle

Yeni Zelanda'daki kurbanların hikâyeleri

18 Mart 2019

Christchurch kentinde iki camiye yapılan silahlı saldırıda hayatını kaybedenlerin kimlikleri belli olmaya başladı. En küçük kurbanının 3 yaşında olduğu saldırıda hayatını kaybedenlerin hikâyelerini derledik.

Neuseeland Gedenken an Opfer des Terroranschlags
Fotoğraf: Reuters/J. Silva

Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde iki camiye düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybeden 50 kişinin cenazeleri kaldırılıyor.

Saldırının kurbanları için geçen haftasonu başta Yeni Zelanda olmak üzere dünyanın birçok yerinde anma törenleri düzenlenirken, yaşamını yitiren 50 kişinin hikâyeleri ortaya çıkmaya başladı.

Bir kısmı devam eden savaşlardan kaçmıştı, bir kısmı da yıllar önce sona eren savaşlardan. Kimisi saldırganın üzerine atlayarak katili durdurmaya çalıştı, kimisi ise sadece sevdiklerinin önünde kendisini siper edebildi. Kimisi ölüm ile 3 yaşında karşılaştı kimisi ise 70'lerinde kurşunların hedefi oldu.

Kendisini beyaz ırkın savunucusu olarak tanıtan 28 yaşındaki saldırgan Brenton Tarrant'ın Christchurch'te öldürdüğü kişilerin bir kısmının kimlikleri belli oldu.

Suriye'den kaçmışlardı: Halit Mustafa

Suriye'deki iç savaştan kaçan Mustafa, saldırının yaşandığı gün iki oğlu ile Cuma namazını kılmak üzere Nur Camii'ne gitti. Mustafa ile 16 yaşındaki oğlu Hamza saldırıda yaşamını yitirdi, 13 yaşındaki Zait ise halen hastanede.

Aile Temmuz 2018'de Yeni Zelanda'ya kabul edilmişti. Saldırıda eşini ve oğlunu kaybeden anne Selva Yeni Zelanda Radyosu'na konuştu. Selva, Yeni Zelanda'ya yerleşmeden önce ülkenin nasıl bir yer olduğunu soruşturduklarını ve kendilerine "dünyanın en güvenli ve gidilebilecek en harika ülkesi dendiğini" hatırlattı.

Selva, mükemmel bir hayata başlayacaklarını düşünürken, yaşananların durumun hiç de öyle olmadığını gösterdiğini acı bir şekilde öğrendiklerini belirtti.

Hamza Mustafa

Halit Mustafa'nın 16 yaşındaki oğlu Hamza Suriye'deki savaştan Ürdün'e kaçtıklarında 9 yaşındaydı.

Yeni Zelanda'ya yerleştikten sonra gittiği okulun müdürü Hamza'yı çalışkan ve şefkatli bir öğrenci olarak hatırlıyor. At binen Hamza büyüdüğünde veteriner olmak istiyordu.

Sovyetlerden kurtuldu, ölüm 30 yıl sonra geldi: Hacı Davud Nabi

Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgalinin ilk yılı olan 1979'da ülkesinden ayrılan Hacı Davud Nabi'nin hikâyesi sosyal medyada da oldukça konuşuldu.

Nabi'nin El Cezire televizyonuna konuşan oğlu Ömer, babasının Yeni Zelanda'ya gelen mültecilere destek veren kuruluşlarda çalıştığını ve yerleşmelerine yardımcı olduğunu belirtti.

"Babam aramızda sevgi ve birliğin yayılmasının ne kadar önemli olduğunu söylerdi" diyen Ömer, Nabi'nin her bireyin korunması gerektiğini her seferinde tekrarladığını vurguladı.

Üç yaşındaydı: Mücahit İbrahim

Saldırının en küçük kurbanı 3 yaşındaki Mücahit İbrahim oldu. Nur Camii'ndeki saldırı esnasında ağabeyi Abdi'den ayrı düşen Mücahit'in cansız bedeni polis tarafından bulundu.

Christchurch kentinde dünyaya gelen Mücahit'in ölümü sonrası konuşan ailenin yakın dostu Ahmet Osman, saldırı sonrası Yeni Zelanda halkının kenetlenmesine övgüde bulundu ve "her zaman arkamızdalar" ifadesini kullandı.

Osman "İşte Yeni Zelanda böyle bir yer. Her şey bir arada olmakla ilgili... Bir kişi bizi durduramaz" şeklinde konuştu.

Kendisini siper etti: Hüsne Ara Pervin

Pervin, tekerlekli sandalyedeki eşi Ferit Ahmet'i korumak için kurşunların önüne atladı. 42 yaşındaki Pervin, yıllardır engelli olan eşini her hafta Cuma namazı için camiye götürüyordu.

Eşini her zamanki gibi erkeklerin namaz kıldığı alana bırakan Pervin, daha sonra kadınlara ayrılmış olan tarafa geçtiğinde saldırı başladı. Pervin, eşinin yanına koşup kendi vücudunu siper ettiğinde 1994 yılında Bangladeş'e göç eden çiftten geriye sadece Ahmet kaldı.

Ailesi 1990'larda Somali'den gelmişti: Abdullah Dirie

Abdullah o gün camide bulunan beş kardeşten birisiydi. Ailesi 1990'lı yıllarda Somali'deki iç savaştan kaçan dört yaşındaki en küçük kardeş kendisini kurtaramadı.

Amcası Abdurrahman Haşi ise sorunun temelinde şiddetin ayrım gözetmemesini görüyor. Haşi, "Bu aşırıcılığın sorunu. Bazıları Müslümanların bu sorunun bir parçası olduğunu düşünüyor ama bu insanlar masumdu" ifadesini kullandı.

Fotoğraf: DW/S. Early

Milli futsalcı: Atta Elayyan

Yeni Zelanda Milli Futsal Takımı kalecilerinden 33 yaşındaki Atta Elayyan da saldırganın kurbanlarından biri.

Okyanusya Futbol Konfederasyonu tarafından ülkesini "aşırı bir tutku ile temsil eden" bir oyuncu olarak tanımlanan Elayyan, takım arkadaşları tarafından da dostları, ailesi ve takım arkadaşlarına daima vakit ayıran bir insan olarak hatırlanıyor.

Oğlu Atta ile birlikte o gün camide bulunan ve saldırıdan yaralı kurtulan babası Muhammed Elayyan ise Christchurch'teki camilerin kurucularından.

Eşi ile sadece birkaç dakika ayrı kalmıştı: Hüsne Ahmet

O gün eşi Ferit Ahmet ile Nur Camii'ne giden Hüsne sadece birkaç dakikalığına tek başına kaldığı sırada saldırgan çoktan katliamına başlamıştı.

45 yaşındaki Hüsne Ahmet, eşinin tuvalete gittiği sırada kurşunlara hedef oldu. Ancak Bangladeş göçmeni Ferit Ahmet tüm yaşananlara rağmen Yeni Zelanda'yı evi olarak görmekten vazgeçmiyor.

Eşinin ölümü üzerine konuşan Ahmet, "Bence bazı kişiler Yeni Zelanda'daki çeşitliliğin yarattığı uyumu kasıtlı olarak bozmaya çalışıyor. Ancak başarılı olamayacaklar. Kazanamayacaklar. Biz de uyum içinde yaşayacağız" ifadesini kullandı.

Saldırganı durdurmaya çalıştı: Naim Raşit

Video kayıtlarına göre Naim Raşit saldırganla burun buruna geldiğinde üzerine atlayarak durdurmaya çalıştı. Ailesi ise bu sayede 50 yaşındaki Raşit'in birkaç hayat kurtardığına inanıyor.

Ancak bu kahramanlığının bedelini hayatı ile ödeyen Raşit'in oğlu Talha Naim de o gün yaşamını yitirenler arasında. 21 yaşındaki Talha ile babası Raşit Pakistan'ın Abbottabad kentinden yaklaşık 10 yıl önce Yeni Zelanda'ya göç etmişti. Yeni bir iş bulan Raşit, yakında evlenmeyi planlıyordu.

Raşit ve oğlu Naim'in yanı sıra hayatını kaybeden diğer Pakistanlılar için İslamabad tarafından Pazartesi günü yas ilan edildi.

Der kurbanlar

Farklı birer hikâyeye sahip kurbanlardan kimi yeni bir hayat kurma peşinde Yeni Zelanda'ya gelmişti, kimi de eğitimini tamamlayıp mutlu ve güven içinde bir yaşam sürdürmeyi amaçlıyordu. Ancak hepsinin ortak noktası aşırıcılık yanlısı bir katil tarafından katledilmeleri oldu.

Christchurch'te hayatını kaybeden diğer isimler ise şöyle: Fercah Ahsen, Ansi Alibava Mahebub Hoktar, Ramiz Vora, Asıf Vora, Üzeyir Kadir, Muhammed İmran Han, Ali Elmedeni, Hüseyin el Umari, Lilik Abdülhamit, Sayyad Milne, Cüneyt Mortara, Tarık Ömer, Syed Arib Ahmet, Gulam Hüseyin, Kerem Bibi, Zişan Rıza, Harun Mahmut, Sohail Şedid, Syed Cihanend Ali.

Yeni Zelandalılardan Müslüman toplumuna destek

03:37

This browser does not support the video element.

DW,AP/ÇÖ,JD

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster