1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yenilenebilir enerji arayışı

Verena Kemna25 Kasım 2008

Greenpeace'nin hazırladığı rapora göre, dünya genelinde yenilenebilir enerji dönüşümü için 9 milyar dolar yeterli. Karbondioksit salınımının ise 2050’ye kadar yarı yarıya azaltılabileceği ifade ediliyor.

Uzmanlara göre sadece elektrik konusunda bile 2030'a kadar kömür, gaz ve petrol için yapılan yakıt masraflarından 18 milyar doların üzerinde tasarruf edilebilir
Uzmanlara göre sadece elektrik konusunda bile 2030'a kadar kömür, gaz ve petrol için yapılan yakıt masraflarından 18 milyar doların üzerinde tasarruf edilebilirFotoğraf: AP

Bilim adamları her geçen gün azalan enerji kaynaklarına yeni alternatifler arıyor. Bunlar arasında en çok göze çarpan ise yenilenebilir enerjiler. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden bilim adamları ve bir Hollanda kuruluşu, Greenpeace ve Yenilenebilir Enerjiler Sanayi Birliği adına alternatif enerji kaynakları ile ilgili ortak bir çalışma yaptı. Bunun sonucunda oldukça geniş kapsamlı bir rapor hazırlandı.

"Karbondioksit salınımı yarı yarıya azaltılabilir"

Önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından biri de rüzgar enerjisiFotoğraf: KfW-Bildarchiv / Fotograf G.J. Lopata

Greenpeace'nin, Yenilenebilir Enerjiler Sanayi Birliği ile birlikte yayımladığı “Dünya Enerji Raporu“ yaklaşık 1 kilogram ağırlığında. 200’ün üzerinde sayfadan oluşan raporda oldukça ilginç detaylar var. Bilim adamları, 9 milyar dolarlık bir yatırımla dünya genelinde yenilenebilir enerji dönüşümünün mümkün olabileceğini belirtiyor. Karbondioksit salınımının ise 2050’ye kadar yarı yarıya azaltılabileceği ifade ediliyor.

Bilim adamlarına göre dönüşüm zahmete değer. Sadece elektrik konusunda, 2030'a kadar kömür, gaz ve petrol için yapılan yakıt masraflarından 18 milyar doların üzerinde tasarruf edilebilir. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi mühendislerinden Wolfram Krewitt, “Çok farklı senaryoları gözden geçirdik ve etkili ölçümlerle enerji ihtiyacının düşürülebileceğini gördük. Geriye kalan enerji ihtiyacını ise yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağlayabiliriz. Elektrik konusunda da, 2050 yılına kadar elektrik ihtiyacının yüzde 80’inin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla değiştirilebileceğini tahmin ediyoruz. Özetle, trafik ve ısınma ihtiyaçlarını da eklersek, 2050’ye kadar enerji ihtiyacının yaklaşık yarısını yenilenebilir enerjilerle karşılayabiliriz“ diyor.

Geleceğe yapılan bir yatırım

Şu anda Almanya’da karbondioksit emisyonu bir yılda kişi başı 10 ton civarında. Ancak yenilenebilir enerjiye geçişle, 2050 yılına kadar karbondioksit emisyonu yılda kişi başı bir tona kadar azaltılabilir. Dünya genelinde yenilebilir enerjinin yıllık cirosu şu anki 70 milyardan 360 milyara, yaklaşık 5 katına çıkarılabilir. Ve dünya genelinde enerji ihtiyacının yarısı bu şekilde karşılanabilir.

Greenpeace'in raporuna göre karbondioksit salınımını 2050'ye kadar yarı yarıya azaltmak mümkünFotoğraf: AP

Yenilenebilir Enerjiler Sanayi Birliği’ni temsil eden Oliver Schäfer, “Bunun teknolojik açıdan mümkün olduğunu gösterdik çünkü gerekli teknolojiye sahibiz. Artan petrol fiyatları ve karbondioksit emisyonunun artan masrafları düşünüldüğünde ekonomik açıdan da mantıklı. İlk yıllarda yüksek harcama yapılsa da bu dönüşüm akla yatkın. Bu, geleceğe yapılan bir yatırım. Ancak öncelikle bazı engelleri aşmamız gerekiyor. Yenilenebilir enerjinin piyasalara girmesi için siyasi desteğe de ihtiyacımız olacak“ diye konuştu.


Daha fazla tasarruf imkânı

Schäfer, enerji devrimi için teknik ya da ekonomik herhangi bir engel görmüyor. Bu branşın iş hacmi şimdilik 40 milyar euro civarında. Ve yenilenebilir enerji kullanımı her üç yılda bir katlanıyor. Pek çok yerde rüzgâr gücüyle çalışan santraller termik santrallerden daha ekonomik. Atılabilecek pek çok adım var ancak bütün bunlar politikacılar, gerekli koşulları yaratırsa gerçekleştirilebilecek. Almanya için de bir enerji devrimini önemli bulan Schäfer, “Yenilenebilir enerjiler geniş üretim ve yaygınlık sayesinde ucuzlarsa, 2015 ve 2020’den itibaren bu senaryonun faturası daha da düşecek. Çünkü daha az enerji kullanıyor ve daha az ithal gaz ve petrol kullanıyor olacağız. Kaynak masrafı olmayan enerjilere geçmiş olacağımızdan, enerji ikmali de daha güvenli hale gelecek“ diyor.

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster