Dün akşam bir açıklama yapan Euro Grubu Başkanı Jean-Claude Juncker, ikinci malî yardım paketine yeşil ışık yakılması için Yunanistan'ın 325 milyon euro hacminde ek tasarruf önlemlerine gitmesi gerektiğini ve açıklığa kavuşturulması gereken başka konular da olduğunu söyledi. Bu nedenle bu akşam Brüksel'de planan maliye bakanları toplantısının yapılmayacağı duyuruldu. Yüz yüze görüşmek yerine, bir telefon konferansının yapılacağı ifade edildi.

Yunan ekonomisi çöküyor mu?

Öte yandan ekonomi uzmanları, Yunanistan’a dayatılan ağır tasarruf reçetesinin Yunan ekonomisini boğma tehlikesi gösterdiği görüşündeler. Uzmanlar 2011 yılı itibarıyla Yunanistan ekonomisinin kelimenin tam anlamıyla çöktüğünü belirtiyorlar. Ekonomide hissedilir bir gerilemenin zaten beklendiğine işaret eden uzmanlar, bu yoğunlukta bir düşüşü ise beklemediklerini itiraf ediyorlar.

Yunanistan İstatistik Dairesi, gırtlağına kadar borç içindeki ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının 2011 yılında, geçen yıla oranla yüzde 6,8 oranında gerilediğini açıkladı. Daha 2010 yılında Yunanistan ekonomisinde yüzde 4,5’luk bir küçülme kaydedilmişti. İşsizlik oranının da önemli ölçüde arttığı, yüzde 20,9 oranına ulaştığı bildirildi.

Yunanistan Merkez Bankası, son zamanlara kadar ülke ekonomisinin 2011 yılında yüzde 4 dolayında küçüleceğini tahmin ediyordu. Finans uzmanlarının ortak görüşüne göre Yunanistan’da şimdiki yoğun ekonomik gerileme, ülke ekonomisinin nefesini kesen tasarruf politikalarından ileri geliyor. Bu arada özel tüketimin ve devlet yatırımlarının da gerilediği saptanıyor.

Almanya'nın etkisi sorgulanıyor

Birçoklarının aklına, "Acaba özellikle Almanya’nın Yunanistan’a sürekli dayattığı tasarruf politikaları mı ülkeyi uçurumun kenarına getirdi?" sorusu takılıyor. Alman Hrıstiyan Birlik partilerinin Meclis Grup Başkanı Volker Kauder’e göre sorumlu tutulması gereken Almanya değil. Kauder, “Piyasaların yeniden güven kazanması için reformların mutlaka yapılması gerektiğini Yunanlar da çok iyi biliyor. Tanrıya şükürler olsun ki parlamentoları karar almış durumda. Özetle, Yunanları bu konuda adım atmaya zorlayan bir tasarruf baskısı söz konusu değildir. Söz konusu olan gerekenin yapılmasıdır. Ve biz de bu hedef doğrultusunda Yunanları destekleyeceğiz" diyor.

Yunanistan’a yatırım yapma konusundaki çekingenliğe ilişkin olarak da Hrıstiyan Birlik partilerinin Meclis Grup Başkanı Kauder şunları söylüyor: “Ben şunu söyleyeyim: Yatırımcılar için elbette en önemli konu mülkiyetin güvenliğidir. (Yunanistan’da) ne tapu sicili denen şey var, ne de kadastro! Bunların tabii çözüme kavuşturulması gerekiyor. Yatırımcı kendini hukukî anlamda güvence altına almak ister. Örneğin bu, önemli bir konu ve bu konuda ilerleme sağlanması gerekli, sağlanacak da. Biz, Euro Bölgesi’nde kalması için Yunanistan’a yardım etmek istiyoruz.”

"Önce önlemler hayata geçirilmeli"

Peki Yunanistan'da konjonktür nasıl yeniden canlandırılacak, Almanya bu konuda neler yapabilir? Öncelikle reform önlemlerinin uygulamaya geçirilmesi gerektiğini belirten Kauder, sözlerini "Bunlar tam anlamıyla yapıldıktan sonra AB’den para yardımı sağlanabilir. Yapılandırma fonlarımız var, gerekirse oradan kaynak sağlanır, Yunanistan’ın ödeme paylarından feragat edilir. Yani olanaklar mevcut! Ama, iki Almanya’nın birleşmesi sürecinde de önce idari yapılanmalar oluşturuldu, bunlar üzerinden yatırımlar kanalize edildi. Aynı şeyin Yunanistan’da da yapılması gerekiyor" şeklinde sürdürüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Mario Dobovisek / Çelik Akpınar

Editör: Ercan Coşkun