"Yenidoğan çetesi" münferit bir olay mı?
20 Kasım 2024Türkiye gündemine "yenidoğan çetesi" ile yansıyan, İstanbul'daki bazı özel hastaneler kanalıyla Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) dolandırılması ve bebeklerin ölümüne neden olan skandal gözleri özel hastanelere çevirirken, kamunun bu hastaneler tarafından yıllardır sistematik şekilde zarara uğratıldığı ortaya çıktı.
SGK müfettişlerinin son olaylarla gündeme gelen bazı hastanelerle ilgili bu olayların öncesinde 2007'den bu yana düzenledikleri sayısız rapor, gerek hastalara yönelik farklı branşlardaki yanlış tedavilerin gerekse devletten haksız kazanç sağlanmasının yıllardır sürdüğünü gösteriyor.
Türkiye'de son yıllarda ortaya çıkan en büyük sağlık skandalı olan 47 sanığın bulunduğu "yenidoğan çetesi" ile ilgili davanın İstanbul Bakırköy Adliyesi'nde bugün üçüncü günü.
Acil durumdaki bebek hastaları önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine sebebiyet verildiği iddiasına ilişkin soruşturma nedeniyle 22 Ekim'de İstanbul'daki dokuz özel hastanenin ruhsatları iptal edilmişti. Bu hastaneler Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Silivri Kolan Hospital ve Özel Şafak Hastanesi Bağcılar olarak sıralanıyor.
DW Türkçe'nin gördüğü, SGK müfettişlerinin yıllar içindeki çeşitli raporlarına yer verilen ve en son savcılığa gönderilen 25 Ekim 2024 tarihli resmi rapora göre son soruşturmada ismi geçen bazı özel hastanelerin SGK'yı çeşitli şekillerde dolandırmaları 2007 yılından beri devam ediyor ve bu yolsuzluklar çeşitli tarihlerde farklı SGK müfettişleri tarafından raporlanmış durumda.
Soruşturmanın seyri nasıl oldu?
Resmi birimlere göre "yenidoğan çetesi" soruşturması süreci Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) 27 Mart 2023 tarihinde yapılan bir ihbarla başladı.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu 24 Kasım 2023'te SGK Başkanlığı'ndan içlerinde bu hastanelerin de bulunduğu çeşitli hastaneler hakkında "ivedilikle" müfettiş görevlendirilerek soruşturma yapılması ve kendisine rapor verilmesini talep etti.
Savcılık bu talebinin üstünden sekiz ay geçtikten sonra 30 Temmuz 2024'te bu kez Sağlık Bakanlığı Müfettişliğine eski talebini hatırlattı ve çalışmaların bir an önce tamamlanarak düzenlenecek raporun kendilerine gönderilmesini istedi.
Hastanelerle ilgili savcılığın istediği soruşturma raporu ise "yenidoğan çetesi" olayının patlak vermesinin hemen ardından 25 Ekim 2024'te geldi.
Söz konusu SGK raporunda Özel Avrupa Şafak hastanesi, Özel İstanbul Şafak hastanesi, Özel Ataköy hastanesi ve Özel Şafak Tıp Merkezi'nin SGK'ya gönderdikleri fatura tutarlarının emsal hastanelere göre yüksek olduğu, bunun için birçok inceleme yapıldığı ve bunların sonucunda incelemelerin "neredeyse tamamında" gerçeğe aykırı faturalandırma yapıldığının müfettişlerce tespit edildiği belirtildi.
16 bin sağlıklı göze lazer, tarihi geçmiş stentler
İddiaların yoğunlaştığı Şafak hastaneleri SGK raporlarına göre 2007 yılından günümüze kadar yani 17 yıldır "sistemli ve süreklilik içerecek şekilde zincirleme olarak" kamuyu zarara uğrattı.
SGK müfettişlerine göre hastaneler manuel fatura olarak adlandırılan Medula sistemi üstünden fatura kesmeyerek denetimden kaçmayı ve böylelikle gerçeğe aykırı işlemlerin tespit olanağını ortadan kaldırmayı amaçladı.
2004-2007 yılları arasında tarihi geçmiş sağlıksız kalp stentleri kullandığı tespit edilen hastane grubu için yıllar içinde çeşitli branşlarda sayısız usulsüzlük raporu düzenlendi. Bu kapsamda SGK müfettişleri Avrupa Şafak hastanesine göz muayenesine gelen yaklaşık 16 bin 512 sağlıklı kişinin yani neredeyse her iki hastadan birinin gözlerine gereksiz yere "lazerle delik açıldığını" raporladı. Bu sahte işlemlerin aynı zamanda yine aynı gruba ait İstanbul Şafak hastanesinde de yapıldığı tespit edildi.
SGK'ya fatura edilen göz ameliyatlarının ise aslında hiç yapılmadığı müfettişlerin hastaları beş farklı hastanede kontrole göndermesiyle ortaya çıktı.
Şafak grubuna ait Avrupa Şafak ve İstanbul Şafak hastanelerinin yanı sıra Özel Ataköy hastanesi, Özel Şafak Tıp Merkezi ve Özel Göztepe hastaneleri hakkında da çeşitli yıllara dayanan SGK inceleme raporları bulunurken, bazı emekli doktorların diplomaları kullanılarak özellikle göz hastalıkları branşında SGK'nın ciddi zararlara uğratıldığı ortaya çıkarıldı.
Hastanenin müfettişlerin incelemesini fark etmesi üzerine izlediği yol ise SGK raporuna göre gözden vazgeçip usulsüzlüklere kalp ve damar cerrahisi ile devam etmek oldu.
Raporda bu durum "Hastane soruşturmalarında incelenen hastane açısından yaptırımlar caydırıcı olması beklenirken tam tersine Kalp ve Damar cerrahisi branşında işlemler hayatın olağan akışı ile açıklanamayacak şekilde artmıştır" sözleriyle vurgulandı.
Şafak hastaneler grubunu kim koruyor?
Şafak Sağlık Grubu bünyesindeki Özel Şafak Hastaneler zinciri kendi internet sitelerine göre 1998 yılından beri faaliyette ve şu anda İstanbul'da beş ayrı sağlık birimi bulunuyor.
Farklı SGK müfettişlerinin uzun yıllardır raporlar hazırlayarak çeşitli yolsuzluklarını ortaya çıkardığı Özel Şafak hastanelerinin sadece bir birimi olan Bağcılar hastanesi son "yenidoğan çetesi" olayının patlak vermesiyle kapatılmış durumda iken diğer hastaneler halen çalışıyor.
DW Türkçe'nin sektörden ve soruşturmaya hakim kişilerden edindiği bilgiye göre Şafak grubu hastaneleri geçen yıllarda çeşitli şikayetler nedeniyle diğer özel hastanelerin de dikkatini çekti ve cezalandırılmaları için diğer özel hastaneler tarafından devlete şikayet edildi. Ancak grubun siyasi bağlantıları ve sahiplerinin iktidara yakınlığı nedeniyle yıllar içinde bu şikayetlerden bir sonuç alınamadığı ve sektördeki diğer grupların da bundan rahatsız olduğu belirtiliyor.
SGK'nın 25 Ekim 2024 tarihli yazısına göre devletin Özel Avrupa Şafak hastanesinden 4 milyar 942 milyon 129 bin 060 TL alacağı bulunurken, bu miktar tahsil edilemiyor. Yazıya göre; hastane "tahsilat imkanını ortadan kaldırmak amacıyla" İstanbul Gaziosmanpaşa'da faaliyette olduğu halde şirket adresini Sakarya'ya taşıyarak konkordato çıkarttı.
Bu arada Özel Şafak Hastanesi'nin sahibi Seçim Öztürk Halk TV'de Kayda Geçsin programına katılarak iddialara yanıt verdi. Öztürk SGK'ya yanlış fatura verilmediğini öne sürerken, hastanenin İstanbul Gaziosmanpaşa'da bulunmasına rağmen Sakarya'ya taşınmasına ilişki raporları da reddetti. 16 bin yanlış göz ameliyatının raporlanmasına ilişkin ise Öztürk; "Evet, göz alanında bir sıkıntımız var" diye konuştu.
Özel Avcılar ve TRG Hospitalist de raporda
Bu arada SGK raporunda sadece Şafak grubu hastaneleri değil, aynı zamanda şu anda ruhsatları iptal edilen Özel Avcılar ve TRG Hospitalist hastaneleri hakkında yapılan incelemeler de bulunuyor.
Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun sahibi olduğu Özel Avcılar Hospital için Ağustos 2023'te düzenlenen müfettiş raporunda 194 sigortalıyla yapılan görüşmeler sonucunda gerçeğe aykırı işlemler tespit edildiği ve 3 milyon 240 bin 629 TL SGK zararı bulunduğu belirtiliyor.
Özel TRG Hospitalist hastanesi için ise Ekim 2021'de düzenlenen müfettiş raporuna göre gerçeğe aykırı göz işlemleri nedeniyle 57 bin 637 TL kurum zararı ortaya çıkıyor.
SGK'nın önerisi: "Mal varlıklarına el konulsun"
SGK'nın raporunda adı geçen bu hastanelerin Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli hastaneleri kullanarak "resmi ve özel evrakta sahtekarlık yaparak kamu kurumları aleyhine nitelikli dolandırıcılık suçu işlediği, bu suçlardan elde ettiği gelirle yeni suç geliri elde etmek amacıyla yeni hastaneler açtığı" da vurgulanıyor.
SGK'nın 25 Ekim 2024 tarihinde Savcılığa gönderdiği yazının son bölümündeki önerisi ise şu şekilde oluyor:
"İddianamedeki deliller çerçevesinde Özel Avcılar Hospital hastanesi ve Özel TRG Hospitalist hastaneleri ve diğer hastaneler hakkında yukarıda delil olarak gösterilen raporlardan yola çıkarak anılan hastaneleri ait olduğu şirket ortaklarının maddi malvarlıklarına tedbir konulması gerektiği Savcılık makamının yüksek takdir ve tensiplerine sunarız."
TTB: Olay münferit değil, rüşvet ağı ihtimali yüksek
Bu arada "yenidoğan çetesi" ile ortaya çıkan sağlık skandalı nedeniyle muhalefet geçmişte İstanbul İl Sağlık Müdürü olarak görev yapan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun istifasını talep ediyor.
DW Türkçe'ye konuşan muhalefet milletvekilleri Memişoğlu'nun İstanbul'daki bu çeteden ve hastanelerin yıllara dayanan usulsüzlüklerinden il sağlık müdürü olarak haberinin olmamasının imkansız olduğunu vurguluyor.
Öte yandan meslek kuruluşları da "yenidoğan çetesi" olayının sadece bu kişilerle sınırlı olan tek bir olay olmadığına dikkat çekerek, bu çete ile ilgili haklarında suç işlediklerine dair kuvvetli kanıtlar bulunan 47 sanığın yargılandığını ancak olayın esas faili konumunda olan piyasacı sağlık sisteminin yargılanması gerektiğini belirtiyor.