Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in hükümeti, PASOK Partisi hükümeti zamanında dışişleri bakanı olan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas'ın yeniden seçilmesine yetecek çoğunluğu sağlamakta zorlanacağı için, her halükarda tökezleyecek ve 2010 Mart'ında erken seçim zorunluluğuyla yüz yüze kalacaktı. Yorgos Papandreu'nun başında bulunduğu sosyalist muhalefet partisi PASOK, sevilen cumhurbaşkanı Papulyas'ı devirmek için hükümete destek vermedi. Başbakan Karamanlis ise bu durumu bir lütufta bulunuyormuş gibi göstermeye çalışıyor.

Dün de yine Yunanistan'ın, içinde bulunulan gergin ekonomik durum ve resesyona karşı alınması gereken önemli tedbirler nedeniyle, altı aylık bir seçim sürecinin altından kalkamayacağını vurguladı. O da, yapılan son anketlerin sonuçlarına göre, muhalefetteki PASOK'un, kendi partisi olan Yeni Demokrasi Partisi'nden yüzde beş ila altı oranında daha iyi durumda olduğunun farkında.

Bu öncelikler neden daha önce belirlenmedi?

Yunanistan'ın gergin bir ekonomik ve mali durum içinde olduğu bir gerçek. Turizm ve gemi taşımacılığı gibi, ekonominin bazı can damarları küresel mali krizden ağır şekilde etkilendi. Bütçe açığı yıl sonunda gayrisafi millî hasılanın yaklaşık yüzde 6'sına ulaşacak. Avrupa Komisyonu da artık Atina'ya, sonuçta uygulayamayacağını bile bile yeni istikrar programı takvimleri belirlemekten yoruldu. Bu nedenle Başbakan Karamanlis, konuşmasında "daha iyi bir gelecek" için gereken önceliklere yer verdi: bütçe açığının azaltılması, başını alıp giden vergi kaçakçılığıyla mücadele ve yapısal reformlara gidilmesi. Ancak 2004 yılından bu yana iktidarda olan hükümetinin, bu öncelikleri neden daha önce belirlemediği ve bu konulara eğilmediği sorusunu yanıtsız bıraktı.

Böylece Yunanistan kısa ama zor bir seçim sürecine girmiş bulunuyor. Zira Karamanlis konuşmasında PASOK'u popülist olmakla, Yeni Demokrasi Partisi'nde yaptığı ilk toplantılardan birindeyse Papandreu'yu kendine yakın olanları kayırmakla suçladı. Görünen o ki, iki büyük parti arasındaki ezeli rekabet sürecek. Ve topluma tamamıyla birbirinden farklı iki dünya görüşünü temsil ettikleri yönünde rol yapmaya devam edecekler. Ancak açık olan bir şey varsa o da, Yeni Demokrasi Partisi ve PASOK'un yıpranmış ve çökmekte olan iki partili sistemde sadece aynı madalyonun iki farklı yüzü oldukları. Her iki parti de şimdiye kadar içerikle ilgili yapmaları gereken birçok yenileşme ve modernleşme hareketini es geçtiler ve Yunan toplumunun içinde bulunduğu rahatsızlıkta büyük payları var. Üstelik halk geleceğe yönelik alternatiflerin noksanlığından dolayı, artık bu rahatsızlığı sandık odalarında saklamak yerine, geçtiğimiz Aralık ayında olduğu gibi caddelere taşımaya başladı.

Spiros Moskovou / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Baha Güngör