1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Yenidoğan çetesi" sistemin sorgulanmasına neden oldu

18 Ekim 2024

Bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları hastanelere sevk edip ölümlerine neden olarak kazanç elde ettikleri belirlenen "yenidoğan çetesine" tepki yağdı.

Bir yenidoğan
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Bildfunk/B. Pedersen

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından "yenidoğan çetesi" hakkında yürütülen soruşturmanın sonucunda hazırlanan fezlekenin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesinin ardından Başsavcılık, 494 sayfalık iddianamesini tamamladı.

22'si tutuklu 47 şüphelinin, bebek acil hastalarını, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket etmek suretiyle, önceden anlaştıkları bazı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek kasıtlı olarak ölümlerine neden oldukları ve buradan haksız kazanç elde ettikleri belirlendi. Şüpheliler, bebek ölümlerinden sorumlu tutuldu.

İddianamede, bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırıldığı, bu şekilde bazı bebeklerin enfeksiyon kapmasına, bazılarının da ölümüne neden olunduğu belirtildi. Buna ek olarak şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları ilaçları hastaneden çıkarıp satarak maddi kazanç elde ettikleri kaydedildi.

İddianamede adı geçen 19 özel hastaneden ikisinin faaliyetlerinin askıya alındığı belirtildi.

Çetenin, en az 12 bebeğin ölümüne neden olduğu ifade ediliyor.

Adalet Bakanı Tunç: Yargılama süreci devam ediyor

Adalet Bakanı Tunç da "İstanbul’da bazı özel hastanelerin yeni doğan bakım ünitelerinin kiralanarak insani ve uygun olmayan koşullar nedeniyle bebek ölümlerinin meydana geldiğine yönelik CİMER'e yapılan başvurular ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün ihbarı üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.05.2023 tarihinde soruşturma başlatılmış, bu kapsamda bugüne kadar gözaltına alınan 47 şüpheliden 22’si tutuklanmıştır. 47 şüpheli hakkında 16.10.2024 tarihinde iddianame hazırlanmış ve 22’si tutuklu bulunan bu şüphelilerle ilgili yargılama süreci devam etmektedir" açıklaması yaptı.

Sağlık Bakanlığı: İzin vermeyeceğiz

Sağlık Bakanlığı, konuyla ilgili olarak sosyal medya üzerinden, "Sağlıkta illegalite ve kötü uygulamalara izin vermeyeceğiz" ifadesini kullanarak bir paylaşım yaptı.

Şüpheliler hakkında "cezai işlemlerin yapıldığı ve konunun adli makamlara iletildiğini" kaydeden Bakanlık, şu ifadeleri kullandı:

"Sağlık Bakanlığımız tarafından söz konusu hastanelerin faaliyetleri hakkında başlatılan inceleme sonucu hukuki yaptırım süreçleri devreye alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı olarak özveriyle görevini yerine getiren, insanların hayatını kurtaran ve şifa dağıtan sağlık çalışanlarımızın insanlık dışı davranışlarda bulunan kişiler sebebiyle töhmet altında kalmasına izin vermeyeceğiz. Yargıya intikal etmiş sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız."

"Hastanelerin ticarethane hâline getirilmesinin sonucu"

Türk Tabipleri Birliği (TTB), konuya ilişkin bir açıklama yayınladı. "Yenidoğan çetesi olayı, sağlıkta piyasacı dönüşümün vahim sonuçlarından biridir. Çözüm ise kamucu, eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli bir sağlık sistemindedir" ifadelerine yer verilen açıklamada, "Olayla ilgili kamuoyuna yansıyan ayrıntıların hekimlik değerleri bir yana, insanlık ile bağdaşmayacak nitelikte olduğu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği açıktır" denildi. Açıklamada, "Sağlık Bakanlığı’nı halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarını boşa harcayan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikaları bir an önce terk etmeye çağırıyoruz" ifadelerine yer verildi.

İstanbul Tabip Odası'ndan da (İTO) skandala ilişkin bir açıklama geldi. Olayın "sağlık sisteminin iflas ettiğine" delalet olduğunun belirtildiği açıklamada, "Sağlığın alınır satılır bir meta, hastaların müşteri, sağlık kuruluşlarının ise ticarethane durumuna getirilmesinin sonucudur. Bunun sonucu olarak amacın yalnızca kâr etmek ve bunu maksimize etmek olduğu bir sağlık piyasası içinde, etik ve kanun dışı işlemler işin doğası gereği daha sık görülür hâle gelmiştir" denildi ve sorumluların yargı önüne çıkarılmaları gerektiği ifade edildi.

"Yenidoğan çetesi" skandalına Özgür Özel'den de tepki geldiFotoğraf: ANKA

"Memleketin çivisi iyice çıktı"

Yaşanan skandala Cumhuriyet Halk Partisinden (CHP) de tepki geldi. CHP lideri Özgür Özel, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, "İlk okuduğumda şunu söyledim: Memleketin çivisi iyice çıktı. Bir yenidoğan bebek bütün dünyaya umuttur, ailesine büyük bir neşedir, koca bir aile için yaşama yeniden tutunma, yaşama dair umutların tazelenmesidir" dedi.

Özel, şüphelilerin en ağır cezayı almaları için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi. Çetenin çökertilmesinin yanı sıra "devletteki bağlantılarına bakılması gerektiğini" kaydeden Özel, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunun ucu kime gidiyorsa, kime dokunuyorsa doktorsa doktor, başhekimse başhekim, hemşireyse hemşire ama bunların bütün bir meslek grubunu kötülemeden ama içindeki çürükleri ayıklayarak mutlaka ilerlemek lazım. Hangi siyasi görüşten, hangi siyasi partiye yakın olursa olsun, kimse kimseyi korumasın."

Sağlık Bakanı'na istifa çağrısı

Öte yandan CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz ve CHP Ankara il örgütü temsilcileri, çeteye ilişkin Sağlık Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yaptı.

"Biz Sağlık Bakanı'nın açıklamasını, özrünü kabahatinden büyük olarak değerlendiriyoruz" diye konuşan Şahbaz, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na istifa çağrısı yaptı. Memişoğlu'nun 2 Temmuz 2024'te Sağlık Bakanı olmadan önce İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevini yürütmesine atıfta bulunan Şahbaz,

"Siz altı yıl İstanbul’da İl Sağlık Müdürlüğü yaptınız. Bugün Sağlık Bakanı’sınız. Tüm bu olaylar Türkiye'nin gözü önünde gerçekleşirken siz neden müdahale etmediniz? Müdahale etmek için neden bir isimsiz ihbarın CİMER’e gitmesini beklediniz? İstanbul’u bu koşullarda yöneten ve il sağlık müdürü olan Sağlık Bakanı, bugün tüm Türkiye'nin sağlık sistemini yönetiyor. Bu hiç birimizin sağlık güvencesinin kalmadığının ve hepimizin hayati tehlike altında olduğumuzu gösteriyor” dedi.

DW, ANKA / BÜ, BK